Davalar acılar içinde doğar, refah içinde ölür.
Aliya İzzetbegoviç
Hayat da böyle...
İnsan şükür içerisinde bir yaşama devam ettiği müddetçe,Allah’ın görünmez yardımları da beraberinde devam edecektir...
Ama insanoğlu azdığı zaman,şükrünü unuttuğu zaman, yaşamın da bir bereketi kalmıyor...İnsan o zaman varlık içinde bile yokluk çekmeye başlıyor...Güzelim yaşantılar heba olup gidiyor...
Onun içindir ki Kuranı Kerim’de;zaferin ve zenginliğin asıl sahibinin Allah’a ait olduğu defalarca anlatılmaktadır...Ve çoklukla,zaferle,zenginlikle övünmek ve böbürlenmek yasaklanmaktadır...
Bedir savaşında sayıları az olduğu halde,müslümanlar samimi oldukları için,ve Allah’a tevekkül ettikleri için,yokluk içinde bile kalsalar,onlara zafer verilmişti ve sevinmişlerdi...
Tam tersine,ne zaman mala ve mülke meylettilerse,ne zaman çoklukla övünüp şımardılarsa,ne zaman Allah’ı unutup,eğlenceye daldılarsa da,hezimete uğramışlar ve varlık içerisinde,refah içerisinde hezimete uğramışlardır...
Zaferi ve başarıyı kazandıran;çokluk veya varlıklar değil,şükür ve teslimiyettir...
Eski helak olan toplumların yokoluşlarını incelediğimiz zaman,hiç beklemedikleri bir zamanda,eğlenceye dalmış iken,hiç hesapta yok iken,helak olmuşlardır...
Bu sebeple,gerçek dostlarımızın kıymetini bilelim,varlık içerisindeyken şükrümüzü eda edelim...
Her an cennete gidecekmişiz gibi,ümitvar olalım ama her an cehenneme düşecekmişiz gibi de korku ve ihtiyat içinde yaşayalım...
Başlangıçlarda ki samimiyetimize geri dönmekten ve Allah korkusuyla yaşamaktan başka bir çıkış yolumuz da yok...
Bu dünyadaki kaçışımız,mutlaka son bulacak ve bu yaşadığımız mekanlarda bizden sonra başka başka nesiller yaşamaya devam edecek...
Ama bu dünyaya geri dönüpte yeniden yaşama fırsatımız asla olmayacak...
Selam ve dua ile kalın...