Meclis Başkanı M. Hanifi Öksüz başkanlığında yapılan KMTSO Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısında, Adana Ticaret Odası Başkanı ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Üyesi Atila Menevşe ile İKV uzmanlarının konuşmacı olarak katıldığı ‘Türkiye'nin AB Gündemi: Üretim ve Ticaretin Değişen Yüzü’ konulu panel de gerçekleştirildi.
Toplantının açış konuşmasını yapan M. Hanifi Öksüz, AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile ilgili olarak tarım ürünlerinin kapsama dahil edilmesi konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Öksüz, “Avrupalı tüketicilerin alacağı standartta ürün yetiştirmek zorundayız” dedi.
“REKABETÇİ OLDUĞUMUZ ÜRÜNLERİ YETİŞTİRECEĞİZ”
Öksüz şunları kaydetti: “Şimdi Türkiye de her şeyi yetiştiremezsiniz. Biz rekabetçi olduğumuz ürünleri yetiştireceğiz ve Avrupa’nın alacağı ürünleri yetiştireceğiz. Hayvancılık dedik tutturduk, tamam da hayvancılık için yeterli meramız var mı? Belki Türkiye’nin doğusunda olabilir. Tonu 800 liradan saman alarak hayvan beslemek mümkün değil. Ama denizlerimiz çok, sularımız çok. Bakın su ürünlerinde rekabetçi oluruz. Mesela bu kuru gıdalar, yemişler çok önemli. Türkiye dağlık bir ülke. Geniş topraklarımız yok. Nasıl bu 80 milyonu besleyeceksin tarımla? Standardımız yok.
“TÜRKİYE’DEKİ TOPRAĞIN 10 KATINI İŞLEYECEK TRAKTÖR VAR”
Toprakları parçaladık yarısı ekilmiyor ya burada modern tarım sistemlerinin uygulanması lazım. Büyük tarlaların oluşması lazım. Bugün ben arazimde evimde, bahçemde, tarlamda ben meraklıyım tarıma domates yetiştiremiyorum. Hepsi hastalıktan kapkara oluyor. Hepinizin başındadır belki, eskiden toplamayla bitiremiyorduk. Türkiye’deki toprağın 10 katını işleyecek traktör var. Traktörü veriyorsun insanlar taşıt olarak kullanıyor. Tarım sektörünü sanayi gibi ele almamız lazım.
“ÖNCE TARIMSAL SANAYİMİZİ KURACAĞIZ”
Avrupa bize tarımda işbirliğine gidelim dese bizim onlara satacak ürünümüz yok. Kendimizi hazırlamamız lazım. Coğrafi ürünler çok önemli, ne yetiştirebileceksek onu da coğrafi ürün yapacağız ve geniş alanlarda yapacağız, esas tarım o. Önce tarımsal sanayimizi kuracağız.”
KMTSO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Zabun ise, Kahramanmaraş’ın 17 milyar liralık ekonomisiyle Türkiye’nin gücüne güç katan, ekonomik büyümenin anahtar kentlerinden biri olduğuna dikkat çekti.
Kentin, 5,5 milyar dolarlık sanayi üretimine sahip olduğunu belirten Zabun, yüzde 64’ü Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, 120 ülkeye yılda 1 milyar dolar ihracat yapıldığını kaydetti.
“ŞEHRİMİZDE 1000’DEN FAZLA SANAYİ TESİSİMİZ FAALİYET GÖSTERİYOR”
Kahramanmaraş’ın büyük şirketler liginde önemli bir atak yaptığını söyleyen KMTSO Başkanı Zabun şu şekilde konuştu: “Türkiye’nin en büyük bin sanayi kuruluşu listesinde en çok şirketi olan 8. kenti konumuna ulaşmıştır. 1000’den fazla sanayi tesisi bulunan şehrimiz Türkiye pamuk ipliği üretiminin yüzde 35’ini, dokuma mensucat üretiminin yüzde 7’sini, örme mensucat üretiminin yüzde 12’sini, tekstil sektörü ihracatının yüzde 8’ini, tekstil sektörü istihdamının yüzde 7’sini, metal mutfak eşyalarının yüzde 60’ını, çimentonun yüzde 10’unu,
kağıdın yüzde 20’sini karşılamakta, kuyumculukta ve bayan ayakkabı üretiminde Türkiye ikincisi, unvanına sahiptir. Dondurmada ise dünya markasıdır.
“14 MİLYON KONUTUN ENERJİSİNİ ÜRETEBİLECEK KAPASİTEYE SAHİP”
Kahramanmaraş’ın 35 milyar TL olan net satış hacminin yüzde 71,5’ini tekstil sektörü oluşturmakta, gıda, metal mutfak eşyaları, çimento, kağıt sektörleri onu takip etmektedir. Enerji alanında ise 2 büyük termik santral, 57 hidroelektrik santrali, 14 güneş enerjisi santrali, 1 rüzgar enerjisi santrali ile ülkemizde 14 milyon konutun enerjisini üretebilecek kapasiteye sahiptir.”
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın, iş dünyasının en büyük global temsilcisi olarak, üyelerinin temel sorunlarına çözüm üretmek, yatırım ortamına ilişkin ortaya çıkan darboğazları açmak ve sektörel sorunları kamu platformuna taşımak misyonu ile çalıştığını ifade eden Zabun, Kasım 2017 döneminde de bu işlevini yerine getirmeye devam ettiğini aktardı.
“ŞEHRİN SORUNLARINI ANKARA’YA TAŞIDIK”
Milletvekilleri ve OSB başkanlarıyla birlikte şehrin sorunlarını Ankara’ya taşıdıklarını açıklayan Zabun, kentin ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlayacak projelerin önünün açılması için ilgili Bakanlarla çeşitli görüşmeler yaptıklarını dile getirdi.
“SURİYELİ GİRİŞİMCİLERİMİZİN SAYISI GİTTİKÇE ARTIYOR”
Türkiye’de misafir olan 3,3 milyon Suriyelinin yaklaşık 100 bininin Kahramanmaraş’ta yaşadığını anlatan Zabun şu şekilde konuştu: “ Suriyeli girişimcilerimizin sayısı da gittikçe artıyor. Kahramanmaraş Ticaret Siciline kayıtlı 30 kadar üretim ve ihracat yapan Suriyeli işadamının ekonomik ve ticari bütünleşmesini daha etkin hale getirmek ve sorunlarını ve çözüm yollarını masaya yatırmak üzere bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda, hem sorunlarını ve çözüm önerilerini hem de Ortadoğu ülkelerine ihracatı artırmak adına görüş alışverişinde bulunduk.”
“54 YILLIK TÜRKİYE AVRUPA İLİŞKİLERİNİN İYİ BİR NOKTADA OLDUĞUNU SÖYLEYEMİYORUM”
Türkiye’nin 2002 yılından itibaren hızlı büyüme ivmesi yakaladığını belirten Adana Ticaret Odası Başkanı ve İktisadi Kalkınma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Menevşe yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Ülkemiz, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin arasına girmeyi başardı. Ancak son 5-6 yıldan beri ciddi bir atılım yapamadı. Orta gelir tuzağı denilen aşamayı atlatmada başarılı olamadı. İşte bu noktada Avrupa Birliği (AB) hedefi önem kazanmaktadır. Zira görüyoruz ki AB’ye giren ülkelerin fert başına düşen milli gelirleri ciddi oranda artmaktadır. Bunun için AB kriterlerini yakalamalıyız, Türkiye’nin kalkınması ve demokratikleşmesine AB hedefinin bir çıta görevi yapmakta olduğunu kabul etmeliyiz. Bu günlerde 54 yıllık Türkiye-Avrupa ilişkilerinin iyi bir noktada olduğunu söyleyemiyorum. Karşılıklı olarak siyasi ortamlarda çok sert söylemler var. Bir tarafta hukukun üstünlüğünü dikkate çekerek, demokrasi anlamında geriye düştünüz derken, diğer taraf teröre destek olmakla ve Türk İslam düşmanlığını körüklemekle, ikiyüzlü siyaset yapmakla diğer tarafı suçlamaktadır. Karşılıklı güvensizlik ön plana çıkmıştır. İş alemi için önemsediğimiz Gümrük Birliği revizesi müzakereleri başlamasında engelleme vardır. Mali yardımlarda kesintiye gidilme kararıyla karşılaştık. Müzakere süreci dondurulmuş durumda. Bu olumsuzluklara vize ve mülteci problemini de ilave edebiliriz.”
“AB KRİTERLERİ İLE TÜRKİYE DAHA GÜÇLÜ, DAHA MÜREFFEH BİR ÜLKE OLACAKTIR”
Her şeye rağmen ekonomik ilişkilerin ve iş dünyasının karşılıklı ilişkileri ve işbirliklerinin devam ettiğini aktaran Menevşe şu şekilde konuştu: “AB’ye yapılan ihracatın tüm ihracatımız içindeki payı yüzde 7 sevilerindedir. AB ülkelerinin yaptığı doğrudan yatırımda çok önemli miktarda yatırım da giderek artmaktadır. Özetle, AB’nin ekonomik ve siyasi kriterlerini kabul ediyoruz, bu kriterlerini demokratik ülkeler için bir standart alan olduğunu biliyoruz. AB ile fiilen bir bütünleşme olmasa bile bu kriterlere sahip olan Türkiye daha güçlü, daha müreffeh bir ülke olacaktır. Böylece vatandaşlarımızın da yaşama standardı yükselecek, geleceğe güvenle bakacaklardır. Yeter ki AB’ye girmesek bile, AB kriterlerini uygulayan bir ülke olalım.”
Açış konuşmalarının ardından panele geçildi. Panelde, İKV Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas “Türkiye'nin AB Perspektifi: AB Pazarı ve Türkiye'nin Konumu”, İKV Strateji ve İş Geliştirme Müdürü M. Gökhan Kilit “Gümrük Birliği'nin Güncellenmesi ve İş Dünyasına Etkileri”, İKV Araştırma Müdürü Çisel İleri ise “AB Fon ve Programları: Türkiye