“HDPKK” ye kimler oy verdi? Kimler semirmesine yardım etti? HDP’nin desteklediği PKK’nın son kanlı eylemleri karşısında susanlar, medya ve “cemaat” ayaklarıyla yardım edenler kimler?
Liberal iş çevreleri, İsrail yanlısı holdingler, marjinaller, sapık gruplar, Nazlıyev Ilıcakoviç gibi gazeteciler, ahlaksız sanatçılar ve film artistleri, Pensilvanya’ya bağlı sözde cemaatin bağlısı polisler, askerler, bürokratlar, hâkim ve savcılar, levantenler, azınlıklar ve benzeri bilumum güruh HDPKK’ye oy vermiş ve oy verilmesi için propaganda yapmışlardır ki Türkiye’nin anarşiye sürüklenmesinde pay sahibidirler.
Kim “HDPKK” nın kanlı eylemlerine itiraz etmiyorsa ve oy vererek Türkiye’nin başına belâ olmasına sebep olmuşsa haindir.
Kim HDPKK’ye dili ve eliyle, köşe yazarlığı ve gazetesiyle, cemaatı ve televizyonuyla destek vermişse bölücülerin şerikidir.
HAİNLİĞİN MERKEZ ÜSSÜ: THE ZAMANPOST GAZETESİ VE NEWSAMANYOLUBERG TELEVİZYONU
Her gün şehit haberiyle gerilen millet, devletten daha güçlü hamleler bekliyorken, Pensilvanya’ya bağlı The zamanpost adlı gazete PKK’nın son kanlı eylemlerini, iktidarın yaptırdığı “derin oyunlar” olarak duyuruyor, yalan ve kurmaca haberlerle Türkiye’nin itibarsızlaştırılmasına alenen yardım ediyor.
Bir zamanlar suret-i haktan görünerek güya Müslümanların yararına bir mevkute olarak arzı endam bu hain mevkute fitne yayıcılığın merkez üssü oldu ve Türkiye düşmanlarıyla çalışmaya başladı. Dahası, düşmanların içimize soktuğu Truva atı görevini yerine getiriyorlar.
Hainlik ve ajanlıktır bu… Bu ülkeyi Batı’ya gambazlamaktır… Vatansızlık ve Türkiye düşmanlığıdır… Te’dip ve ıslah edilmeli, cürümlerinde ısrar ederlerse sürülmelidir.
Şahsiyetsizliğin ve sinsiliğin en âdi numunesi olan bu güruhta vatan ve millet şuurunun yerini İsrail, ABD, İngiliz şeytan üçgenine yardakçılık eden Pensilvanya şuuru yer almış.
Bu güruhun Türkiye’ye aidiyeti yoktur. Bunların akıbeti fenadır. Nedamet göstermiyor, milletten af dilemiyorlar. Vatansız ve aidiyetsiz yok olup gideceklerdir.
Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen İsrail’in, ABD ve yandaşı devletlerin ağzıyla haberler yapan The zamanpost gazetesinin şeriki olan Newsamanyoluberg ve Cnnbugün televizyonu da Pensilvanya bağlısı olarak, Türkiye’nin iç ve dış düşmanlarının sözcülüğünü üstlendi ki, Allah, Türkiye’yi bunların çarpıtılmış ve hainâne yayınlarından korusun.
The zamanpost gazetesinde Mümtaz nam bir yazar var ki 12 Eylül öncesinin “Hilâlci” lerinden iken, Pensilvanya Kalesi’nde içtiği uyuşturucu şerbetlerden sonra aklını kaybetti ve asıl fikirlerini inkâr ederek şizofrenik yazılar yazmaya başladı. Düpedüz çarpıtılmış, teville dolu, Türkiye’nin bütünlüğüne ve selâmetine zarar veren bir gazeteci olup çıktı.
Şizofren Mümtaz’ın yazdığı The zamanpost gazetesinde, onun gibi bir zamanlar vatan-millet-devlet diyen Ahmed Turanov Alkanoviç namıyla bir kalemşör daha var ki bu dünyada haysiyet ve şanını, asıl fikrini ve kalemini kaybetmiş, dahası ilk okuyucularının gözünde rezil ve rüsva olmuştur.
Kimliğini ve fikrini kaybetmiş olan bu meful şahıs da Meşrutiyet Dönemi’nin İtilafçıları gibi devlet ve milletin millî yararına olmayan Pensilvanya öğretileri doğrultusunda laklakan türü yazılarıyla hainlere hizmet etmekle meşguldür
Sözün özü; Türkiye’nin varlığına kasteden ve milyarlarca malî gücün kaybına sebep olan “HDPKK” nin semirmesini sağlayan herkes haindir ve hainliklerini bedelini ödemelidir.
-----------------------------------------
FİKİR DÜKKÂNI MÜDAVİMLERİNİN DİKKATİNE: KÜP MEĞERSE KÂBE İMİŞ…
Bir Hocam’ın birincisi (Bir Hocam iki kişidir), bağda bahçede küp, yâni hazine arayan ve adı “küpçüye” çıkan Fikir Dükkân’ı müdavimlerinden Bizim Yunus’a, “Namaz kılarken küpü de görüyor musun?” demiş. Bizim Yunus boynunu bükmüş, “Görüyorum Hocam” demiş.
Bu derin ifşa karşısında, Bir Hocam’ın özge şâkirtlerinden İsmail Göktürk, kalbine vehbî ihamlar gelen dervişler misâli cezbe hâlinde kendini tutamış, “Ben anladım ki Bir Hocam’ın yıllardır şâkirdi Yunus’a ‘Buldun mu?’ dediği küpten kastı Kâbe imiş. Biz içinde hazine bulunan küp olarak anlamışız bunca zaman. Meğer küp zâhiri olarak da mânevî olarak da Kâbe-i Muazzama’ymış” demiş ve olduğu yerde inleme başlamış…
Âh, İsmail dost! Sır saklamasını bilmezsin sen, kendini bir daha ele verdin.