Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Ortaköy'de 5 kişiyi öldüren katil zanlısı jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Katil zanlısı, "Sevdiğim için yaptım pişman değilim" dedi.
Şarkışla ilçesine bağlı Ortaköy'de sevdiği kız Pınar Ezgi Esen'in dedesi Hüseyin, anneannesi Cennet ve babası Tarık Esen'i öldüren katil zanlısı 28 yaşındaki Fırat Yurdakul polis ekipleri tarafından yakalandığı Kahramanmaraş'taki işlemlerinin ardından Sivas'ın Şarkışla ilçesine gönderildi. Yurdakul Şarkışla İlçe Jandarma Komutanlığı'nda alınan ifadesinde işlediği cinayetleri soğukkanlılıkla anlattı. Yurdakul, "Tarık Esen'in kızı olan Pınar Esen ile aramızda yaklaşık 8-9 yıldır devam eden bir aşk ilişkisi vardı. Birbirimizi yıllarca sevdik. Bu sevgimizi evlilik yaparak güzelleştirmek istedim. 2017 yılı yaz aylarında Pınar'ın annesi Nesrin Esen ile görüşmüştüm. Bana 'Bu kız ile artık evlen bir yuva kurun' demişti. Bende zaten onsuz yaşayamam dedim. Ancak bizim yapacağımız bu evliliğe Pınar'ın babası Tarık Esen karşı çıktı. Yaz aylarında bir görüşmemizde bana hitaben 'Senin gibi birine ben kız vermem sen kimsin ki benden kız alacaksın. Ben çobana kız falan vermem benim kızım şehirde kalacak' dedi. Bende sen bana Pınar'ı vermezsen beni öldürmüş olursun dedim. Her defasında bana hakaret etti ve beni aşağıladı. Benim sevgimi anlayamadılar. Olaydan üç gün önce Tarık ile bir telefon görüşmesi yapmıştım. Bu görüşmede Pınar'ı seviyorum sen ailene yıllarca sahip çıkmadın 8-9 yıldır eşinden, çocuklarından ayrı kaldın. Seni yerine ben sahip çıktım dedim. Tarık da bana 'Çakal sen benden kızımızı alamazsın sana vermem' dedi. Bende Tarık'a biz birbirimizi seviyoruz neden Pınar'ı vermiyorsun dedim. Ama Tarık bana yine hakaret etti" dedi.
"Kafamda her şey bitmişti"
Köyde evde oturduğu sırada Taylan Koral'ın geldiğini ve bir süre sohbet ettiklerini anlatan Yurdakul, "Fazla evde durmadı ve Taylan evden ayrıldı. Ben Ortaköy'deki evimde yalnız yaşıyorum. Sabah erken saatlerden itibaren alkol almıştım. Telefon ile Tarık'ı aradım telefonu açmadı. Daha sonra mesaj çektim. Mesajıma da karşılık vermedi. Üçüncü mesajımda 'Sevdiğin için ölmekte, öldürmekte benim için güzel' dedim. Bu yazışmalarıma da cevap gelmedi. Daha sonra Cennet teyzeyi aradım. Cennet teyze bana 'Sana verecek kızımız yok. Yıllarca sevip de ayrılan ilk sen değilsin' dedi. Tarık ile ve Cennet teyze ile görüşmelerimden sonra evde kendime ait ruhsatsız av tüfeğini aldım. Tüfeğin içerisinde 8 adet fişek vardı. Evden ayrıldım ve Tarık'ın kaldığı eve doğru yürüdüm. Ben evim ile Tarık'ın evin arası 300 metreydi. Kafamda artık her şey bitmişti. Bana sevdiğim kız Pınar'ı vermemeleri artık hayatı durma noktasına getirmişti. Tarık'ın bulunduğu eve geldi. Kış ayları olduğu için köyde fazla insan yoktu. Yolda yürürken kimseyle karşılaşmadım. Havada zaten kararmıştı. Cennet elimdeki tüfeği gördü ve bana hitaben 'Defol git buradan oğlumun başına belaya sokma kendini öldürtme' dedi. Bende ben zaten ölmüşüm dedim. Bu sırada Tarık evin içerisinde koşarak geliyordu. Evin koridor kısmında Tarık'ı görür görmez hedef alarak ateş ettim. Bu sırada babası İbrahim Esen evin içerisinden çıktı. Tarık'a ateş edince Cennet elimdeki tüfeğe sarılarak ateş etmemi engellemeye çalıştı. Bende tüfekle bir el Cennet Esen'e ateş ettim. Bir defa daha ateş ettiğimi hatırlıyorum. Cennet Esen evin balkon kısmında, İbrahim ve Tarık Esen ise koridorda yere yığıldı. Olay sonrası evin içerisine girmedim. Bütün bunları evin balkon kısmından ateş ederek gerçekleştirdim. Evde küçük bir kız vardı. Evin içerisine doğru kaçtı. Ben çocuğa bir şey yapmadım. Ölüp ölmediklerini kontrol etmedim. Evin etrafında kimse yoktu. Cinayetleri ben işledim. Beni kimse teşvik etmedi" diye konuştu.
"Annemi gördükten sonra intihar edecektim"
3 kişiyi öldürdükten sonra köyün içerisine doğru yürüdüğünü anlatan Yurdakul ifadesinde şunları söyledi:
"Olayda kullandığım elimdeki av tüfeğini mezarlığın kenarına bıraktım. Celal Koral'ın dükkanına geldim. Celal'e karşı öldürme maksadım yoktu. Celal'den iki, üç tane bira istedim. Bu sırada gün boyu aldığım alkolün etkisinin üzerimde olduğunu hatırlıyorum. Celal bana küfretti bana 'Borcunu ödemeden bira vermem' dedi. Bende dükkandan ayrıldım. Zaten hayat benim için bitmişti. Sevdiğim kızın babasını, dedesini ve ninesini öldürmüştüm. Celal'in de bana ağır konuşması zoruma gitti. Mezarlığın kenarına bıraktığım av tüfeğini alarak büfeye geldim. İlk büfeye girdiğimde Celal tekti. İkinci gitmemde Taylan'da babasının yanındaydı. Celal ile oğlu Taylan ile büfenin içerisindeydi. Celal 'Oğlum tüfek' der demez. Celal'e doğru hedef alarak ateş ettim. Taylan elimdeki tüfeğe sarılınca ona da ateş ettim. Daha sonra her ikisi de yere yığıldı. Tüfeğin içerisindeki mermiler bitinceye kadar ateş ettim. Dükkanın içerisinden para, bira aldım. Dükkanın içerisinde masa üzerinde Celal'e ait aracın anahtarını gördüm ve olay yerinden araçla ayrıldım. Gaziantep ilinde Nurdağı'na gidecektim. Burada Kozdere köyünde ikamet eden ninemin yanına gidecektim. Buraya gitme sebebim annem Niymet'i son bir defa gördükten sonra kendi kafama sıkacaktım. Zaten benim için hayat bitmişti. Hayattan hiçbir beklentim kalmadı."
"Pişman değilim"
Jandarmadaki alınan ifadesinin ardından Yurdakul, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Şarkışla Devlet Hastanesi'ne getirildi. Burada bir basın mensubunun pişman mısın? sorusuna Yurdakul, "Sevdiğim için yaptım. Pişman değilim" dedi. Sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Yurdakul güvenlik önlemleri arasından adliyeye sevk edildi.
İHA