Yunus Emre Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen etkinliklere Rektör Prof. Dr. Alptekin Yasım, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Ersin Akıncı, Prof. Dr. Nuri Kahveci ve Prof. Dr. Orhan Doğan, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
İlk olarak fuaye alanında ‘Darbe Girişimi ve Milletin Zaferi’ temalı karma resim sergisinin açılışı yapıldı. Açılış kurdelesini KSÜ Rektörü Prof. Dr. Alptekin Yasım, üniversite yönetimi ve senato üyeleri ile birlikte kesti. Sergiyi gezen Rektör Yasım ve beraberindekiler, resimlere ilişkin bilgiler aldı.
Sergi açılışının ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nuri Kahveci’nin konuşmacı olduğu “İslam’a Aykırı Dini Oluşumlar: FETÖ Örneği” konulu konferansa geçildi.
Konuşmasına 15 Temmuz’da şehit olan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi anarak başlayan Kahveci, hain FETÖ terör örgütünün aşağılık kalkışmasına ve FETÖ benzeri yapılanmalara ilham kaynağı olan tarihteki benzer yapılara dair açıklamalarda bulundu.
Kahveci “Bir toplumu çöküntüye uğratabilmek için o toplumun önce dinini tahrip etmeniz gerekir. Bu gerçeklikten hareketle geçmişten günümüze Müslüman toplumlar üzerinde çeşitli zararlı akımlar olagelmiştir.
FETÖ yapılanması da tarihte benzerlikler ihtiva eden Haşhaşilik ve Hindistan Pencap’ta ortaya çıkan Kadıyânîlik yapılanmaları ile ortak özellikler taşımaktadır. Bu yapılanmaları ortak özelliği ehlisünnet anlayışına ters ve muhalif biçimde iddialar ortaya atarak toplumsal bölünmeyi körüklemeleri ve zamanı geldiğinde emperyalist devletlerin çıkarları doğrultusunda harekete geçmeleridir. Ayrıca bu tür oluşumlar İslam medeniyetini batı medeniyeti karşısında daha aşağı bir medeniyet gibi göstermek suretiyle de batılı devletlerin çıkarlarına hizmet etmektedir.
FETÖ’nün fıtrata ve toplumsal kültürümüze verdiği zarar ve tahribatlara da değinen Kahveci “İslam temelde aile bağı, millet bağı ve ümmet bağı olmak üzere bu üç bağın güçlenmesini hedefler.
Aile toplumu oluşturan en önemli yapı taşıdır. Bu sebeple FETÖ ve benzeri yapılar tarihten günümüze aile bağlarını yıkmaya dönük öğretiler üzerinden hareket etmiştir.
İslam’ın ehlisünnet anlayışında itaat kültürü vardır ve bu kültür ailede, toplumda ve devlette düzenin oluşmasında büyük fonksiyon icra eder.
İslam’ın Türk kültürüyle birleşerek Anadolu’da şekillendirdiği anlayışta abilik, ablalık kurumu vardır. Bu yapılar onu da tahrip edip kendi cemaat yapılanmalarında kullanarak insanların bu kuruma karşı nefret beslemesine sebep oldular.
Anadolu evliyalık kültüründe himmet olgusu önemli bir psiko sosyal fonksiyon görüyordu. Bunlar onu da tahrip edip farklı maksatlarla kullandılar.
Hz. Peygamber’in üzerinde durduğu önemli hususlardan biri cemaat olunmasıydı. Cemaat cem etmek, bir araya getirmek demektir. Hz. Peygamber bununla tüm inananların birlik ve beraberlik içerisinde sağlam bir toplumsal yapı oluşturmalarını vurgulamıştır. Ancak bunlar onu da sadece kendi ideolojilerine hizmet edenleri içine alacak şekilde maksadından uzaklaştırıp birleştirici özelliği olan bu kavramı ayrıştırıcı hale dönüştürdüler.
Tarihimizde ve günümüzde yaşanan bu gibi elim vakaların bir kez daha yaşanmaması için devletini seven dinine bağlı bireyler olarak devletimizi daha güçlü kılmaya dinimizi doğru kaynaklardan sağlıklı bir şekilde öğrenmeye gayret etmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Kaynak: Haber merkezi