Edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip olan Nuri Pakdil, hem edebi çalışmaları hem de İslam dünyasına olan derin bağlılığı ile tanınır. Şairin hayatı, yazıları ve düşünceleri, Türk edebiyatında kalıcı izler bıraktı. Mehmet Emin Ziyai ile Hatice Vecihe Hanım'ın oğlu olarak 1934'te Kahramanmaraş'ta doğdu. İlkokul yıllarında yazmaya olan ilgisi başladı ve ortaokulda "Büyük Doğu" dergisiyle tanışması, düşünce ve yazı serüvenini hızlandırdı.
1954-1955 yıllarında Maraş Lisesinde okurken, edebiyat dergisi "Hamle"yi çıkaran Pakdil, Ankara'dan İstanbul'a birçok yazar ve şairin dikkatini çekti. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladıktan sonra edebiyat çalışmalarına devam etti. Pakdil, "Büyük Doğu" ve "Diriliş" dergileriyle güçlü bağlar kurdu ve "Edebiyat" dergisini yayınlayarak birçok yeni şair ve yazarın yetişmesine katkı sağladı.
Yazarlık kariyerine "Biat", "Batı Notları", "Bir Yazarın Notları", "Anneler ve Kudüsler", "Klas Duruş", "Edebiyat Kulesi", "Bağlanma" ve "Sükut Suretinde" gibi eserlerle yön veren Pakdil, İslam'a olan bağlılığını eserlerinde sıkça dile getirdi. Özellikle Kudüs sevgisi ve İslam'a duyduğu derin inanç, eserlerinin temelini oluşturdu. "Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum/Ayarlanmadan Kudüs'e/Boşuna vakit geçirirsin/Buz tutar/Gözün görmez olur" dizeleriyle Kudüs'e olan sevgisini ifade etti.
Pakdil, yaptığı açıklamalarda İslam dünyasının kurtuluşunun ancak Türkiye'nin ayağa kalkmasıyla mümkün olacağını savundu. Bu düşünceyle Türkiye'deki İslami uyanışa büyük önem verdi ve yeryüzündeki zulüm, haksızlık ve adaletsizliğin ancak Müslümanların devrimci mücadelesiyle sona erebileceğine inandı.
Usta yazarın Kudüs'e olan sevgisi ve İslam'a olan bağlılığı, eserlerinde ve düşüncelerinde belirgin bir şekilde kendini gösteriyordu. Yaptığı katkılar ve eserleriyle Nuri Pakdil, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak hafızalarda kalacak bir miras bıraktı.