"Darbeci Firavunlar, Döktükleri Kanda Boğulacak, Cuntanın İdam Kararları, İslami Direnişi Yıldıramaz, Darbeciler Yenilecek, İslami Mücadele Kazanacak yazılı pankartlarının taşındığı protesto yürüyüşü Ulu Camii meydanında sona erdi Ulu Camii meydanında Sivil Toplum Kuruluşlarını temsilen Avukat Yusuf BÜLBÜL de bir konuşma yaptı. Yusuf BÜLBÜL’ün konuşması sık sık ‘Suriye’den Mısıra Direnişe Bin Selam’ ‘İhvana Selam Direnişe Devam’, ‘Birleşin Alimler, Helak Olsun Zalimler’, ‘İhvan'a Adalet, Sisi'ye Lanet’, ‘Üzülme İhvan, Maraş Seninle’ sloganlarıyla kesildi.
Rıdvan Hoca Vakfı adına vakıf başkanı Osman Kurtoğlu ise konuşmasında şunları söyledi:
RIDVAN HOCA VAKFI BASIN AÇIKLAMASI
"Çok değerli dostlar, Kahramanmaraş’'ın Sivil Toplum Kuruluşları, camia ve cemiyetleri Allah'a hamd olsun ki bugün burada gerçekleştirdiğimiz yürüyüş Kahramanmaraş’ımız için uzun bir süreden sonra gurur kaynağı olacak bir yürüyüştür. Bu bağlamıyla sözlere başlarken bu yürüyüşünüzden bu katılımınızdan ve desteğinizden dolayı hepinize şükranlarımızı arz ediyoruz.
Değerli dostlar, Gerçekleştirmiş olduğumuz bu yürüyüş, hangi tarafta olduğumuzu netleştirmek adına yaptığımız bir yürüyüştür.
Bu yürüyüş, Mısır zindanlarında tutulan binlerce kardeşimizin yanında olduğumuzu ifade etmek ve Mursi ve arkadaşlarının yüzüne okunan idam kararını "ayağımızın altındadır tanımıyoruz, darbeci Sisi ve işbirlikçi ortaklarının verdiği idam kararlarının, bizler açısından meşru değildir, insanlık onur ve şerefine en büyük hakarettir." diyerek haykırdığımız ve ses verdiğimiz bir yürüyüştür.
Bu yürüyüş, demokrasi, sandık, seçim, insan hakları diye âleme nizam vermeye kalkanların, %92 ile Cezayir’de FİS sandıktan çıkınca Fransız güdümlü darbe yapanların, %95 ile sandıktan çıkan HAMAS’ı terör listesine almaya kalkanların, Mısır tarihinin seçilmiş tek cumhurbaşkanı olan yaşayan şehit Mursi’ye darbe yapanların ikiyüzlülüklerini, alçaklıklarını, omurgasızlıklarını haykırmanın yürüyüşüdür.
Bu yürüyüş, "Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanına idam” şeklinde manşet atan kendilerince iç siyasete ayar çekmeye çalışan, bu coğrafya insanının %52 ile seçmiş olduğu Recep Tayyip Erdoğan’a mesaj vermeye çalışan adeta aba altından sopa göstermeye çalışan, "411 el kaosa kalktı” diye zamanında başlıklar da atmış olan densizlere "haddinizi bilin" diye tek yürek haykıranların yürüyüşüdür.
Bu yürüyüş, iki milyara yakın İslam coğrafyasına Türkiye’deki Müslümanlar olarak sırtımızı dönmeyeceğimizin, onları hiçbir zaman için unutmayacağımızın, garptaki bir Müslümanın ayağına diken battığında şarktaki Müslümanlar olarak bunu hissettiği düsturunca bir araya gelinen, bir vücudun azaları gibi olan İslam Toplumunun herhangi bir parçasına acı düştüğünde uyumaksızın harekete geçtiğine dair ilkenin ispatı olan bir yürüyüştür. Bu yürüyüş, "Yenilgi yenilgi büyüyen bir zaferin" yürüyüşüdür. Bizler Muhammedi Davetin çağrısına asırlar sonrasında ses vermiş, Dava erleriyiz, Bizler Aziz olan Allah’ın indirmiş olduğu 3/19 (Allah katında geçerli olan din İslâm'dır. Kitap verilenler, kendilerine bilgi geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse bilsin ki, Allah'ın hesaplaşması çok çabuktur.) diye buyurduğu İslam dininin erleriyiz, İzzetimizle onurumuzla ilkeli yaşamayı kendimize düstur edinmişiz.
Arkadaşlarına zalim de olsa mazlum da olsa kardeşinize yardımcı olun diyen Peygamberin bu buyruğu karşısında doğrularak, nasıl yani diye soran dava adamlarını tanıdık. Birleşmiş Millet denilen zevatın ya da Arap Birliği denilen ama maalesef bir olamayanların omurgasız duruşlarına inatla karşı duranlarız. Emperyalist ülkeler ve uluslararası suç örgütleri ile başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin darbe yönetimine açtığı sınırsız kredi, sergilediği tepkisizlik ve sessizlik, bugüne kadar Mısır’da normalleşmeyi engellemiştir.”
Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor; “Yeryüzünün herhangi bir noktasında Allah’ın razı olmayacağı bir durum olur da; orada olup da, buna rıza göstermeyenler orada olmayan gibilerdir. Orada olmayıp da rıza gösterenler ise orada olup (bu cürmü işleyenler) gibidir.” Sorumluluklarımız coğrafya tanımaz, sorumluluklarımız tel örgülerle sınırlandırılamaz, sorumluluklarımıza sınır tayin etmeye kalkma hiç kimsenin haddine değildir. Esma’nın yüreği kadar yüreği olmayan Ezher Şeyhi ile hangi İslami eğitimden bahsedeceğiz. Hangi fetvalar ile cevaz bekleyeceğiz. Rabi bin. Amir’in Fars komutanı Rüstem’e vermiş olduğu cevap burada bulunuşumuzun da yeryüzünün neresinde bulunursak bulunalım sahip olduğumuz yegane cevaptır;
- İnsanları kula kulaktan Allah’a kulluğa davet edelim diye,
- İnsanları yeryüzünün darlığından ahiretin genişliğine kavuşturalım diye,
Batıl dinlerin zulmünden İslam’ın adaletine kavuşturalım diye gelmiş bulunmaktayız."
Basın açıklamasının ardından Salih ÖZSAĞIR bütün mazlumlar için dua etti. Program Grup Visal üyelerinin seslendirdiği ezgiler marşlar ve gençlerin okuduğu şiirler ile devam etti.
Program son olarak Avukat Yusuf BÜLBÜL’ün organizasyon adına yaptığı teşekkür konuşması ile sona erdi. BÜLBÜL konuşmasında şunları söyledi; "Ümmet yürüyüşümüzde; başta tertip heyetine, desteğini esirgemeyen değerli STK temsilcilerine, üyelerine, gönüllülerine, genç görevlilerimize ve tüm katılımcılarımıza mağdur ve mazlum coğrafyalardaki tüm kardeşlerimiz adına şükranlarımızı arz ediyoruz. Rabbim etkinliğimizi Barışa, Adalete ve Kardeşliğe vesile kılsın. Herkese teşekkürler…