Kentte imara açılan bir çok bölgenin bakanlık tarafından tekrar denetlenmesi gerektiğini savunan Tıraş, “Doğu Anadolu Fay Hattı son Elazığ merkezli depremle birlikte uyandı” dedi.
Diriliş Haber Gazetesine özel açıklamalarda bulunan Alfa Sondaj Jeoloji Mühendisi Furkan Tıraş, Kahramanmaraş’ın üzerinde kurulduğu zemin hakkında şu bilgileri paylaştı:
“Kahramanmaraş yamaç zeminleri ve alüvyon toprak üzerine kurulan bir şehir. Ahir dağının alt tarafları kireç taşı daha alt kısmı ise bu zeminden bozma yamaç molozu üzerine kurulu. Sıkı bir zemin ve yer altı suları içermeyen bir yapısı var. Daha alt zeminler de ise kil kum ve çakıldan oluşan bir zemini var.
Binevlerden serintepeye kadar olan kısım genellikle sıkı yamaç molozu üzerine kurulu. Daha alt kısımlar ki Orman Bölge Müdürlüğü dolayları daha az dayanıklı olan kum kil ve çakıl ağırlıklı bir zemin görülüyor. Hacı Bayram Veli ve Piri Reis Mahalleleri yeraltı zemini heyelan ve depreme karşı çok kötü durumda. Bu bölgeler yeraltı su seviyesinin de yüksek olduğu kısımlar. Bu bölgelerde zemin güçlendirme yapmadan bina yapılması kesinlikle tavsiye etmiyoruz.
Üniversite bölgesi de diğer iki mahallemiz gibi benzer riskler taşıyor. Alüvyon zemin, 1 metre civarında zeminde su var. Dayanıklı değil. Fakat şehir ve yapılaşma tam da bu bölgelerde büyük bir ivme ile devam ediyor. Çok yüksek katlı binalar yapılıyor bu bölgelere. Özellikle 2009 sonrası yapılan binaların yüzde 30’unda zemin güçlendirme vardır. Çoğunda yok. Çevre şehircilik bakanlığı son dönemde denetimleri arttırdı. Zaten ortada bir risk varsa bu sorunu jeoloji mühendisleri ve inşaat mühendislerinin çözmesi gerekiyor.”
BİZDEN HARİÇ 23 TANE TESCİLLİ FİRMA VAR VE HEPSİ İŞİNİ TİTİZLİKLE YAPIYOR
Kahramanmaraş’ın doğu bölgesinde ki yerleşim yerleri hakkında da önemli açıklamalarda bulunan Tıraş, tüm doğukentin yeniden denetlenmesi gerektiğini belirtti.
“Öncelikle şehrimizde imara açılmış bölgelerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Şehrimizin doğusunda da belli bölgelerde yer altı su seviyesinin yüksek olduğu bölgeler var. Doğukent yolunun altında kalan kısımların imara açılması çok tehlikeliydi. Biz defalarca basına demeçler verdik. Kurumları ve halkı uyardık ama yinede imara açıldı ve yüksek katlı binalar yapıldı. Biz zaten oda olarak yerleşime uygun olmayan arazileri belirliyoruz. Su üzerinde durmaya çalışan bir bina hayal edin. Doğukent dolaylarında tepede kalan kısımlar yamaç molozu üzerinde. Fakat yine de tüm Doğukent bölgesinin ilgili bakanlık tarafından yeniden denetim yapılmasını beklerim.
Namık kemal bölgesinde zemin kayması dediğimiz depremden bile daha tehlikeli bir durum söz konusu. Evlerin düşük katlı olmasının bir takım avantajları var fakat bu engelleyici bir unsur değil.
Çarşı bölgesi genel olarak yamaç molozu üzerine kurulu… Derepazarı dolaylarında küçük sıvılaşmalar var ki zaten adı üstünde dere pazarı. Kil kum çakıl üçgeni ile orta dayanımlı olarak sınıflandırabiliriz.
Faylar çok büyük kırılmalardır. Biz jeoloji mühendisleri de baktığımız zaman yer altı kat altını falan görmüyoruz. Bizden beklentiler çok yüksek. Herkes bize soruyor. ‘Tekrar deprem olur mu? Ne zaman olur?’. Biz bunları bilemeyiz. Yalnızca olası bir depremde alınacak önlemleri konuşabiliriz.
Bu anlamda depremi ileten zemin şartları da çok önemli. Kilin iletkenliğiyle kumun çakılın iletkenliği farklı. DAF dediğimiz Doğu Anadolu Fay Hattı son Elazığ merkezli depremle birlikte uyandı. Bunun bize etkileri illaki olacaktır. Bunlar öyle büyük kırıklar ki Elazığ’dan vuran deprem bize 15 saniye boyunca hayatımızı sorgulattı. Dolayısıyla zemin şartları konuşurken unutmamamız gereken bir şey var ki zeminin ne kadar sönümleme ve iletme özelliği olduğuyla da ilgili.”