İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, İstanbul’da beklenen olası bir depremde 3 bine yakın yangın / patlama öngörüyor. Kılıç, yüksek binaların yüzde 95’inin depremde yangın güvenliği açısından uygun olmadığını söylüyor. Kılıç, “Deprem sonrası yaşanan patlamaların en büyük nedeni gaz. Şu anda 1999 depremine göre daha yaygın doğalgaz kullanılıyor. Deprem esnasında her ne kadar doğalgaz akışı ana vanadan kapansa da doğalgaz borularının içerisinde kalan gazlar risk oluşturuyor” diyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, İstanbul, 17 Ağustos büyük Marmara depreminin ardından 18 yıldır depreme hazırlanıyor. Beklenen İstanbul depreminde bir riski de deprem sonrası yangın ve patlamalar oluşturuyor. Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı ve Yangından Korunma Derneği (TÜYAK) tarafından 9-10 Kasım 2017 tarihleri arasında Grand Cevahir Otel Convention Center’da gerçekleşecek “Uluslararası Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi” öncesi İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi ve TÜYAK Kurucu Başkanı ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıçaçıklamalarda bulundu. Kılıç halkı ve yetkilileri deprem sonrası yangınlarla ilgili uyardı.
En büyük korku
Deprem sonrası oluşacak yangın sayısının ve bu yangınların vereceği zararların o anda, o ortamda bulunan açık ocak, açık ateş sayısına bağlı olarak değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Kılıç “En büyük korkumuz beklenen İstanbul depreminin kış aylarında gerçekleşmesi” dedi.
Kışın tehlike artar
Prof. Dr. Kılıç “Deprem olduğu sırada açık ocak sayısı fazlaysa, deprem sonrası yangınların görülme oranı büyük ölçüde artıyor. Özellikle yemek zamanı olan sabah ve akşam saatlerinde yaşanan depremler bu anlamda büyük risk yaratıyor. Muhtemel İstanbul depremi sobaların, kombilerin yandığı, ocakların açık olduğu bir zamanda olursa çok sayıda yangına da sebep olacaktır. İstanbul’da kış aylarında, akşam saatlerinde bir depremin olduğunu varsayarsak, deprem sonrası meydana gelecek yangın sayısını yaklaşık 3 bin olarak öngörebiliriz” ifadelerini kullandı.
Deprem sonrası yaşanan patlamaların en büyük nedeninin gaz olduğuna dikkat çeken Kılıç “Genellikle doğalgaz kullanılan yerlerde, deprem sonrası boruların kırılmasıyla ortaya çıkan gaz, ortamdaki açık ateşle veya kıvılcımla karşılaşınca patlamalar meydana geliyor. Deprem esnasında, her ne kadar doğalgaz akışı ana vanadan kapansa da, doğalgaz borularının içerisinde kalan gazlar risk oluşturuyor. Deprem durumunda borunun içerisinde kalan gazın tahliye edilmesini sağlayan, alev görmeyince gazı direkt olarak kesen sistemlerin kurulması gerekli” sözlerini kaydetti.
Güvenlik yok
Kılıç, Türkiye’deki yüksek binaların yüzde 95’inin depremde yangın güvenliği açısından uygun olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Binaların yüzde 95’i deprem sonrasında oluşabilecek yangınlara karşı güvenliği olmayan binalar. Uygun olan yüzde 5’lik kısım da son dönemde yapılmış binalar arasından çıkar. Binaların ve tesisatların eski, binaların sık, insanların fazla, yolların dar, yanıcı maddelerin fazla olduğu bölgeler yangın açısından en riskli bölgeler. Bu bölgelerde bir de şiddetli deprem yaşanırsa yangın riski daha da artar.”