Çalıştığı iş yerinde gürültü çıkardıkları iddia edilen işçileri ikaz eden genç, bir anda kendini kavganın ortasında buldu. İşveren, kavgayı ilk başlatan işçiyi kapı önüne koydu. Yıllardır çalıştığı iş yerinden tazminatsız kovulmanın şokunu yaşayan işçi, soluğu iş mahkemesinde aldı. Haksız ve usulsüz olarak işten çıkartıldığını, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini belirten davacı işçi, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etti. Davalı işveren, davacının satış yardımcısı olduğunu, davacı ile tedârikçi ürün tanıtım elemanları arasında kavga olayı yaşandığını, tutanak tutulduğunu, iş akdinin haklı sebeple feshedildiğini savundu. Mahkeme davanın kabulüne hükmetti. Davalı, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi girdi.
Davacının tartışmayı başlatan ve fiili olarak ilk saldıranın kendisi olduğunu açıkça beyân ettiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, "Kavgayı ilk başlatanın davacı olduğu için sataşmanın davalıya haklı fesih imkânı verdiği anlaşıldığından mahkemece davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine aksi gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verdi" denildi.