İHH’dan bahseden Bülbül; “İHH İnsani Yardım Vakfı Türkiye’de kurulan ilk uluslararası insani yardım kuruluşudur. İHH bir cemaatin, bir hizbin, bir grubun ya da siyasi bir oluşumun değil, Bosna savaşına kayıtsız kalamayan bir avuç Türk gönüllünün 1992 yılında kurduğu, birçok ilke imza atmış, ümmete mal olmuş uluslararası bir yardım kuruluşudur. Saraybosna ablukasını kırarak Bosna'ya yardım ulaştıran ve Bosna’daki zulmü dünya kamuoyuna ilk duyuran, uluslararası alanda ilk kez kurban organizasyonu düzenleyen, Gazze’ye, Çeçenistan’a, Kosova’ya ilk giren, katarak projesiyle Afrika’da en büyük sağlık operasyonunu başlatan ilk sivil toplum kuruluşudur” dedi.
İHH’NIN 3 TEMEL MİSYONU VAR
İHH’nın 3 temel misyonu olduğunu belirten Bülbül, temel amaçlarının insanı yardıma muhtaç hale getiren ve mazluum eden her türlü politika ve faaliyetleri önlemek olduğunu söyledi. Bülbül; “Bunun için de din, dil, ırk, bölge ve mezhep ayrımı yapmaksızın, yeryüzünde adaletin ve iyiliğin hâkim olması için nerede olursa olsun muhtaç ve mazlum tüm insanlara ihtiyaç duydukları insani yardımı ulaştırarak onurlu bir yaşam sunmaya çalışıyoruz.1992 yılında başlayan bu çalışmalar ile İHH 1995 yılında kurumsallaşarak kısa sürede 5 kıtada 135 ülke ve bölgeye yayılmış ve Türkiye’den tüm dünyaya ulaşan bir hayır köprüsü olmuştur. Bunun temelinde ihlas vardır. İHH’nın 3 kurucusundan ikisi Bosna savaşında şehit olan abilerimiz. Yani İHH’nın temelinde şehadet ve ihlas var. İHH sadece gıda yardımı yapan, su kuyusu açan, yetimlere yardım eden bir kuruluş değil. İHH’nın 3 misyonu var. İnsani yardım, İnsani Diplomasi ve Hak ve Özgürlükler alanında çalışmalar yapmak” ifadelerini kullandı.
İHH TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA NELER YAPIYOR?
İHH’nın Türkiye’de ve dünyadaki faaliyetleri hakkında önemli bilgiler aktaran Av. Bülbül; “İHH İnsani Yardım Vakfı olarak dünyada 100 bine yakın, Kahramanmaraş’ta ise 500’den fazla yetim çocuğumuza düzenli destek vermeye çalışıyoruz. 2007 yılında Kahramanmaraş merkezinde yetim çocuklarımız için başlattığımız bu kampanyadan bugüne kadar 2000’e yakın çocuğumuz yararlandı. Şimdi şöyle bir geçmişe bakınca görüyoruz ki, desteklediğimiz çocukların bir kısmı evlendi, bir kısmı üniversitede okuyor, bir kısmı üniversiteyi bitirdi iş sahibi oldu. En güzeli de meslek sahibi olup kendileri gibi yetim olan başka çocuklara sponsor olan çocuklarımız var elhamdülillah. Bir kısmı ise henüz ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi. Bir yaşından 20 yaşına kadar birçok çocuğumuza ayni, nakdi, sosyal, psikolojik destek vermeye çalışıyoruz. Bunu nasıl yapıyoruz? 2008 yılından bu yana 20’den fazla gönüllü ailemizle her ayın son pazar günü dernek binamızda toplanıyor, Yetimleri Sevindirme Toplantıları düzenliyoruz. Bu toplantılarda yetim çocuklarımız için neler yapabileceğimizi planlıyor, ailelerimizin durumlarını istişare ediyor, ardından da gönüllülerimizle yetim ailelerimizin evlerini ziyaret ediyoruz” sözlerine yer verdi.
“YETİM GÜLERSE, DÜNYA GÜLER”
Yetim çocukların ihtiyaçlarını karşılama adına büyük organizasyonlar düzenlediklerini belirten Bülbül, en fazla ihtiyaç duydukları şeyin baba sevgisi olduğunu söyledi. Bülbül; “Öncelikle bu çocukların en fazla ihtiyaç duyduğu şeyin baba sevgisi olduğunu biliyoruz. Bu yüzden her ay bu çocuklarımızı, kendi ailelerimizle evlerinde ziyaret ediyor, onlarla güzel vakit geçirmeye, sorunlarını dinlemeye, ödevlerine yardım etmeye gayret ediyoruz. Amacımız bir yetim çocuğun yüzünde tebessüm bırakabilmek. Yıl içinde birçok etkinliğimiz oluyor. Piknikler, oyunlar, yemek programları, lunapark gezileri, şehir dışı geziler, iftarlar, bayram ziyaretleri, bayramlık hediyeleri, canlı kurban hediyeleri, kışın odun, kömür yardımları, ev tamiratları, kışlık giyim yardımları, ramazan kumanyaları, yaz kursları, Kur’an Kursları, okul derslerine yardımcı eğitimler, kırtasiye yardımları gibi kendi çocuklarımız için ne yapıyorsak, bu çocuklar için de elimizden geldiğince ihtiyaç duydukları maddi manevi her şeyi sağlamaya çalışıyoruz. Ama hepsinden önemlisi bir yetimin başını okşamaktır. Bir yetimin başını okşamak, aslında o çocukla yakın ve derin bir bağ kurmak anlamına geliyor. Bu insanı gerçekten iyileştiren bir şey. Aslında kendimize büyük bir iyilik yapıyoruz. Bizim bir sloganımız var: ‘Yetim Gülerse, Dünya Güler’ “ mesajını aktardı.
‘Yetim Gülerse, Dünya Güler’ projesine destek hakkında da bilgiler aktaran Bülbül; “Bu projeye sponsorlarımız ve gönüllülerimiz destek veriyor. Bir yetim çocuğumuz için aylık sponsorluk bağış bedeli 125 TL. Bağışçılarımızdan bir yetimi en az 1 yıl süreyle desteklemelerini istiyoruz. Bağışçılarımızdan her ay aldığımız 125 TL tutarındaki bağışları doğrudan yetim ailelerimizin banka hesaplarına yatırıyoruz. 125 TL küçük bir rakam gibi gelebilir ama ailedeki çocuk sayısına ve ailenin ihtiyacına göre bir aileye 500 TL’ye kadar destek verebiliyoruz. Tabi, bu bağışların dışında ailelerimize gıda, yakacak, barınma, ev eşyası, giyim, eğitim, kırtasiye, sağlık gibi konularda yardımlar ulaştırmaya çalışıyoruz. Ayrıca psikolojik ve hukuki yardımlar da sunuyoruz. Projemize kimler destek veriyor? Mesela ev hanımları bir araya gelerek bir yetim çocuğun sponsorluğunu üstleniyor. Birkaç üniversite öğrencisi bir araya gelerek bir yetim çocuğa harçlıklarıyla destek veriyor. 2013 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı ve Eğitim Bir Sen’le birlikte gerçekleştirdiğimiz İyilikte Yarışan Sınıflar projesiyle 17.000 yetim çocuğumuza öğrencilerimiz harçlıklarından artırdıkları o çok kıymetli paralarla büyük bir destek veriyor. Bizim için önemli olan, verilen bağışın ihlasla verilmesi. Biz yetim çocuklarımız için ne zaman bir proje yapacak olsak, mutlaka destek geliyor. Yetimlerin sahibi Allah, biz sadece hayırseverlerle bu kutsal emanetlerimiz olan yetimlerimiz arasında köprü olmaya gayret ediyoruz” dedi.
YUSUF BÜLBÜL’ÜN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI ŞU ŞEKİLDE;
BUNLAR SEVEREK YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALAR
Yetim çalışmaları İHH’nın en önem verdiği ve bizim en severek yaptığımız çalışmalar. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v) Orta parmağı ile baş parmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak şöyle buyurmuş: “Ben ve yetime bakan kişi cennette böyleyiz”. Yani bir yetime bakan kişi cennette Peygamber Efendimizle bu iki parmak gibi yan yana olacak. Bu müjdeye nail olabilmek ne büyük bir bahtiyarlık. İşte yetim çalışmalarımızdaki temel motivasyonumuz bu hadis-i şerif. Ama yetim çalışmalarının dışında da birçok projeler yapıyoruz. Mesela su kuyuları açtırıyoruz. Katarakt ameliyatları çok önemli bir proje. Acil yardım kampanyalarımız var. Suriye için, Arakan için, Somali için, Yemen için, Filistin için… Ayrıca Arama-Kurtarma çalışmalarımız var. İHH’nın çok bilinmeyen bir başka çalışma alanı da insani diplomasi. En son Moro’nun özerkliğe kavuşmasında İHH Moro Barış Süreci İzleme Heyeti’nin 5 gözlemcisinden biri olarak büyük bir rol üstlendi.
ABDULHAMİT HAN ADINA HUTBELERİN OKUTULDUĞU BİR YER MORO.
Yüzyıllarca İspanyollar ve Amerikalılarla savaşan, 20. yüzyıla kadar kendi devletlerinde yaşayan, bugün 5 milyonluk nüfusa sahip bir adadan bahsediyoruz Moro derken. Filipinler tarihi, Morolu Müslümanların sömürgeciliğe karşı savaşından ibarettir. Hala Abdulhamit Han adına hutbelerin okutulduğu bir yer Moro. İHH İnsani Yardım Vakfı olarak, Moro’daki çalışmalara 1996 yılından bu yana devam ediyoruz. İHH, bölgede; Ramazan, Kurban, insani yardım, acil yardım, yetim, insani diplomasi ve kalıcı eserler gibi birçok alanda faaliyet yürütüyor. Okul, cami, mutfak ve yetimhane gibi çalışmalar yapıyor. Ama bütün bunlardan daha önemlisi Filipin Devleti ile Morolu Müslümanlar arasında süre gelen barış görüşmelerinde İHH beş resmi gözlemciden biri olarak Morolu Müslümanların özerklik sürecine büyük katkıda bulundu. Filipinler’de 40 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş bölgedeki Müslümanlara geniş haklar tanıyan anlaşmanın 2014 yılında imzalanmasıyla resmen son bulmuştu. 5 kişilik İzleme Heyeti, Filipinler Devleti ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasında devam eden müzakere sürecini çok yakından takip ederek anlaşmanın hayata geçirilmesi için büyük çaba sarf etti. Bu çabaların sonucunda özerklik anlaşması, Filipin Devleti tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Bu sürecin en önemli yanı, Müslümanların azınlıkta oldukları bütün bölgeler için ciddi bir model teşkil edecek olmasıdır.
MAVİ MARMARA’YLA NELER DEĞİŞTİ?
Mavi Marmara İslam alemi için bir milattır. Mavi Marmara tüm dünyadan vicdan sahiplerinin bir araya gelmesiyle oluşan, bir nevi modern dönem Hilfü'l-Fudûl, yani erdemliler hareketidir. Mavi Marmara, İslam dünyasına ve ezilen tüm halklara umut olmuş bir eylemdir. Mavi Marmara 10 şehidiyle özgür Kudüs davasının sembolü olmuştur. Mavi Marmara İsrail’in gerçek yüzünü ortaya çıkardı. İsrail’i tüm dünyada yalnızlaştırdı ve deşifre etti. Türkiye Mavi Marmara saldırısından sonra İsrail ile ilişkilerini 6 yıl boyunca askıya aldı. Bu vesile ile kendi tankımızı, kendi insansız hava aracımızı, kendi helikopterimizi ve hepsinden önemlisi bu araçların yazılımlarını kendimiz ürettik. Şimdi bunları tüm dünyaya ihraç ediyoruz. Bugün dünyada kendi insansız hava aracını üreten 4 ülkeden biriyiz. Bunlar Mavi Marmara’nın bereketidir.
700 MİLYON İNSAN TEMİZ SUYA ULAŞAMIYOR
Dünya nüfusunun onda biri, yani yaklaşık 700 milyon insan temiz suya ulaşamıyor. 2 milyar insanın içtiği su ise sağlıklı ve temiz değil. Kirli sular sebebiyle her gün yaklaşık 1000 çocuk ölüyor. İşte bu sebeple İHH olarak 18 yılda 36 ülkede 7782 su kuyusu açtırdık. Kahramanmaraş İHH olarak da şu ana kadar Afrika’da 50’den fazla su kuyusu açtırdık. Bu kuyuların bir kısmını da okullarımızdaki yardımsever öğrencilerimiz açtırdı. Bazı kuyularımıza Necip Fazıl Kısakürek, Mıllış Nuri, Erdem Beyazıt, Rıdvan Hoca gibi Maraş’a mal olmuş isimleri verdik. Bir su kuyusundan yaklaşık 1000-2000 kişi faydalanıyor. Afrika’da suya ulaşım gerçekten çok zor. Bir çok insan tehlikeli doğa şartlarında kilometrelerce yürüdükten sonra yerlerde yağmurlardan sonra biriken su birikintilerinden topladığı sularla, temizlik ve içme suyu ihtiyacını karşılıyor. O yüzden bir kuyu yaklaşık 2000 kişinin temiz ve sağlıklı suya kavuşması demek. Bir su kuyusu bedeli 3500 EURO. Bu kuyuların 10 yıl boyunca bakımları yapılıyor. Kuyu açtıran bağışçıya Google Earth üzerinden konum bilgisini, kuyunun fotoğraflarını ve video çekimlerini ulaştırıyoruz. Ayrıca masrafını karşılamak şartıyla dilerse bağışçımızı kuyu açılışına da götürebiliriz.
KATARAKT ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA
Katarakt çalışması da çok çok önemli bir çalışma. İHH olarak bugüne kadar 120 bin katarakt hastasının aydınlığa kavuşmasına vesile olduk çok şükür. “Siz Görürseniz Onlar da Görecek” sloganıyla 2007 yılında Afrika’da başlatılan bir çalışma oldu katarakt projesi. Afrika bundan 50 yıl önce %3 Hristiyan nüfusa sahipken, bu oran şimdi %50’lere çıkmış. Peki bunun sebebi nedir? Bizler, Müslümanlar olarak çok geç kaldık buralara ulaşmakta. Misyoner gruplar Afrika’ya bizden 50 yıl önce girdiler. Sırf katarakt ameliyatları yaparak birçok insanın dinini değiştirmesine yol açtılar. Zira kıtada fakirlik, yokluk ve yoksulluk had safhada. İnsanlar ameliyat olmadığı takdirde kör olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bunu engellemenin tek yolu, Müslümanlar olarak hep birlikte kardeşlerimize sahip çıkmamız. İşte bu sebeple Nijer’de bir göz hastanesi kurdu İHH. Bir katarakt ameliyatı bedeli 500 TL. Yani 500 TL gibi cüzi bir meblağ ile bir insanın aydınlığa kavuşmasına vesile olabiliriz.
AFRİKA’DA TARIM OKULLARI AÇIYOR
İHH bugün Afrika’da tarım okulları açıyor. Ziraat Fakülteleri kuruyor. Türkiye’ye gelen Afrikalı öğrenciler eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkelerine dönerek, ülkelerinin kalkınma projelerinde rol alıyorlar. Afrika dünyanın en bereketli topraklarına sahip bir kıta. Ama yıllarca batıllar tarafından sömürülmüş, cahil bırakılmış. Bu yüzden tarım yapamıyorlar. İşte İHH olarak Türkiye’den getirilen birçok ürün Somali’de deneniyor.
BU projeyi gerçekleştirmek için Somali’ye giden İHH Yönetim Kurulu üyesi Özgür Yüce şunları anlatmıştı, “Paranın yenmeyen bir meta olduğunu yüklü miktarda parayla 2010 yilında yardım için Somali'ye gittiğimizde ögrendik. Kendimize yiyecek ekmek dahi bulup alamıyorduk. Yolda yürürken insanlar karşımızda düşüp ölüyordu. Somali'de en son Ziraat mühendisi 1988'de mezun olmuş, hasta ve yaşlı bir adamdı. Eğitim için önce gençleri Türkiye'ye götürdük. Sonraki yıllarda pratik eğitim veren 2 Ziraat Meslek Lisesi 3 Ziraat Fakültesi kurduk. Müfrefatı biz belirledik. 16 çocuğumuz Türkiyede yüksek lisans, 2 çocuk doktora kabul aldı. 40 tane derin, 1000 tane yüzey su kuyusu açtık. Somali’de tohumlar ölmüyor, sökülmüyor, çünkü kış yok. 5 yıllık domates biberlerimiz var şu an. Türkiye'den götürdüğümüz yer fıstıkları burada iki katı büyüdü.”
İşte bu proje en uzun sürdürülebilir proje ödülünü ve Somali'de yapılmış en iyi sivil toplum projesi ödülünü aldı. Somali'de farklı şehirlerde yeni fakülteler de açılacak inşallah. İnşallah yakın bir gelecekte Afrika sadece kendi kendine yeten bir kıta olmayacak, aynı zamanda dışarıya ürün ihraç eden bir kıta durumuna gelecek. Amacımız sadece balık vermek değil, amacımız balık tutmayı öğreterek, insanları yokluğa, yoksulluğa mahkum eden bu acımasız, adaletsiz dünya sistemini değiştirmek.
ÇALIŞMALAR 20 YILDIR YAPILIYOR
İHH İnsani Yardım Vakfı; kurulduğu günden bu yana 20 yıldır Doğu Türkistan’da ve hicretteki Doğu Türkistanlılar için çalışmalar yapıyor. İHH olarak Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin her zaman yanında olduk. İHH Doğu Türkistan’daki zulmü 2015 yılında hazırladığı bir raporla tüm dünyaya duyurdu ve halen de duyurmaya devam ediyor. Namaz kılmanın, oruç tutmanın, özgürce seyahat etmenin, dinî eğitim almanın kısıtlandığı Doğu Türkistan topraklarında asimilasyon ve baskı politikaları aralıksız devam ediyor. Uygurlar, yıllardır devam eden Çin işgali altında hayatlarından endişe ederek, en temel ihtiyaçlarından yoksun bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorlar. Çin asimilasyonuna ve işkencelerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar için, İHH İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde tüm Türkiye tek ses, tek yürek oldu. Birçok STK’nın desteğiyle İstanbul’da Fatih Camii’nden Beyazıt Meydanı’na meşalelerle Sessiz Çığlık yürüyüşü gerçekleştirildi. Ayrıca diğer illerde de Cuma namazının ardından meydanlarda basın açıklamaları yapıldı. Bundan önce de 10 Aralık Dünya İnsan hakları gününde yine gündeme taşımıştık. 2019 yılı Ocak ayında da Doğu Türkistan’daki kampların kapatılması hususunda birçok STK ile birlikte basın açıklaması yaptı İHH. Doğu Türkistan bu Ümmetin kanayan yarasıdır. Bu yarayı hep birlikte sarmak ve iyileştirmek zorundayız. Kahramanmaraş İHH olarak şehrimizde yaşayan 70’e yakın Doğu Türkistanlı öğrencimize her anlamda destek olmaya çalışıyoruz. İnşallah Doğu Türkistan’daki zulüm bir an önce son bulur ve buradaki kardeşlerimiz de ailelerine, çocuklarına kavuşurlar.
SURİYE’DEKİ ÇALIŞMALAR İVEDİ SÜRÜYOR
İHH Suriye’deki çalışmalarını 10 koordinasyon merkeziyle sürdürüyor. İHH'nın, kurduğu 6 konteyner kent ve 27 çadır kentte 150 binden fazla insan yaşıyor. 61 fırın, 30 mutfak ile mültecilere yemek hizmeti veriliyor. İHH, 2012 ile 2018 yılları arasında Suriyeli mültecilere toplam 360.605.013 Dolar tutarında yardım ulaştırdı. Bu gerçekten büyük bir yardım, öncelikle bağışçılarımıza teşekkür ediyoruz. Kahramanmaraş İHH olarak da hem bölgeye gıda, giyim, hijyen malzemesi gibi çeşitli yardımlar gönderiyoruz, hem de şehrimizde yaşayan 120.000 mülteciye ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar Kahramanmaraş İHH olarak Suriye’ye 70’e yakın yardım tırı gönderdik. Ancak son günlerde İdlib’e yönelik saldırıların artması neticesinde, 200 binden fazla insan Türkiye sınırına göç etmeye başladı. Bu insanların birçoğu soğuk kış aylarında barınacak bir yer bulamadığı için zeytin ağaçlarının altında çamur içinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. İşte bu yüzden İHH olarak İdlib Acil Yardım kampanyası başlattık. Bombardıman nedeniyle göç yoluna düşen aileler için hazırlamış olduğumuz acil yardım paketlerini dağıttık. Dağıtmış olduğumuz paketlerin içerisinde kahvaltılık ürün, bisküvi, konserve, ekmek ve temiz içme suyu gibi gıda malzemeleri bulunuyor. Ama en çok ihtiyaç duyulan malzemeler çadır, yatak, yorgan, battaniye, soba, yakacak, hijyen ve gıda malzemeleri. Bağışçılarımızı acil yardım kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz.
KENDİN İÇİN İYİLİK YAP
Bizim şöyle bir sloganımız var. Kendin için bir iyilik yap. Belki farkında olmasak da yaptığımız her iyiliği, öncelikle kendimiz için yapıyoruz. Bir yetimin başını okşamak, bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını gidermek tarif edilemez bir mutluluk oluşturuyor içimizde. Tabi yaptığımız her iyiliğin, her güzel işin ahirette bizim azığımız olacağı bilinciyle hareket ediyoruz. Yani Allah rızası için bir iyilik yaptığımızda, her iki dünya mutluluğunu kazanmış oluyoruz. Kahramanmaraş İHH olarak iyilik yapmak isteyen herkesin enerjisine, gücüne, fikrine, vaktine ve desteğine ihtiyacımız var.