Ak Parti Kahramanmaraş İl Başkan Yardımcısı Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı İdris Tezcan Anayasa Değişikliği ve Partideki görevi ile ilgili özel açıklamalarda bulundu.
Tezcan, Vatandaşın taleplerini ve yeni sistemden beklentilerini 6 madde de sıralarken, Değişimin Sayın Recep Tayyip Erdoğan için değil, Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye için olduğunu ifade etti.
Türkiye Cumhuriyetinin milli bütünlüğüne ve birliğine yapılan ve hain bir kalkışma olan 15 Temmuz Darbe girişimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
15 Temmuz, işgalin Yüce Millet tarafından sonlandırıldığı gündür. Her ne kadar acı tarafları çok dahi olsa da, iyi ki yaşandı aksi halde, memleketin hali nice olurmuş. Bu kadar hain nasıl suçüstü yapılabilirdi. Allah her zaman doğruların yardımcısıdır. Memleketin önü açıldı, dünden çok daha güçlü bir ülkeyiz. Önümüzü görebilmemize vesile olmuştur. Vatanın kıymetinin farkında lığı oluşmuştur. Bu vatan için canını ortaya koyanlara, şehitlere, borcumuzu, ancak ve ancak, onlar gibi davranmanın yanı sıra, onlar gibi vatanı için canını ortaya koyacak evlatlar, nesiller yetiştirmekle ödeyebiliriz.
16 Nisan Referandum süreci hakkında neler söylemek istersiniz? Yeni Sistem ile Mevcut Sistem arasındaki farkları karşılaştırabilir misiniz?
Bugünleri bize bahşeden, Yaradan’ımıza şükürler olsun. Bin yıldır, kadim medeniyet olabilmemiz için, Atalarımız çok büyük fedakârlıklarla, tarih boyunca, birçok savaşlar verdi. Bin yıl önce de verdi, yüz yıl öncede verdi, dünde verdi, bugün de halen veriyor. Hepsine minnettarız, rahmet diliyoruz. Bize düşen ise; Vatanı ve Milleti ilgilendiren konularda, İnancımızın, insanlığın ve vatanseverliğin gereğini yerine getirmektir. O zaman vatandaşın da, Siyaset kurumunun da önceliği, çıkış noktası, Vatan’ın ve Milletin bekası olmalıdır.
Öyle ise, sistem değişikliğinin önemine, Vatan, Millet açısından bakmak gerektiğinde, sanırım hemfikiriz. Kurtuluş savaşından sonra, bundan 94 yıl önce, rejim değiştirerek Demokratik Cumhuriyete geçtik. Şimdi ise sistem veya yöntem ile ilgili, yeni bir referanduma gidiyoruz, Bir yerde, vatandaşın reyine başvuruluyor ise, demokrasi var demektir. Yani rejim yerinde duruyor, sistem sorgulanıyor demektir. Demokrasilerde vatandaşın talepleri söz konusudur, siyaset kurumunun da bu talepleri hangi ölçüde karşıladıkları önem kazanır, karşılık bulur.
Mevcut sistemle, siyaset kurumu, vatandaşın taleplerini karşılayamadığı için; Sistem değişikliği zorunlu hale gelmiştir. Bu konuda Mevcut Sistemin, Vatana ve Millete getirip götürdükleri ile, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, yani değişimin neler sağlayacağını, sizlerle paylaşmak istiyorum.
YENİ SİSTEM; EVET, MEVCUT SİSTEM; HAYIR
Demokrasinin gereği olan, oy verme sorumluluğunu yerine getirmek için sandığa giden vatandaş; Siyasetin amacını, Güven duygusunu, Gelecek kaygısını, Millet ve Memleket için beklentisini sorgulayarak, Hesaba katarak oy verir. Vermelidir. Bu referandumda da vatandaş, yine benzer kaygılarla, mevcut sistemle, sistem değişikliği arasındaki mukayeseyi yaparak, oyunu kullanacaktır. Bu mukayeseyi vatandaşın penceresinden bakarak, birlikte yapmaya çalışalım. Bu konuda, tematik anlatım için hazırladığım fotoğraf üzerinden düşündüklerimi, özetle paylaşmak istiyorum.
Vatandaşın talebi, beklentisi olan, 1.birinci Halka: Güçlü demokrasi;
Demokrasi olmazsa olmazımız. Demokrasilerde çoğunluk yönetir, azınlık konuşur. Mevcut sistemde millet, demokrasilerde olması gereken kuralları ve imkanları sağlayabilmiş mi bir bakalım. 94 yıl önce 1923 de parlamenter sistem kurulmuş ve 1937 ye kadar Atatürk tek adam olarak ülkeyi yönetmiş denilebilir. Neden çünkü kurtuluş savaşını kazanmış bir millete liderlik etmiş te ondan. Yani, güçlü lider. CHP ye göre bu iş yanlış. Daha sonra çok partili sisteme geçiyoruz, Ama sözde. Açık oy gizli tasnif, gizli sayım, CHP nin, İnönü’nün milli şeflik dönemi, yani demokrasi rafta. 60 ta seçim sonuçlarını vesayet kurumları beğenmemiş, iktidar olanı, çok oy alan Menderes’i, bir daha alamasın diye asmışlar. Yani milli iradeden söz etmek mümkün değil. 70 li yıllar tamamen koalisyon, vesayet kurumları yine devrede, ihtilale giden sürecin olgunlaşması bekleniyor. Meclis cumhurbaşkanını da seçemeyince, 80 ihtilali. Sonra özal dönemi, bardağın dolu tarafının fazla olduğu dönem. 28. Şubat 97 post darbe, yakın tarihte ise, güçlü iktidarı yakalayan partiyi kapatma ve darbe girişimleri derken, son olarak 15 temmuz işgal girişiminin Allahın yardımı, vatansever millet, ve Cumhurbaşkanımızın önderliği, millete verdiği özgüven sayesinde önlenişi, hala ayaktayız çok şükür.
Özetlediğimiz, bu 94 yıllık süreçte, mevcut sistem, vatandaşın demokratik talebine cevap verebilmiş mi, maalesef hayır. Vesayet kurumlarının devreden hiç çıkmadığı, demokrasinin ve milli iradenin ikide bir rafa kaldırıldığı, bu mevcut sistemin neresi güzel, neyinden vazgeçemeyeceğiz.
Beklentinin 2.halkası: TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ YARGI.
Vatandaşın adil yargı talebi, demokrasilerde karşılanması gereken, bir zorunluluktur. Aksi halde vatandaşın güven duygusu kaybolur. Hatta, kendi yargısına başvurmasına neden olabilir. Toplumsal huzursuzluğa sebebiyet verir. Mevcut sistem geçmişte vatandaşa yargı açısından neler sağlamış bir bakalım. Kısmı yargılamalarda adalet sağlanmış olsa da, bilhassa vesayet kurumlarının devrede olduğu dönemlerde; Açıktan toplumsal yaralara neden olacak yargılamalar yapılmış. Örnek, Menderes yargılaması. Anayasa mahkemesinin dahi, aynı konuda, farklı tarihlerde, farklı kararlar vermesi. Kayırmacılık bu kurumlarda dahi ayyuka çıkmıştı. Kapalı ve hiyerarşik, kariyer yapısıyla darbelere zemin hazırlamış. Darbecilerin talimatlarını uygulamışlardır. Hatta darbelere yeltenmiştir.
Hasılı mevcut sistem, yargı yönünden de vatandaşın beklentilerini veya demokrasinin gereklerini sağlayamamıştır.
Beklentinin 3.halkası: Milli İrade
Mevcut sistemde, Milli iradenin etkinliği nasıl olmuş bir bakalım. Mevcut sistemde demokrasimiz defalarca kesintiye uğramış, rafa kaldırılmış ve dolayısıyla defalarca milli irade hükümsüz kalmıştır. Mevcut sistemde milletvekilleri seçiliyor. Ve meclisten cumhurbaşkanının izin verdiği ölçüde hükümet belirlenir. Güvenoyu alırsa hükümet kurulmuş oluyor. Ancak, parlamenter sistem tarihimizde, hükümetlerin ömrü yaklaşık 1.5 yıl olabilmiştir. Yani dört veya beş yıllık bir hükümet süreci çok az yaşanmıştır. Bu durum kırizlere ve ülkenin geri kalmasına neden olmuştur. Yani hakimiyet maalesef milletin olamamıştır.
Bu durumda mevcut sistem, Milli iradenin hâkimiyetine cevap olamamıştır. Hâlbuki demokrasi, milli iradenin hâkimiyeti dışında, başka bir hakimiyet tanımaz. Yani milli irade açısından mevcut sistemin savunulacak bir yönünü göremiyoruz.
Beklentinin 4.halkası: istikrar
Mevcut sistemde, güçlü iktidarlar dönemi, maalesef çok az yaşandığından istikrarda sağlanamamış. Cumhuriyet Tarihi boyunca gelişmenin sağlanabildiği bir özal dönemi var, diğeri ise yakın tarihte Ak parti dönemi: 7 haziran 2015 genel seçimi, güçlü Ak Parti döneminde dahi, mevcut sistemle istikrarın sağlanamayacağını ortaya koymuştur.
Mevcut sistemde istikrar, vatandaşın talep ettiği, beklentisinin mutlaka karşılanması geren en önemli halka olduğu halde, halkaların en zayıfıdır, her an kopabilir. Çünkü, her seçim koalisyon getirebilir.
Beklentinin 5.halkası: Güçlü ekonomi;
Güçlü ekonomi demek, devletin güçlü olması demek, vatandaşın güçlü ve refah içinde olması demektir. Devletin, vatandaşına her alanda sosyal hizmet verebilmesi demek, hizmet yatırımları yapabilmesi demek, reel sektörü destekleyebilmesi demek. Caydırıcı güç olabilmesi için silah gücü demek, hasılı bu Güçlü ekonomi talebinin ön şartı istikrardır. Eger mevcut sistemde istikrar sağlanamıyor ise, güçlü ekonomi hayal olur. Güven kaybolunca hayat duruyor, bütün bunlar ülkemizde defalarca yaşandı. 2002 ye kadar istikrardan söz etmek fazla iyimserlik olur. 7 haziran 2015 seçimi; “mevcut sistemle”, güçlü iktidarların dahi, sürdürülebilir bir istikrar sağlayamadığını gösterdi. Yani, mevcut sistemle güçlü ekonominin sürdürülemeyeceğini, geçmiş tarih ortaya koymuştur.
6.halka: Güçlü Türkiye;
Esasen bu halka, her alanda adalet isteyen insanımızın, beka talebi. Ancak, Türkiye’nin güçlü olabilmesi için, halkın beklentisi olan bu halkaların içinin dolması gerekiyor. İçi doldurulamayan bu halkaların, her birinin kopması halinde, Güçlü Türkiye hedefinden uzaklaşıyoruz. Maalesef mevcut sistem anlattığımız nedenlerden dolayı halkayı koparıyor.
O nedenle değişim zorunlu hale gelmiştir.
Bu resimde, değişimi zorunlu kılan bir önemli halka daha var, oda her sistemde ve her halka içinde olması gereken adaletin sağlanması. Bu halka devletin devamlılığını ve insanda, her alanda güven duygusunu sağlayacak olan Adaletin sağlanması.
Tarihte, kavimlerin, devletlerin ömürlerini adalet anlayışları belirlemiştir. O nedenle mevcut sistemle, her alanda adalet beklentisine cevap verilemediği için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, değişim için zorunlu hale geldiğini itiraf edebiliriz.
Sanırım demokrasilerde olması gereken insana dair beklentilerin özeti olarak sıraladığım halkaların içinin mevcut sistemle doldurulamadığı veya karşılanamadığını, özetle paylaştığımı umuyorum.
YENİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Değişim halinde halkaların demokrasi ayağı, yere daha sağlam basmaktadır. Millet kendi geleceğini, tanıdığı, bildiği, güven duyduğu, bir partiliye direkt olarak, teslim edecektir. Yani milli irade tesis edilecektir. Vatandaşın oyunu alabilmek için, emekle o makama gelmiş bir vatansever, milletine karşı hata yapmamaya özen gösterecektir. Yani dünyanın bir çok ülkesinde var olan, tek adama dayalı hükümeti kendisi seçecektir. Partiler arası diyalog seçimden sonra değil seçimden önce tesis edilmek durumunda olacaktır. Vekiller şu anki mevcut haliyle seçilerek meclis oluşacaktır. Değişimin sadece meclisin oluşumu açısından, demokrasinin siyaset ayağında zafiyet olabilir, oda ülkenin koşulları iyileştikçe, Ak Parti aracılığı ile düzeleceği kanaatindeyim.
2. halka tarafsız ve bağımsız yargı: Milli iradeye karşı vesayet odakları hükümsüz kalacağından, yargı ayağımızda rahatlayacaktır. Çünkü, her alanda olması gereken adalet, öncelikle yargının işi haline gelecektir. Bunun teminatı da sistem olacaktır.
3. halka Milli irade: Milli irade cumhurbaşkanını seçmekle hükümeti kurmuş olacaktır. Cumhurbaşkanına dayalı hükümet sistemi, Yani şimdi başbakanın yaptığı yürütme işlevi ortadan kaldırıyor. Başbakanın belirlediği bakanların listesini, Milli iradenin direk yetkilendirdiği zatı muhterem olacak kişi, Cumhurbaşkanı belirliyor. Aslında, Millet bir bakımdan, daha önce referandumla Cumhurbaşkanını seçme yetkisini eline almıştı. Şimdi ise referandumla, cumhurbaşkanına hükümet etme yetkisini verecek.
Milli irade, aynı sandıkta, yasamayı yapacak milletvekillerini de seçmiş olacak. Millet, Güvenoyu konusunda da 5 yılda bir olmak üzere kendini yetkilendiriyor, diyebiliriz.
4. halka istikrar: İstikrar, partilerin inisiyatifinden çıkmış oluyor. Değişimle, hükümet milletin oyunun % 50 sini almak zorunda kalıyor. Bu durum siyasileri, uzlaşmacı olma konusunda zorunlu hale getiriyor. Siyasilerin çoğunluk söylemi iddiaları da yerine getiriliyor. Aynı zamanda istikrar, sistem gereği, kendiliğinden oluşuyor.
5. halka Güçlü ekonomi: değişimle, istikrarın sağlanması, güveni artıracak ve güçlenen ekonomisi ile ülke; hedeflerini kesintisiz sağlama yolunda ilerleyecektir.
Bütün bu beklentileri sağlayacak olan değişim sayesinde, hepimizin arzusu ve hedefi olan Güçlü Türkiye yolunda, adalet içinde, nesillerimiz güvencede olacaktır, inşallah. Son cümle olarak, değişim Sayın Recep Tayyip Erdoğan için değil, Erdoğan sonrası Türkiye için gerekli kanaatimi paylaşıyor.
Uzun süredir merak edilen bir konuda Neden yıllar sonra, teşkilat içinde görev aldınız, sizin durumunuzda, yani bu yoğunlukta ve aday olmuş biri olduğunuz halde teşkilatta tekrar görev almanızı nasıl açıklarsınız?
Bu vatana ve millete yaptıklarından ötürü, Ak Partiye vefa borcu olduğunu düşünenlerdenim. Memleketin geleceğini siyaset belirliyor. O nedenle bende teşkilatlara bir nevi vefa borcumu ödemek istedim. Ayrıca teşkilatlar beni 2007 den beri temayüllerde üç defa ilklerde seçerek, çok onurlandırdı. Onlara minnet borcumu ödemek istedim. Yanı sıra teşkilatın, İl Başkanlığının başarısı için gelen teklifi geri çeviremezdim.
Liderimizin bu hususta beyanı var; Davaya hizmet etmek için vekil olmadan da hizmet etmenin yolu dışarıdan veya teşkilatlarda yer almak olduğunu ifade etmiştir. Hasılı, asıl siyaset yapma nedenim, memleketin geleceği. 15 Temmuz, siyasetin bir ülkenin geleceği için ne denli önemli olduğunu da ortaya koymuştur. 15 yıldır Ak parti adına yapabileceğim her türlü faaliyeti ve fedakârlığı yaptım. Her dönemde olduğu gibi, davamız için yaptığım bu faaliyetlerden bu dönemde de rahatsız olanlar olabilir. Bu rahatsızlığı duyanlar dava adamı değildir. Rahatsızlık duyanlar var diye siyaseti bırakacak değilim. Ancak bu davanın başından beri olduğu gibi, 17 Nisandan sonra Allah izin verirse, yine dışarıdan siyaset yapmamın daha uygun olacağını düşünüyorum. 17 Nisan çok daha aydınlık bir Türkiye’ye merhaba diyecek inşallah.