YENİ YARGI REFORMUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? GEREKLİ MİYDİ?
Elbette. Yargıya olan güvenin gün geçtikçe azaldığı bir ortamda, birçok sorunun çözülmesi ve güvenin tekrar sağlanması için adalet sistemimizde ciddi bir reforma uzun zamandır ihtiyaç duyulmaktaydı. Zira yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tartışılır hale gelmesinden, uzun yargılama süreçlerine kadar birçok sorun çözüm beklemekteydi. Bu noktada ilk yargı paketinin yeterli olduğunu söylemek ise maalesef pek mümkün değil. Diğer paketlerin neler getireceğini ve daha da önemlisi yeni düzenlemelerin uygulamada nasıl karşılık bulacağını beklemek gerek.
EN ÖNEMLİ GÖRDÜĞÜNÜZ AÇILIM HANGİSİDİR?
Şüphesiz hukuk eğitimi reformu! Zira “iyi-kötü kanun yoktur, iyi-kötü uygulayıcı vardır”. Aslında bu alandaki reform ihtiyacı uzun yıllardır hukukçular tarafından dillendirilmekteydi. Özellikle hukuk eğitiminin beş yıla çıkartılması, Avukatlık sınavı ve hukuk eğitiminde kalitenin artması gereklilikleri kabul görmüştü. Bu noktada ilk yargı paketi; Mesleğe Giriş Sınavı ve 125 bin barajı düzenlemelerini içeriyor. Ancak son yıllarda Hukuk Fakültesi sayısının ve kontenjanlarının meslek gereksinimlerini aşan şekilde artmasının da bir sonucu olarak bu önemli yenilikler, hukuk eğitiminin iyileşmesi ve kalitenin artırılmasına kısa dönemde fayda sağlayamayacaktır. Maalesef artan hukuk fakültesi ve kontenjan sayıları ile beraber hem hukuk eğitiminde hem de meslekte ciddi sıkıntılar ortaya çıktı ve çıkmakta. Yeni açılan fakülteler yeterli akademisyene sahip olmadığı gibi akademisyenler arasında rotasyon da bulunmamakta. Kaldı ki yakın zamanda gündeme aktarıldığı kadarıyla yirmiye yakın Hukuk fakültesinin Dekanı hukukçu dahi değil. Zaten kontenjanların artması ile nitelikli eğitim verilemiyor. Tabii tüm bu hususların meslekte de dönüşü oluyor. Her yıl verilen binlerce yeni mezun, binlerce yeni hukukçu demek. Dolayısıyla kısa vadede bir iyileşme beklenemezse de, diğer paketlerle getirilecek yeniliklerle beraber uzun vadede nitelikli hukukçular yetişeceğini ve sonuçta daha güvenilir daha nitelikli bir yargı sistemimiz olacağını umuyorum.
BAZI BARO BAŞKANLARININ METİN FEYZİOĞLU’NA GÖSTERMİŞ OLDUĞU BİR TEPKİ VAR. BUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Metin Feyzioğlu siyasal duruşuyla “nereden nereye” denecek bir değişim yaşadı. Bu husus kendi takdiridir. Ancak bunun Birliğin temsili üzerindeki etkileri pek tabi yoruma açıktır. Baro Başkanları ve diğer Avukatların bu noktada değerlendirmesi gereken bu duruşun mesleğe ve yargı sistemine katkı sağlayıp sağlamadığıdır. Bu bağlamda yargı reformu stratejisi hazırlıkları içinde Türkiye Barolar Birliğinin bulunmasını ve desteklemesini önemli buluyorum. Metin Bey’in de dediği gibi; bu tarz reformların en çoğulcu-katılımcı yaklaşımla yürütülmesi ve hayata geçirilmesi gerekir. Dolayısıyla Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak Yargı Reformunu sahiplenmesini yerindedir. Üstelik Avukatların uzun zamandır beklediği haklara ve değişikliklere bu pakette yer verilmişken.
REFORMDA AVUKATLARI İLGİLENDİREN EN ÖNEMLİ UNSUR NEDİR?
Bir önceki soruyla birlikte de düşünüldüğünde akla ilk olarak elbette yeşil pasaport geliyor. Ancak daha önemli hususlar var. Örneğin; bir kısım dava ve icra takip işlerinde KDV’nin düşürülmesi ya da Avukatlara yeni iş imkânı sağlayacak olan seri muhakeme usulü gibi. Ve tabii ki hukuk eğitimindeki değişiklikler. Şöyle bir durum var; artan Avukat sayısına rağmen, Avukatlara yönelik iş imkânları azalıyor. Uzun süren yargılama süreci ile beraber alternatif uyuşmazlık çözüm yolları gün geçtikçe tercih edilir hale geliyor ve gelecek. Dolayısıyla mesleğe yeni başlayan Avukatlar için yeni iş imkânları sağlanmasını, vergi yükünün azaltılmasını çok önemli buluyorum.
REFORMUN ÜLKEYE KATTIĞI DEĞER SİZE GÖRE NEDİR?
İlk paket temyiz edilebilecek kararların kapsamını genişletmesi, soruşturma evresinde tutukluluk süresinin azaltılması gibi değişiklikler içeriyor. Fakat bu hususlar hak ve özgürlüklerin korunması ve yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanması için yeterli değil. O yüzden bu soruyu daha geniş anlayıp, Yargı Reformu Strateji Belgesi ile hedeflenen unsurların tamamının hayata geçirildiğinde ülkeye katacağı değer şeklinde cevaplamak gerek. Yargı Reformu Stratejisiyle öngörülen hedeflerin hayata geçirilmesi ile yargıya olan güvenin artacağı muhakkak. Zaten amacın da öncelikle bu olması gerekiyor. Birçok vatandaş bugün adliyelerden hızlı, nitelikli ve adil bir sonuç alamayacağını düşündüğü için hakkını aramaktan geri duruyor. Bunun değişmesi lazım. Ayrıca hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, hak ve özgürlükler sağlandığında ekonomimizde de ciddi atılımlar olacaktır. Çünkü yabancı yatırımcının para politikası dışında baktığı ilk husus saydığımız temel hukuk ilkeleridir. Bu ilkeler ışığında düzenlemeler getirecek Yargı reformu ülkemize birçok alanda değer katacaktır.