HABER: ALİ HAN DELİGÖZ
Hukukun birçok alanında vatandaşların eksik bilgileri olduğunu belirten Çiriş; “Haklarını ve savunması gerektiğini bilmeyen insanlarımız var. Bilinmezlikten kaynaklı hem zaman hem de para kaybı yaşıyorlar. Kahramanmaraş her ne kadar muhafazakâr olsa da son yıllarda boşanmalar ciddi oranda artış gösterdi. Boşanmaların başlıca sebepleri bilgisizlikten kaynaklı sebeplere ve insanların bir birini çekememesi kaynaklı olduğunu görüyoruz. Alttan alma ve hoşgörü olmadığından dolayı evlilik temelinde sarsılmalara tanıklık ediyoruz. Boşanmak için bize başvuranlar genel olarak fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle geliyorlar. Aldatma da bir psikolojik şiddet türüdür ve kanunda ayrı bir madde olarak aldatma ibaresi olarak geçiyor ancak psikolojik şiddete giriyor. Boşanma süreci genel anlamda yanlış bilinenler olduğu için insanlar basit bir dilekçeyle boşanma davası açabiliyor. Bu da davanın uzamamasına davayı açan kişinin haklıyken haksız duruma düşmesine neden olabiliyor çünkü talep etmesi gerekenleri bilmiyor ya da anlatması gereken delilleri sunamıyor, dinlenmesi gereken tanıkları dinletemiyor. Bu da kişinin haklıyken haksız olarak boşanmasına, hem maddi hem de manevi olarak acı çekmesine neden oluyor. Genel olarak dava açılmış olarak, ilk duruşması geçmiş ya da duruşma yakınken bize başvurarak nasıl bir yol izleyeceği hususunda danışılıyor. Aldatma ile ilgili ellerinde kesin deliller ellerinde bulunmasına rağmen basit olarak evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle dava açılıyor. Yani biz anlaşamıyoruz ayrılmak istiyoruz demek oluyor. Bilinçsiz bir şekilde dava açılmasından dolayı hem maddi hem manevi tazminat açısından hem de velayet açısından vatandaşlarımız açısından bir dezavantaj oluyor. Doğal olarak psikolojik olarak yıpranmalarına neden oluyor. En baştan profesyonel destek alınsa hem zaman kaybına hem maddi kayıp engellenmiş olacak. Haricinden danışmadan bir dava açıldığında vatanlar çok ciddi maddi kayıplarla karşı karşıya kalacaklar. Evlilik birliğinin bozulmasından hangi taraf suçluysa oran doğrultusunda tazminata hükmediliyor. Erkek tarafından aldatılma olmasına rağmen kadın kurtulması istemesi sebebiyle dava açılıyor ve aldatma yüzde yüz haksız durumda olmasına rağmen sanki lütfetmiş gibi küçük meblağlar sunarak ikna yoluna gidiyor karşı tarafta pasifse uğraşmak istemiyor boşanıp kurtulayım diyor. Bazı tatminsizliklerin sebebi de bu. Psikolojik olarak zaten yıpranıyor en azından maddi anlamda kendisini tatmin etmesini tavsiye ediyoruz. Eğer erkek tarafından aldatma söz konusuysa ister davalı ister davacı olsun kadın tamamı ile haklı hem maddi hem de manevi her türlü talepte bulunabilir” sözlerini kullandı.
Korunma Hakları ile alakalı bilgiler aktaran Çiriş; “İlk başvuru yapıldığı andan itibaren kanunun belirlediği oranlarda uzaklaştırma söz konusu. Dava açıldığında ise müşterek aile birliği dediğimiz konutu bayana özgülediği zaman erkeğin girişi yasaklanabiliyor. Ya da evin etrafına 500 metre yaklaşması yasaklanabiliyor. Her hangi bir tehdit söz konusu olduğundan ya da hak ihlali olduğunda kolluk kuvvetlerine ihbar edildiği takdirde 3 aya kadar hürriyet bağlayıcı ceza söz konusu. Fakat ihmallerde söz konusu uzaklaştırma kararına rağmen ölümle sonuçlana biliyor. Eğer şikâyet edildiği takdirde şikâyetten vazgeçilirse de suç, suç olmaktan çıkıyor ve dava otomatikman düşüyor. Bazı insanlar her ne kadar evlerinden uzaklaştırılsa ya da ev özgülense bile sıkıntılar yaşanabiliyor. Kadın haklarının ve kadınların desteklendiği mor çatılar söz konusu. Oraya gidildiği zaman hem maddi anlamda hem de manevi anlamda birey destekleniyor. Sığınıldığı zaman eğer eşinin tehlikeliyse kimliğiniz gizli kalıyor ve can güvenliğiniz sağlanıyor. Çocuğun yaşı önelim. Evlilik birliğinin kimin tarafından bozduğunun önemi yok 0-3 yaş arası çocukları annenin bakımına muhtaç. Yüksek oranda annenin velayeti altında olur. Daha önce kötü hayat göz önünde bulunduruluyordu. Şuan yaşam standartlarına bakılmaksızın yüzde doksan dokuz oranında velayet anneye veriliyor. 3-6 yada 8 yaşına kadar ebeveynlerin durumu göz önüne alınıyor. Anne ve babanın durumu evlilik birliğinin bozulmasında kimin etken olduğu ve maddi durumu araştırılıyor. Mahkeme tarafından çocuğun menfaatine ilişkin yorum yapılıyor. Psikolojik ve maddi durum göz önüne alınıyor. Anne çalışıyor ve anneanne ve büyükbaba bakacak durumda değil de bakıcıya teslim edilecekse eğer babaanne tercih ediliyor ve belirli kriterler gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.