Ülkü Ocakları Kahramanmaraş İl Başkanlığı Ruhi Kılıçkıran seminer salonunda gerçekleşen konferansta konuşmacı olan Hüseyin Kayış, Tarihi Karabağ sorununu ve tarihin en büyük vahşeti olan Hocalı Soykırımı’nı anlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Ermeniler 25-26 Şubat 1992'de çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türkünü, kafalarını koparıp top oynama, kafa derisini yüzme, hamile kadınların karnını deşme işkencelerine varıncaya kadar vahşice katletmiştir. Camilerin ahıra çevrildiği, mezarlıkların bile saldırıya uğradığı, olayın şahitlerinin yaşadığı, yaşanan olayların kamera kayıtlarında var olduğu ‘Hocalı Soykırımı’ Türk milletinin ortak kaygısı, kanayan yarası ve dinmeyen acısıdır.
Hocalı bir savaş değildir, karşılıklı çatışma olmamıştır. Sivil Türk halkına acımasızca soykırım yapılmıştır. Belli bir kitlenin imha edilmesine katliam denilebilir fakat Hocalı’daki saldırı topyekün bir ırkı yok etmeye yönelik olduğu için soykırımdır. Orada filmlerde bile rastlamayacağımız vahşet yaşanmıştır. Ermeniler, sadece öldürmekle kalmayıp, ölülerin üzerinde de akıl almaz işkenceler uygulamışlardır.
Hocalı Soykırımı’nda Ermeniler, Rusya'nın Kafkas politikasında kullandığı bir maşadır. Ortak amaçları Kafkasya'dan ve Doğu Anadolu'dan Türkleri uzaklaştırarak Büyük Ermenistan hayalini gerçekleştirmektir. Bunun içindir ki Anadolu ve Azerbaycan Türkleri arasındaki Karabağ Türk bölgesi Rusya'nın desteğiyle Ermeniler tarafından işgal edilmiştir. Rusya’nın amacı ise hem kendi güvenliği için tampon bölge oluşturmak hem de Ermenistan-Azerbaycan savaşıyla Türkiye ve Azerbaycan arasındaki bağı koparmaktır. Rusya'nın yüzyıllarca Orta Asya Türk Devletleri için uyguladığı Ruslaştırma politikalarını unutmamalıyız.
1990’lı yıllara doğru Sovyet Rusya'nın dağılma sürecine girmesiyle Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki gerilimli süreç başlamıştır. Ermenistan Dağlık Karabağ bölgesinin kendisine ait olmasını istiyordu. Bölge uluslar arası kuruluşlarında kabul ettiği gibi tarihi ve hukuki olarak Azerbaycan'a aittir. Ermeniler, bölgedeki Türkleri yıldırmak ve bölgeden kaçırmak için bir çok uğraşta bulunmuşlardır.
1988 yılında Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermenilerin Azerbaycan'dan ayrılarak Ermenistan'a katılmak istemesiyle Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesinin özerk statüsünü kaldırdığını ve kendisine bağladığı yönünde bir karar almıştır. Karabağ Özerk Cumhuriyeti ise referanduma gitmiştir. Azerbaycan Türklerinin katılmadığı referandum sonucunda Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Bunun sonucunda olaylar başlamıştır.
1992 yılında Ermeniler, 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece Hocalı Kasabasının giriş ve çıkışlarını kapatarak, şehri ablukaya almıştır. Bütün yollar tutularak, elektrik ve iletişim bağlantıları kesilmiştir.
Ermeniler, şehri iki saat boyunca tank ve top ateşine tutmuş, kadın-çocuk-yaşlı demeden insanları hunharca katletmiştir. Hocalı'da savunmasız durumda olan 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 Azeri, vahşice öldürülmüştür. 487 kişi sakat kalmış ve 1275 kişi esir alınmıştır. Esir alınanlardan 150’den fazla kişi ise hala kayıptır.
Bu soykırım sadece insanların öldürülmesiyle kalmamış, cesetler üzerinde yapılan incelemelerde bir çoğunun yakılmış olduğu ve gözlerinin oyulduğu, başlarının kesildiği ve derilerinin yüzüldüğü tespit edilmiştir. Hamile kadınların karnında taşıdığı çocuğun cinsiyeti için bahis yapılarak diri diri karnı deşilmiştir. Çocuklara en şiddetli işkenceler yapılmış, ellerinden pencereye çivilenerek derileri yüzülmüş, kaç dakikada can vereceğinin deneyi yapılmıştır.
Ve bugün 26 Şubat! Günlerden Hocalı.. Yürek mi dayanır Hocalı'ya.. ‘Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan ile kuracağı asil kanında mevcuttur’ diyen bir gazetecinin ırkına methiyeler dizerek ‘Hepimiz Hrantız’, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyenler; Hocalı’nın hesabını vermelidir.
‘Biz, Karabağ bölgesini düşmanın elinden kurtardık. Ağrı Dağı bölgesinin alınmasını ise size bıraktık’ diyen Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Hocalı’daki Türk soykırımında Ermeni komutan olarak bizzat bulunduğunu biliyor muyuz? Ermenilerin, Milli Marşları'nda ‘Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün, öldürün’ diyerek, Okullarında Türk’ten nefret eden bir Ermeni gençliği yetiştirildiğini biliyor muyuz?
Bugün, Hocalı’yı bilmeyen Afrin’i anlayamaz. Orada ne işimiz var diye sorar. Hocalı’daki vahşeti hissedemeyen El-Bab’ta, Afrin’deki Türk’ün bekası için verdiği mücadeleyi anlayamaz. ‘Yaşasın tam bağımsız Doğu Türkistan’ ve ‘Kerkük Türk’tür Türk kalacak’ diye haykıran nesillerin devamı için Hocalı’yı iyi okumalı ve iyi anlamalıyız. Hocalı Soykırımında şehadete yürüyen soydaşlarımızı rahmetle anıyorum. Bu soykırımı ve insanlık dışı vahşeti unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!”