Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacak adaylar arasındaki rekabet adayların birbirlerini suçlamalarıyla başladı.
Fransız merkez sağın sürpriz adayı olarak ortaya çıkan François Fillon’un, eşine haksız kazanç sağladığı iddialarıyla gündeme gelmesinin ardından 2014’te Ekonomi Bakanlığı’na getirilen Emmanuel Macron, iki yıl süren tartışmalı bakanlık serüvenini Cumhurbaşkanlığı adaylığı için noktaladığını belirtmiş ve “özgür ve sorumlu olmak adına bir karar” verdiğini açıklamıştı. Macron, “Fransa’yı değiştirmek için her şeyi yapmaya kararlıyım” diyerek geçen Nisan ayında “Yürüyüş Hareketi" adı altında bir oluşumu harekete geçirmişti.
Eşinin haksız kazanç sağlamasıyla gündeme bomba gibi düşen merkez sağın adayı François Fillon, rakibi Macron’u Ekonomi Bakanlığı döneminde harcama yapmış gibi göstererek, 120 bin Euro’yu Nisan ayında kurduğu “Yürüyüş Hareketi” adlı oluşuma aktarmakla suçladı. Cumhurbaşkanlığı adayları arasında yapılan bu ithamlar, “adaylar birbirlerinin kirli çamaşırlarına ortaya dökmeye başladılar” şeklinde yorumlandı.
Fransa’nın en genç bakanlarından ve en genç Cumhurbaşkanı adayı olan Macron’un geçen yılın başlarında taşımacılık, iş yerlerinin pazar günleri açık olması gibi konuları düzenleyen reform paketi dönemin Başbakanı Manuel Valls tarafından özel yetki kullanılarak oylanmadan kanunlaştırılmıştı. İktidardaki Sosyalist Parti’den kopan Macron geçen Nisan’da faaliyete geçirdiği “Yürüyüş Hareketi” çerçevesinde Fransa çapında toplantı ve konferanslar düzenleme kararı almış ve bu yönde ilk miting geçen Temmuz’da ayında yapılmıştı.