FETO, münafıklar zümresinin reisidir

FETO, münafıklar zümresinin reisidir

Akit’e konuşan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyal Bilimci Prof. Dr. Bilal Sambur, “Türkiye’nin çıkışı, dirilişi ve ihyası, etkili bir demokratik başkanlık sisteminden geçmektedir. Ülkemizde kurulmak istenen FETÖİST diktatörlük tarzı baskı rejimlerine karşı tek etkili yol başkanlık sistemidir” dedi.

MEHMET ÖZMEN / ANKARA - Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyal Bilimci Prof. Dr. Bilal Sambur, Mehmet Özmen’in gündeme ilişkin sorularını cevapladı. 

- Türkiye’nin bir sistem sorunu var mıdır?

Türkiye, kuruluşundan itibaren büyük sancılar yaşayan bir ülkedir. Yaşadığımız bütün sancıların temelinde devlet krizi, sistem sorunu bulunmaktadır. Kemalistlerin, Sosyalistlerin, Batıcıların, Batılıların ve FETÖİSTLERİN devlete hakim olma mücadelesi, ülkemizin hep krizler ve çatışmalar içinde olmasına neden olmuştur. FETÖİZMİN, devletin istihbarat, ordu ve emniyet başta olmak üzere kilit kurumlarına sızmanın ötesinde işgal etmesi, yaşanılan devlet krizinin dehşet boyutlara vardığını göstermektedir. Türkiye, FETÖİZM, militarizm ve emperyalizm gibi tehditleri ancak yaşadığı devlet krizini çözerek aşabilir.

TÜRKİYE’NİN DİRİLİŞİ VE İHYASI BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN GEÇMEKTEDİR

- Türkiye, başkanlık modeliyle bütün sorunlarını çözebilir mi?

Türkiye, yirmi birinci yüzyılı statükoyu devam ettirerek boşa harcama lüksüne sahip değildir. Ülkemiz bugün Ortadoğu, AB, FETÖİZM, terörizm, DAİŞ, PKK, darbecilik gibi büyük sorunlarla karşı karşıyadır. Türkiye, bugün içeride ve dışarıda bir beka mücadelesi vermektedir. Başkanlık sistemi, devlet krizinin ve yaşanılan beka durumunun aşılmasında en etkili ve verimli demokratik, hukuki ve idari yol konumundadır. Türkiye’nin çıkışı, dirilişi ve ihyası etkili bir demokratik başkanlık sisteminden geçmektedir. Ülkemizde kurulmak istenen FETÖİST diktatörlük tarzı baskı rejimlerine karşı tek etkili yol başkanlık sistemidir.

HDP/PKK, KÜRTLER NEZDİNDE BİTMİŞTİR

- HDP’li vekillerin tutuklanması özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan insanlar üzerindeki yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan halkımız, refah, huzur, barış ve birlik istemektedir. HDP, Kürtlerin barış ve refah beklentilerini karşılayan bir siyasi yapı olma niteliğini kaybetmiştir. PKK’nın terör eylemleri, çukur çatışmaları yüzünden halkın hayatı cehenneme dönmüş, yüzlerce insan hayatını kaybetmiş, şehirler büyük yıkımlara uğramıştır. Kürtler, HDP’nin demokratik ve barışçıl bir katkıda bulunmayacağını fark etmişlerdir. Halk, PKK’nın nihai amacının devrimci halk savaşı adı altında Türkiye’de iç savaş çıkarmak olduğunu idrak etmiş bulunmaktadır. Bölge halkı için, HDP ve PKK mevcut konjonktürde yıkıcı teferruat haline gelmiştir. Bölge halkı, 15 Temmuzdan sonra ülkenin birlik ve bütünlüğünün sağlanmasının, iç savaş tuzağının boşa çıkarılmasının ancak sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği, vizyonu ve mücadelesiyle boşa çıkarılacağına inanmaktadır. Kürtler nezdinde, PKK da HDP de bitmiştir. Bölgede yaşayan Kürtler, artık eskisinden daha da çok devletine ve topraklarına sahip çıkıyor. 

MÜNAFIKLAR ZÜMRESİNİN REİSİ PENSİLVANYA’DAKİ FETO’DUR

- FETÖ’nün hain elebaşısı olan Fetullah Gülen’i nasıl tarif ediyorsunuz?

15 Temmuz’u yapanların, ideolojileri ve inançları üzerinden yapılan tartışmaların yanlış olacağını düşünüyorum. 15 Temmuz’u yapan darbeci çete, şimdiye kadar hep hümaniter bir ideolojiyle, hep hizmet merkezli dini bir teolojiyle kendilerini maskelediler. Oysa bu hareketin, materyalist, seküler ve militan bir iktidarı ele geçirme hareketi olduğu çok net biçimde karşımıza çıkmış bulunuyor. Ortaya çıkan bütün bilgiler açısından bu örgüte baktığımızda tamamen materyalizmin bunların zihin dünyalarını oluşturduğunu görüyoruz. Cahiliye döneminde münafıkların reisi Abdulah bin Ubey vardı. Çağımızın Abdullah bin Ubey’i ise Pensilvanya’daki FETO’dur. Modern Münafıklar çetesinin baş haydudu Gülen’in, çocukluğundan itibaren kendisinin çok özel ve seçilmiş kişi olduğuna dair temel bir saplantısı vardır. Küresel istihbarat servisleri ve küresel güç odakları FETO’nun temel saplantılarını tespit ederek onu ilk önce kişi olmaktan çıkarıyorlar ve sonrasında ise kişiliğini yok edip, yeni bir maske kişilikle birlikte istedikleri gibi kullanıyorlar. Gülen, küresel güç odaklarının ve istihbarat servislerinin psikopatolojik kurgusudur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri