Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ’Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. Erdoğan, "2015 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri için Cumhurbaşkanlığı külliyesine milletin evine hoşgeldiniz. Bugün kendilerine ödül tevdi edeceğimiz kültür, sanat ve ilim insanlarımızı, onlar adına ödül alacak yakınlarını tebrik ediyorum. Türkiye’nin kültür ve sanat hayatına, ilim dünyamıza yaptıkları katkılar için ülkem ve milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini vereceğimiz kişileri herhangi bir yarışma yoluyla belirlemediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum. Biz, burada bugüne kadar ortaya koydukları eserleriyle, emekleriyle, ürünleriyle başlı başına kıymet olan bu insanlara milletimiz ve devletimiz adına haklarını teslim ediyor, şükranlarımızı ifade ediyoruz. Ülkemizde her alanda gerçekten çok büyük değerler ve önemli kıymetler var. Her yıl, bunlardan bir kısmına Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri çerçevesinde milletimiz, devletimiz adına takdirimizi, minnetimizi, sevgimizi göstermeye çalışıyoruz" diyerek Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini alan isimleri hatırlattı.
“SON İKİ YÜZYIL BU MİLLETİN BİTİŞİNİ BEKLEDİLER”
Anadolu’nun insanlık tarihinin her bakımdan en münbit medeniyetlerine, devletlerine, toplumlarına evsahipliği yapmış kadim bir coğrafyanın kalbi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu topraklar üzerinde yaşayan her toplumu, maddi ve manevi zenginleştirmiş, ufkunu açmış, vizyonunu genişletmiştir. Aynı şekilde bizim milletimiz de gittiği her yerde, her bölgede doğru, güzel, faydalı gördüğü herşeyi hiçbir kompleks duymadan alan ama aynı zamanda oralara da birşey veren, kazandıran bir toplumdur. Anadolu coğrafyasıyla milletimizin kaderinin birleştiği bütünleştiği bin yıldır bu toprakların insanlığa kazandırdığı büyük değerlerin gerisinde böyle bir terkip vardır. Anadolu coğrafyasıyla milletimizin bir başka ortak noktası da yapılarında asla ümitsizliğin, yeisin, pes etmenin bulunmuyor olmasıdır. Ne diyor Yunus Emre, ’Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası’. Yunus’un bu sözü coğrafyamızı ve milletimizi çok güzel anlatıyor. Aramızda Osmanlı tarihi, söz sanatları konusunda üstat olan hocalarımızın, büyüklerimizin bulunduğu bir yerde, bunu söylemek bize düşmez ama nacizane şu görüşümü ifade etmeden geçemeyeceğim. Son iki yüzyılımızın bu milletin bitişinin, tükenişinin, teslimiyetinin beklenişiyle geçtiğiyle inanıyorum. Yaşadığımız onca badireye, yaptığımız onca hataya, maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen Hamdolsun böyle bir durum gerçekleşmedi ama aynı bekleyiş hala sürüyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2015 yılı da bitmek üzere, milletimiz yine dimdik ayakta. Yine, kendisiyle birlikte tüm kardeşlerinin, dostlarının ümidi olan vasfını devam ettiriyor. Dünya, özellikle İslam coğrafyası Türkiye’ye bakıyor. Dünyadaki güç dengelerinin, bilim, teknoloji, sanat alanlarını da kapsayacak şekilde Batı’ya kaydığı bir dönemde biz hala kendimiz olmayı, müktesebatımızı korumayı Hamdolsun başardık. Yeterli mi, değil? Bunu artırmaya devam edeceğiz. Bu süreçte çok yara aldık, çok kayıplar verdik, çok mevzi kaybettik buna rağmen bulunduğumuz yer çok önemlidir. Doğu ile Batı’nın temas noktaları içinde hala varlığını, özgürlüğünü, gücünü iddiasını sürdüren tek coğrafya burasıdır, Anadolu’dur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihsel sürekliliğimiz içinde son devletimiz olarak görüyoruz. Bu bakımdan Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlara yüklediğimiz mana çok önemlidir. Aynı şekilde, külliyemizde yapılan resmi törenlerde temsili olarak yer alan unsurlar çok önemlidir. Bunların hiçbiri de rastgele seçilmiş, öne çıkarılan semboller değildir. Bugün bizi hala ayakta tutan gücün gerisinde hala bu anlayış ve arka plan vardır.Ülke ve millet olarak bizim için ne siyasi, ne ekonomik krizler yıkıcı bir tehdittir bizim için asıl tehlike coğrafyamızla ve milletimiz ile ilgili bu vizyonu kaybetmemizdir. Bizi biz yapan diğer toplumlardan farklı kılan, yaşadığımız bunca badireye rağmen ayakta tutan gücü çok iyi anlamalı ve kavramalıyız. Kültür ve sanat alanı bu bakımdan çok önemlidir. Milletlerin geçmişleriyle olan bağlarını sürdürmede, tarihi sürekliliği sağlamada da kültür ve sanat hayati bir role sahiptir."
’YERLİ VE MİLLİ’ VURGUSU
"Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin gerisindeki en önemli kaygılardan, en önemli kriterlerden biri de budur" diyen Erdoğan, "Bugün burada ödüllerini tevdi edeceğimiz isimlerin her birine bu gözle bakıyor, çalışmalarını, eserlerini bu yaklaşımla anlamlı hale getiriyoruz. Bu isimlerin hepsinin de ortak özelliği şahsımın her zaman ifade ettiği, ’yerli ve milli’ diyerek ısrarla vurgulamaya çalıştığım çizginin kendi alanlarındaki mümeyyiz temsilcileri olmalarıdır. Kökleri bu toprakların derinlerine uzanan, mazisi bu milletin geçmişine giden, eserleri buram buram kendimiz, özümüz, mayamız kokan bu değerli kültür, sanat ve ilim insanlarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyorum" ifadelerini kullandı.