YENİ YARGI REFORMUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? GEREKLİ MİYDİ?
Yargı reformu geç kalınmış ancak çok doğru ve gerekli bir çalışma. Ve en önemlisi bu çalışmanın tüm siyasi partilerin, Baroların, hakim ve savcıların, üniversitelerin, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak kapsamlı bir şekilde hazırlanmış olması. Elbette eksiklikler var ama bu haliyle bile önemli ve doğru bir çalışma olduğunu düşünüyorum.
EN ÖNEMLİ GÖRDÜĞÜNÜZ AÇILIM HANGİSİDİR?
Yargı Reformu Strateji Belgesinin getireceği en önemli açılım hak ve özgürlüklerin, özellikle düşünce özgürlüğünün genişletilmesine yönelik düzenlemeler içermesi. Mesela tutukluluk sürelerinin kısaltılması, tutuklamanın bir ceza olarak değil istisnai bir tedbir olarak uygulanması. Bir diğer önemli yenilik kesinlik sınırı beş yılın altındaki düşünce suçlarına ilişkin ceza kararlarına karşı Yargıtay’da temyiz yolunun açılması.
BAZI BARO BAŞKANLARININ METİN FEVZİOĞLU’NA GÖSTERMİŞ OLDUĞU BİR TEPKİ VAR. BUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Bu tepki hukuki olmaktan çok, ideolojik bir tepki. Türkiye Barolar Birliği ne yazık ki, avukatların haklarını savunmak yerine ideolojik kaygılarla hareket eden, bir meslek örgütü olarak değil bir partinin arka bahçesi olarak gündeme gelen bir kuruluş oldu hep Feyzioğlu doğru bir tavır takınarak, bu ideolojik ve siyasi tavırdan vazgeçmiş, avukatların ve yargının sorunlarına çözüm odaklı bir anlayışı savunmuştur. Kahramanmaraş Barosu gibi Anadolu’daki bir çok Baro da Feyzioğlu ile birlikte bu reformlara tam destek verdi. Bu sebeple TBB’nin bu yaklaşımını doğru buluyorum.
REFORMDA AVUKATLARI İLGİLENDİREN EN ÖNEMLİ UNSUR NEDİR?
En çok gündeme gelen avukatlara tanınan yeşil pasaport hakkı olsa da, aslında hukuk fakültelerinin eğitim süresinin 5 yıla çıkartılması ve avukatlık mesleğine girişte sınav zorunluluğunun getirilmesi en önemli değişikliktir. Avukatların davada kullanacakları bilgi ve belgelere erişimini kolaylaştıran ve avukatın sunduğu belgenin yasal anlamda delil olarak kabul görmesini sağlayan düzenlemeler olması da olumlu yenilikler.
Son 10 yılda hukuk fakültelerinin sayısında çok büyük bir artış olmuştur. Fakülte sayısındaki artışla ters orantılı olarak eğitim kalitesinde ise ciddi bir düşüş vardır. Türkiye’de bu kadar çok hukuk fakültesine ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Eğitimin sadece 5 yıla çıkartılması yetmez, aynı zamanda fakülte sayısının azaltılması, hukuk eğitiminin standartının yükseltilmesi zorunludur. Böyle bir hukuk eğitimi reformu da öngörülüyor zaten. İnşallah hayata geçirilir. Hukuk fakültesinden mezun olan her öğrencinin sadece sınavda başarılı olarak değil, belli mesleki kıdemleri alarak avukat, hakim veya savcı olması gerekmektedir.
REFORMUN ÜLKEYE KATTIĞI DEĞER SİZE GÖRE NEDİR?
Yargı reformu ekonomik, kültürel ve siyasi alanda gelişen, büyüyen, bölgesinde lider ve dünyada önde gelen bir ülke konumuna yükselen Türkiye’nin, adaleti, hak ve özgürlükleri, adil yargılanmayı, hukukun üstünlüğünü, bağımsız ve tarafsız yargıyı güvence altına alması açısından çok önemli bir açılımdır. Adalete güvenin olmadığı bir ülkede ekonomik istikrar olmaz. Türkiye’nin bu reformlarla adalete ve yargıya olan güveni tekrar tesis edeceğini, bu reformların dış ekonomik yatırımları da beraberinde getireceğini düşünüyorum. Ama hepsinden önemlisi kamu vicdanında adalet duygusunun ve yargıya olan güvenin yeniden kabul görmesidir.