Bir ülkenin ekonomik özgürlüğünü elde etmesinde en stratejik alanın enerji olduğuna dikkat çeken Ekinox Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Gürbak, “Enerjide dışa bağımlılığın olduğu bir ülkede gerçek anlamda bir ekonomik özgürlükten bahsetmek pek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak en kritik olay yenilenebilir enerji kaynaklarıdır” dedi.
Son yıllarda revaçta olan, çatı üzeri güneş santralleri konusunda ciddi yatırım yapan Ekinox, pandemiye rağmen 2020 yılını en az hasarla kapatarak 2021 yılında da hedeflerini yüksek tutup, Türkiye genelinde ve yurt dışında hizmet veren bir şirket olmayı hedefliyor. “Güneşin doğduğu her yerdeyiz” sloganı ile kurulumlar gerçekleştiren Ekinox Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Gürbak, 2020 yılını gazetemize değerlendirerek, 2021 yılı öngörülerini anlattı. Gürbak, üretilen enerjinin ihtiyaç fazlasının devlet tarafından alım garantisinin olması, enerji alanına yönelmeyi olumlu etkilediğini belirterek, “Enerji konusunun ülkemiz için milli bir mesele olduğuna ve bu konuda hepimize görevler düştüğüne inanıyorum. Yenilenebilir enerji kaynaklarından başta güneş enerjisi olmak üzere hepsinden sonuna kadar faydalanmalıyız. Sadece enerji üretiminde değil enerji tüketiminde de bilinçli olmalıyız” dedi. Öte yandan Gürbak, Kahramanmaraş’ın yenilenebilir enerji alanında ülkede ilk sıralarda yer aldığına ve kendi ihtiyacını fazlasıyla karşılayabildiğini vurguladı.
İşte Ekinox Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Gürbak ile yaptığımız röportaj:
2020’de covid-19 ile beraber ekonomik kriz meydana geldi. Bu pencereden baktığımızda 2020 yılı ekonomisini nasıl değerlendirirsiniz? Enerji sektörünün 2020 yılı nasıl geçti?
Maalesef hepimizin hayatını alt üst eden bir virüsle tanıştık 2020 yılında. Öyle bir virüs ki bu, sadece kişilerin sağlığını tehdit etmekle kalmadı neredeyse tüm ülkelerin sosyal ve ekonomik hayatını da olumsuz etkiledi. Salgının ilk dönemlerini hatırladığımızda hemen hemen birçok ülkede üretimin durdurulduğunu ya da kısıtlandığını görüyoruz. Tabi bu durum kaçınılmaz olarak ülkemizde de yaşandı.
Virüs salgınının ülkemizde görülmeye başlandığı mart ayından itibaren hükümet tarafından alınan tedbirlere bağlı olarak birçok işletme üretimlerini durdurmak veya kısmak zorunda kalmıştır. Bunun doğal sonucu olarak yılın bu döneminde ekonomide bir daralma yaşanmıştır. Mart ayının son çeyreğinde başlayan bu süreç nisan ve mayıs aylarında da devam etmiş ve bu dönemde ekonomik anlamda birçok işletme ciddi zorluklar yaşamıştır.
Haziran ayından itibaren alınan tedbirlerle birlikte yeni normal dediğimiz sürece girilmiş ve bu dönemde faaliyetlerine ara verilen veya kısıtlanan pek çok işletme yeniden açıldı, uçak ve tren seferleri de yeniden başladı. Bu normalleşme hareketi ile birlikte ekonomide canlanma başladı. Bu dönemin etkilerini elektrik tüketimlerindeki değişimde de görebiliriz. 2020 yılında mart ayından itibaren elektrik tüketimi 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 15 seviyelerinde düşmüş, ancak yeni normalleşme sürecinin başladığı haziran ayını takip eden temmuz ayında elektrik tüketimi bir önceki yılın değerlerine ulaşabilmiştir. Devam eden dönemlerde ise önceki yılın üzerine bir elektrik tüketimi gerçekleşmiştir.
ALIM GARANTİSİ, OLUMLU ETKİLEDİ
Enerji sektörü de bu süreçten tabi ki etkilenmiştir. Enerji tüketiminin azalması enerji tedariki yapan şirketler için de daralma anlamına gelmektedir. Enerji sektörü de bu dönemi hükümetin salgın nedeniyle verdiği destekler sayesinde geçirmeye çalışmıştır. Bununla birlikte bazı işletme sahipleri bu sıkıntılı dönemi enerji yatırımları gerçekleştirerek fırsata dönüştürme istemiş ve bu kapsamda kendi elektriklerini üretmek amacıyla güneş enerjisi yatırımlarına yönelmiştir. Üretilen enerjinin ihtiyaç fazlasının devlet tarafından alım garantisinin olması da bu yönelmeyi olumlu anlamda etkilemiştir. Bu durum enerji yatırımları, özellikle de güneş enerjisi konusunda hizmet veren bizim gibi şirketlerin bu hassas dönemden en az etkilenmesine neden olmuştur. Bizler şirket olarak bu dönemde fabrika çatılarına güneş enerjisi santrali kurulumlarında herhangi bir azalma yaşamadık, hatta artışlar yaşadık diyebiliriz.
2021 yılı ekonomisi için öngörüleriniz neler? Sizce ülkeyi zor bir dönem bekliyor mu? Ekinox Enerji’nin 2021 yılı yeni yatırım ve planları neler?
2021 YILI EKONOMİDE İYİLEŞME YILI OLACAK
Öncelikle 2021 yılında beklentimiz ve temennimiz, sosyal ve ekonomik hayatımızı alt üst eden covid belasından bir an önce kurtulmamızdır. İnşallah o eski güzel günlere bir an önce kavuşuruz.
Ekonomik anlamda ise en kötü dönemi geride bıraktığımızı düşünüyorum ve 2021 yılından oldukça yüksek bir umudum var. Virüse karşı geliştirilen aşıların 2020’nin sonlarına doğru kullanılmaya başlamasının etkisiyle oluşan pozitif dalganın 2021 yılı boyunca artarak devam edeceğini ve bu durumun ekonomide de ciddi iyileşmeleri beraberinde getireceğini düşünüyorum. Bu yıl, 2020 yılında meydana gelen hasarların telafi edileceği bir yıl olmakla kalmayıp özellikle enerji yatırımları alanında da güzel bir yıl olacaktır.
YURT DIŞI PROJELERİMİZ İLE ÜLKEMİZE DÖVİZ KAZANDIRACAĞIZ
Ekinox Enerji olarak bizler 2021 yılında daha fazla ilde bir önceki yılda yaptığımızdan daha fazla güneş enerjisi kurulumları yapmayı hedefliyoruz. 2020 yılında başta Kahramanmaraş olmak üzere İzmir, Aksaray, Niğde ve Kırşehir gibi illerde kurulumlar gerçekleştirdik ve yılın ilk günlerinde de gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Ekinox Enerji olarak motivasyon kaynağımız güneşin olduğu her yerde olma hedefi doğrultusunda öncelikle ülkemizdeki GES yatırımlarımızı daha da artırmayı amaçlıyoruz. Bununla birlikte yurtdışı projeleri gerçekleştirerek ülkemize döviz kazandırmayı da amaçlıyoruz.
Hükümetin enerji sektöründeki ekonomi hamlelerini nasıl değerlendiriyor sunuz?
Bir ülkenin ekonomik özgürlüğü elde etmesinde en stratejik alan enerjidir. Enerjide dışa bağımlılığın olduğu bir ülkede gerçek anlamda bir ekonomik özgürlükten bahsetmek pek de gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Fosil kaynaklı enerji kaynağı yönünden zengin olmayan ülkemizde enerjide dışa bağımlılığı azaltacak en kritik kaynaklar güneş, rüzgâr, hidrolik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklardır. Bu kaynaklar içerisinde hidrolik kaynaklı enerji kaynaklarından ülkemiz yıllardır faydalanmakta ve ilave yatırımlarla faydalanmaya da devam etmektedir. Bunun yanı sıra son yıllarda başta güneş olmak üzere diğer yenilenebilir enerji yatırımlarına son yıllarda ciddi teşvikler verilmiştir ve verilmeye de devam edilmektedir.
Bu teşvikler içinde en dikkati çeken ise güneş enerjisine dayalı elektrik üretim santralleridir. Teşvik kapsamında yapılan hukuki düzenlemeler ile çatılara kurulacak güneş santrallerinden üretilecek elektriğin devlet tarafından alım garantisi bulunmaktadır. Tabi burada asıl amaçlanan şey her tüketicinin kendi elektriğini kendi çatısında üretmesi, öncelikle kendi ihtiyacını karşılaması ve ihtiyaç fazlası üretim olur ise bunun devlet tarafından satın alınmasıdır. Böylece elektrik tüketildiği yerde üretileceği için hem teknik kayıplar azalmakta hem de ilave enerji nakil hattı yatırımlarına gereksinim ortadan kalkmaktadır. Sonuç olarak güneş enerjisine olan teşviklerin çok doğru olduğunu düşünüyorum ve bu teşvikleri destekliyorum.
İklim değişikliklerinin yenilenebilir enerjiler üzerindeki tartışmaları daha da arttırdığını görüyoruz. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Herkesin malumu olduğu üzere iklim değişiklerine neden olan asıl şey atmosferde biriken gazların ısıyı tutarak bir sera etkisi oluşturması ve bunun sonucu olarak atmosfer ısısının artmasıdır. Bu durum küresel ısınma olarak ifade edilmekte ve bu ısınma iklim değişikliklerine neden olmaktadır. Bu artışa neden olan gazlar içinde başı çeken ise CO2’dir. İklim değişikliklerinin önüne geçilmesi amaçlanıyorsa bu sera gazlarının salınımın azaltılması sağlanmalıdır.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNELMELİYİZ
Yapılan bir araştırmaya göre enerji kullanımının yüzde 49 ile küresel ısınmaya katkısı en yüksek olan insan faaliyeti olduğu belirtilmiştir. Bu sonuç küresel ısınmayla mücadelede, çevre dostu yenilenebilir enerjinin ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir. Buradan hareketle her geçen gün fosil kaynaklı yakıtlardan başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Bu hususta ülke olarak son yıllarda ciddi yatırımları gerçekleştirmiş olsak da ülkemizde üretilen elektriğin yaklaşık yüzde 35’inin hala fosil kaynaklı yakıtlardan. Sadece %3’ünün güneşten üretildiğini düşündüğümüzde önümüzde alacağımız daha çok yol olduğunu görmekteyiz.
Kahramanmaraş'ın ya da tüm Türkiye'nin yenilenebilir enerjiler ile donatılması mümkün mü? Eğer mümkünse ne kadar sürecek bu dönüşümü sağlamak?
KAHRAMANMARAŞ İLK SIRALARDA
Kahramanmaraş yenilenebilir enerji kaynakları yönünden oldukça zengin bir ilimiz. Sınırları içerisinde yer alan Menzelet, Sır, Kandil, Hacınınoğlu, Sarıgüzel HES gibi büyük hidrolik santrallerin yanı sıra irili ufaklı onlarca küçük hidrolik santralini de barındırmaktadır. Buna ek olarak Andırın ve Çağlayancerit ilçelerinde rüzgâr santralleri de bulunmaktadır. Son yıllarda bunlara eklenen güneş santralleriyle birlikte Kahramanmaraş yenilenebilir enerji alanında ülkemizin ilk sıralarında yer almakta ve kendi ihtiyacını fazlasıyla karşılayabilmektedir. Ancak sadece ilimizde bu durumun olması yeterli değil, ülke geneline bakmak lazım. TEİAŞ istatistiklerine göre Türkiye’de yılda 300 milyar kilowattsaat enerji tüketilmekte ve bu enerjinin maalesef üçte biri fosil kaynaklı yakıtlardan üretilmektedir. Bu rakamlar yenilenebilir enerji alanında önümüzde hala çok uzun bir yol olduğunu, yapacak daha çok işimiz olduğunu göstermektedir.
Potansiyel olarak bakıldığında ülke olarak elektrik ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından hatta sadece güneşten bile karşılama potansiyeli olan bir ülkeyiz. Ancak potansiyel olarak böyle bir durum mümkün olsa da uygulamada bunu gerçekleştirmek çok çok uzun yıllar gerektirmektedir. Şunu da belirtmek lazım; ülkemizin elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarını tek başına düşünmemek gerekiyor. Bu sistemleri ülke genelinde hidrolik, termik vb. santraller ile yakın gelecekte tamamlanarak devreye girecek olan nükleer santraller ile birlikte düşünmek lazım. Başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar diğer kaynaklara olan gereksinimi tamamen ortadan kaldırmamakta, sadece fosil yakıtlara olan bağımlılığı dolayısıyla enerjide dışa bağımlılığı azaltmaktadır.
Son olarak neler eklersiniz?
Enerji konusunun ülkemiz için milli bir mesele olduğuna ve bu konuda hepimize görevler düştüğüne inanıyorum. Yenilenebilir enerji kaynaklarından başta güneş enerjisi olmak üzere hepsinden sonuna kadar faydalanmalıyız. Sadece enerji üretiminde değil enerji tüketiminde de bilinçli olmalıyız. Bu vesileyle herkese enerjisi bol, sağlık ve barış bir yıl diliyorum.