“Ehl-i derdin sohbetine mahrem olmak”

Ahmet Doğan İlbey

Ehl-i dert olmaklığımızı kuvvetlendirmek için Süleyman Çelebi’nin Mevlid-i Şerifi’nin (Gülzâr-ı Aşk) “Dua ve İltica Faslı” nda yer alan (s.797) “Sana lâyık kullar ile hem-dem it / Ehl-i derdün sohbetine mahrem it” beytinin (286. beyit) şerhi üzerinden tâlim etmeden dert ehlinin vasıflarını anlamak ve kuşanmak mümkün değildir. 

 

Gönüllere âbad eden bu muhterem kitabı şerh eden Hüseyin Vassâf Efendi “Ehl-i derdden maksût ehl-i aşktır. Ehl-i derdin sohbeti gibi lezzetli, zevk-âver (zevk getirici) sohbet olmaz.” diyor. (a.g.e., s. 798)

 

Dert ehli, Âdem Peygamber’den bugüne hep var olmuştur. Kendini bilen ulvî hüzün sahibi insan dertlidir. Derdi olan, aynı dertten dertli dost ve insan-ı kâmil arar. Derdi olan insan dert ehline mahremdir. Ehli derdin hâlini ehl-i dert bilir ancak. Dertsizler derdinin namahremidir. Çünkü bilip anlamazlar ve derde ağyardırlar.

 

Mertebesi yüksek ehl-i derdin gönlünde ve dilinde ne var diye öğrenmek, kıdemli ehl-i dertlerin sohbetlerine katılmak, hasbıhal etmek ister. Dert ehlinin sohbetinde, yâni meclisinde bulunmak bahtiyarlık ve şifadır.

 

Mertebesi yüksek dert ehlinin sohbetinde derdinin mertebesini ölçer, eksiğini tamamlar. Ehl-i derdin sohbetinden feyz alır, böylece derdini daha da güçlendirir ve yüceltir. Dert ehli için büyük imkândır bu. Her yerde mertebesi yüksek ehl-i dert bulup, sohbetine nail olmak zor.                                                                          

DERT EHLİYLE HÂLDAŞLIK

 

Derd-i ilâhiye erişen insan mânevî olarak daima asıl vatan olan Cenâb-ı Hakk’la beraberdir. Dünya sıkıntılarına, dertlerine eyvallah etmez. Çünkü ulvî dertle donanmıştır.  

 

Asıl mânası câhil, kalpsiz, yâni ulvî dertten mahrum demek olan modern insan, dertliler meclisinde olabilmek için Allah’a yalvararak “Dert ehliyle beni hâldaş et” diyebilir mi?

 

Ehl-i derdin sohbetine mahrem olabilmek için Fuzûlî üstadın “Az eyleme inayetini ehl-i dertten / Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni” sözünü dualarımıza katmak cesaretini göstermeliyiz.                    

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.