Dünya tarihinde, bundan önce hiçbir tarihte olmadığı gibi, dünyayı bu kadar kapsamlı bir şekilde etkileyen olay yaşanmadığını söyleyen Saadet Partisi Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Bünyamin Gökçe, 2021 yılının da iyi geçmeyeceğini öngördü. Türkiye’nin üretim gücünün olduğunu fakat üretimin olmadığını kaydeden Gökçe, “Yükünü tutmuş ekonomisi rayında olan ülkeler, kriz falan dinlemez. Gelişmekte olan ülkeler, borçla iş yapan ülkeler, bu krizden dolaylı değil doğrudan etkilenir. Kendi kazancıyla emeğiyle kazananlar huzur bulur. Kendi öz askeriyle savaşa katılan ordular kazanır. Bu küresel dünyada dışarıdan ne alınıyorsa bunu ne pahasına olursa olsun kendimiz üretmeliyiz” dedi.
Saadet Partisi Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Bünyamin Gökçe ile 2020 ve 2021 yılını konuştuk. İşte Başkan Gökçe ile yaptığımız röportaj:
2020’de covid-19 ile beraber ekonomik kriz meydana geldi. Bu pencereden baktığımızda 2020 yılı ekonomisini nasıl değerlendirirsiniz?
Yılların ve zamanın elbette önemi büyüktür. Her geçen zaman ömürden düşen bir yaprak gibidir. Birçok zamanlar yaşadık. Birçok buhranlı günler gördük. Birçok sıkıntılar gördük.
Hayatımızda gördüğümüz sıkıntılardan bir tanesini de bu yıl yaşadık. Oda Covid-19. Sanırım bu yılın adı Covid yılı olmalı. Pandemi yılı olmalı. Birçok sektör sıkıntı yaşadığı gibi, biz de esnaf olduğumuzdan dolayı kesinlikle bizi de etkiledi. İnşaat sektöründe faaliyet gösterdiğimiz için kullandığımız malzemelerin birçoğu ithal ürünlerden oluşmaktadır neredeyse yüzde 90 seviyesinde ithal mallar kullanmaktayız. Döviz kurundaki dalgalanmalar artışlar kullandığımız malların fiyatlarına doğrudan etkilemektedir. Bu da hem Bizi hem de vatandaşa olumsuz yönde yansımaktadır. Kısacası 2020 yılı bizim için sıkıntılı ve kriz dolu bir yıl olarak geçti.
ESNAFIMIZIN DERTLERİNİ SEVİNÇLERİNİ PAYLAŞIYORUZ
Pandemi sürecinde sağlık kurumlarının açıkladığı gibi bazı önlemleri de teşkilat olarak almak zorunda kalıyoruz ve kaldık. Teşkilat çalışmaları yönünden biraz çalışma düşüklüğü meydana geldi. Biz daha fazla etkilenmemek için teşkilatçığın birinci kuralı olan var olmak kuralını uyguluyoruz.
Varlığımızı sürdürebilmek için çeşitli çalışmalar yapmaktayız. Teşkilat üyelerimizi telefonla tek tek arayarak hal hatır sorup durum bilgisi alıyoruz. Zoom programı üzerinden teşkilat toplantılarımızı idame ettiriyoruz. İlçe Başkanı olarak teşkilattaki arkadaşlarımızı bireysel olarak, tek tek ziyaret ediyorum. Aradaki irtibatı kopartmamak için elimizden geldiği kadar çok çaba sarf ediyoruz ve sarf etmeye devam edeceğiz. Küçük esnaflarımızı ziyaret edip dertlerini sevinçlerini paylaşıyoruz.
DÜNYAYI BU KADAR KAPSAMLI ETKİLEYEN BİR OLAY OLMADI
Televizyonlarda gazetelerde ve birçok haber kaynağından söylenen Covid Pandemi haberleri insanlarımızı Çok tedirgin etmektedir. Sanırım dünya tarihinde bundan önce hiç bir tarihte olmadığı gibi, dünyayı bu kadar kapsamlı bir şekilde etkileyen bir olay yaşanmamıştır. Bundan sonra da yaşanacağını zannediyorum.
Dünyayı paylaşmak istemeyen bir avuç azınlığın elinde köle olmuş devletçiklerin memurları, halkını bu yapay salgın karşısında savunacaklarını zannetmiyorum.
2021 yılı ekonomisi için öngörüleriniz neler? Sizce ülkeyi zor bir dönem bekliyor mu?
2021 YILI DA ZOR GEÇECEK
2021 yılı itibari ile iyi haberler temenni ederdim. Lakin öyle olmayacağı kanaatindeyim. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur derler. Durum ortada. Üretim gücümüz var ama üretim yok. Yapabileceğimiz ürünleri para verip dışarıdan alıyoruz. Bunun için dövize ihtiyaç var. Malın varsa, para verip mal almak zorunda değilsen, bizi neden ilgilendirsin dövizin alım gücü?
Fabrika yerine at yarışı pistleri, yüzme havuzları, yaparsanız durum iyiye gitmez. İmam hatip nesli deyip, Kumar çeşidini çoğaltıp oynatan bir devlet kurumu ile ancak şansın kendisine çıkması için dua eden bir nesil ortaya çıkarırsınız. Devlet üretmez, devlet fabrika kurmaz, devlet ticarethane değil sözlerinden, şimdi devletin ve milletin bekası dertlerine geldik efendim.
Küresel ekonomisi hakkında görüşleriniz neler?
KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ
Yükünü tutmuş ekonomisi rayında olan ülkeler, kriz falan dinlemez. Sıkıntı yaşamazlar. Gelişmekte olan ülkeler, borçla iş yapan ülkeler, bu krizden dolaylı değil doğrudan etkilenir. Kendi kazancıyla emeğiyle kazananlar huzur bulur. Kendi öz askeriyle savaşa katılan ordular kazanır. Bu küresel dünyada dışarıdan ne alınıyorsa bunu ne pahasına olursa olsun kendimiz üretmeliyiz.
Yerel ekonominin kalkınması ülke ekonomisini güçlü kılar. Şehir ekonomisinin kalkınması için neler yapılmalı. Orta ölçekli Kobiler için neler tavsiye edersiniz?
Bu ülke merkezi bir otorite ile yönetiliyor. Hangi meseleyi ele alırsak alalım, bir ucu elimizde kalıyor. Tarım mı? Sanayi mi? Turizm mi? Ticaret mi? İnşaat mı? Hiçbir plan yok. Ülke saldım çayıra, mevlam kayıra. Her şehir ahalisi kendi başının derdine düşmüş. Millet bir şeyler yapmak istiyor. Çalışıp kazanmak istiyor. Ne yapsa zarar ediyor. Devletin tüm kurumları bir plan dâhilinde çalışmalıdır. Kim ne ekecek? Kim hangi malı üretecek? Hangi şehir ne yapacak? Bunlar planlandığı zaman, tüm çalışanlar kazanır.
Ülkemizde çok büyük haber kirliliği ve bilgi kirliliği var. Oyunu oynayanlar güzel oynuyor. Ve bu konuda da başarılılar. Bizim daha çok çalışıp milletimizi ikna etmemiz gerekiyor. Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Dememiz gerekiyor.