Doğu Akdeniz'deki enerji oyununa Türkiye'den net hamle

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz’de 12’nci parselden doğalgaz çıkarılması için Amerikan Noble Enerji şirketiyle anlaştı. Anlaşma ile Rumlar, 18 yılda 9,4 milyar dolar gelir sağlamayı planlarken Türkiye’nin hamlesi de gecikmedi.

oğu Akdeniz’de enerji mücadelesi her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Amerikan Noble Enerji ile ilk gelir paylaşımı anlaşmasını yaptı. Rum Enerji Bakanı Giorgos Lakkotrypis, anlaşmanın 18 yıllık sözleşme süresi boyunca GKRY’nin Hidrokarbon Fonu için 9,4 milyar dolar gelir sağlayacağını açıkladı.

Güney Kıbrıs’taki bu gelişmeye ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler şu anda münhasır ekonomik bölgelerde, özellikle Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimin, Türk soydaşlarımızın haklarını sonuna kadar korumakta kararlıyız. Bu hakları kimse kusura bakmasın hiç ilgisi alakası olmayanlara da yedirtmeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Dışişleri Bakanlığı da, Yavuz ve Fatih sondaj gemilerinin KKTC’nin Türkiye Petrollerine 2011 yılında verdiği ruhsat sahalarında sondaj çalışmalarına başlayacağını açıkladı.

MISIR OYUNA DAHİL EDİLDİ

GKRY ile Amerikalı şirketin yaptığı anlaşmaya göre, Noble Enerji ve ortakları Akdeniz’in ortasındaki yataktan Mısır’a 1.1 milyar dolara mal olacak boru hattı inşa edecek.

Phileleftheros gazetesine göre, ilk gelir paylaşım anlaşması ile GKRY’nin yüzde 62.2 konsorsiyumun ise yüzde 37.8 pay alçağı yönünde karar alınmıştı. Ancak son anlaşma ile GKRY’nin yüzde 42.9 oranında kar alacağı belirtiliyor.

BARDAĞI TAŞIRAN SON HAMLE

Doğu Akdeniz’de GKRY ile birlikte hareket eden Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin uluslararası hukuktan kaynaklı hakları çiğnediğini ifade eden Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Emete Gözügüzelli, “Yapılan eylemeri meşru adledilmeye çalışılmaktadır. 12. parsel her ne kadar KKTC ile TPAO arasındaki ruhsat sahaları ile çakışmıyor olsa da bu adım artık bardağı taşıran son hamledir ve KKTC 'nin TPAO'ya verdiği A,B,C,D,E,F,G deniz alanlarındaki parsellerde F yada G sahalarında sondajın kaçınılmaz olmasına da imkan kılmıştır” dedi.

Gözügüzelli, Yavuz sondaj gemisinin gerekli hazırlığı tamamlar tamamlamaz temmuz ayında KKTC adına eyleme geçeceğini ve bu hamlenin Enerji Bakanı Fatih Dönmez tarafından da ortaya konduğunu belirtti.

DENİZ KUVVETLERİ TURUNCU ALARMDA HAZIR BEKLİYOR

Artık geri dönülmez bir durumun söz konusu olduğunu vurgulayan Gözügüzelli, şu açıklamalarda bulundu:

“Dünya coğrafyasında enerjinin bulunduğu alanlarda kaos ve çatışma işbirliğinden daha fazladır. Doğu Akdeniz’de bugün mevcut durum nettir. Türkiye ve KKTC'nin haklarının gasp edilmesi girişimleri söz konusudur. Lakin Türkiye ve KKTC'nin bundan sonra atacağı adımlar da nettir. Adada deniz ve hava üslerinin açılması üzerine iki taraf arasında anlaşmanın hayata geçirilmesi için gerekli zemin oluşmuştur. Müştereken deniz alanlarımız üzerindeki hak ve menfaatlerimizin, yani egemenlik alanlarımızın korunması kararlılığı Türk Deniz Kuvvetlerinin bölgede 24 saat esasında turuncu alarmda hazır beklemesi ile nettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve diğer üst düzey devlet yönetiminin bulunduğu her ortamda Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’tan bahsetmesi sergilenen kararlı duruşun yanıtıdır. Batının Amerika dâhil olmak üzere Doğu Akdeniz’de Türkiye olmadan atmak istediği tüm adımlar karısında Türkiye’nin sessiz kalacağını ummak vahim hatadır. Türkiye tüm sonuçları değerlendirerek şuan proaktif hamlelerini Doğu Akdeniz’de yürütmektedir.”

TÜRKİYE BLÖF YAPMAMAKTADIR

“Açıkçası çok kritik bir süreçteyiz ve bu sürecin bedel ödemesi gereken taraflar o bedelin sonucu ne olursa olsun ödeyeceklerdir” diyen Gözügüzelli, “Türkiye blöf yapmamaktadır. Türkiye için enerji olsun olmasın mesele hem kendi hem de Kuzey Türkünün egemenlik haklarına tecavüz girişi olduğu için nettir. Kimsenin paniklemesi gereken durum söz konusu değildir. Zira Devlet gereken refleksi çok net göstermektedir” dedi.

Gelinen sürecin ve GKRY’nin enerji paylaşım anlaşmasının Türkiye'nin ve KKTC'nin kırmızı çizgilerine müdahale olduğunu ifade eden Gözügüzelli, “Yavuz sondaj gemisi Kıbrıs Türkünün deniz alanlarındaki egemenliğinin simgesi, adıdır. Fatih sondaj gemisi ise Türkiye’nin egemenlik alanlarının göstergesidir. Türkiye blöf yapıyor. Bunu tüm ilgili tarafların anlaması gerekir. Kaldı ki Doğu Akdeniz’in en büyük ve güçlü ülkesi Türkiye’dir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hakları bölgedeki tüm kıyı devletlerinden çok daha fazladır” değerlendirmesinde bulundu.

“Kimse yargıç gibi davranmaya ve Türkiye ile KKTC’nin haklarını gasp etmeye kalkmamalıdır” diyen Gözügüzelli, “Türkiye’nin işbirliği çağrılarına bugüne kadar kulak tıkayanlar bundan sonra Türkiye’nin sergileyeceği aşağıdaki eylemleri izlemekle yetinecektir:

-S-400’ler alınması,
-Fatih sondajının ilerletilmesi,
-Yavuz sondajının Temmuz ayında KKTC hakları olan güneydeki sahalarda gerçekleştirilmesi,
-KKTC’de deniz ve hava üslerinin açılması anlaşması,
-Türk Deniz Kuvvetlerinin ada çevresi ve Türk deniz yetki alanlarında fiili ve etkin varlığı,
-KKTC-Türkiye ilişkilerinin derinleştirilmesi, müşterek faaliyetler icra edilmesi” ifadelerini kullandı.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri