Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hanifi Toptaş, Kahramanmaraş’ın olası bir deprem yaşaması durumunda çok büyük zararlar meydana gelebileceğini belirtti.
Başkan Toptaş, Depreme karşı alınabilecek önlemlerin başında mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi ikinci olarak yapı üretim sürecinin denetlenmesi olduğunu ifade etti.
Toptaş açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Günümüzde bilimdeki gelişmelerin neticesinde depremlerin nerede meydana geleceği az çok bilinmekte fakat tam olarak ne zaman meydana geleceği bilinememektedir. Dolayısıyla ilimiz Doğu Anadolu fay hattının etkilediği deprem riski açısından 1. Dereceden deprem bölgesi içerisinde yer alan bir bölgedir. Tabi özellikle yer bilimcilerin açıklamalarına baktığımızda da bölgemizi etkileyen özellikle Gölbaşından Türkoğlu bölgesine uzanan fay hattının yaklaşık 500 yıldır enerji biriktirmesi yani herhangi bir büyük deprem olmaması da bölgemizi deprem riski açısından daha da önemli bir konuma getirmektedir.”
YAPI STOKUMUZUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR
Türkiye’de yaşanan 1999 Marmara ve 2011 Van Depremlerinin ağır sonuçlarının, Yapı Stoklarının eksik olması ve iyi denetlenmemesi sonucunda meydana geldiğini ifade eden Başkan Toptaş, Kahramanmaraş’ta olası bir depreme karşı Yapı Stokları denetimlerinin üst seviyeye çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Başkan Toptaş: “Tabi burada sadece ilimize mahsus değil ama ne yazık ki ülkemizde ayrıntılı yapı envanteri olmadığı için yapılarımızın olası bir depremde ne tür tepki vereceği bilinmemektedir. Ancak 1999 Marmara ve 2011 Van depremlerinde yapı stokumuzun iyi bir sınav vermediği açıktır. Tıpkı ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi yapı stokumuzun yani yapılarımızın her ne kadar son yıllardaki yeni yapılaşma ve kentsel dönüşümlerin hız kazanmasına rağmen eski binaların hala güvenli ve sağlıklı olmaktan uzak olduğu, hala pek çok yapının kaçak ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edildiği ve bu yapıların yapı stoku içerisinde ciddi bir oranda olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak olası büyük bir deprem durumunda aslında bizi de pek de iç açıcı bir tablonun beklediğini söyleyemeyiz. Depremler bundan önce oldu ve bundan sonra da olmaya devam edecek. Deprem bir doğa olayıdır. Tıpkı rüzgâr, yağmur ve kar gibi. Bu doğa olayını doğal bir afete dönüştürmememiz açısından bu doğa olayı ile yaşamayı öğrenmek ve bunun neticesinde binalarımızı sağlam ve dayanıklı bir hale getirmemiz gerekmektedir.”
ŞEHRİMİZİ DEPREME HAZIRLIKLI YAPILAR İLE DONATMALIYIZ
Kahramanmaraş’ın şehir çevresindeki yapıların Depreme dayanıklı yapılar ile yenilenmesi gerektiğini belirten Toptaş, Depreme dayanıklı yapılar için 2 mevcut şartın bulunması gerektiğini vurgulayarak bunların İlki, mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi, İkincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesi olduğunu belirtti.
“Aslında alınması gereken önlemler çok fazla diyebiliriz ama olayı mesleğimiz özelinde kendi mesleğimiz açısından değerlendirecek olursak depremin bir doğa olayı olduğu kabul edilmeli ancak denetimsizliğin neden olduğu olumsuzluklar irdelenmeli, yer hareketlerine ve zemine uygun yapı üretmenin depremi tehlike olmaktan çıkartacağı gerçeği görülmelidir. İnşaat mühendisliği, her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı yapı üretebilen ve bunu örnek uygulamalarla kanıtlayan bir bilim dalı olarak bunun sağlanabileceğini göstermektedir. Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunmaktadır. İlki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesidir. İkincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir. İlki, mevcut olumsuzluğu azaltmayı amaçlamaktadır. İkincisi ise aslında geleceği kazanmakla ilgilidir. Ve özellikle en önemlisi de şehrimizin daha yaşanabilir daha ferah mekânlar oluşturacağımız geniş çaplı imar planları ile birlikte kentsel dönüşümün şehrimizin özellikle yapı stoku açısından problemli olan bölgelerinde ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir.”