Deprem değil binalar öldürüyor

Baran dekoratif ve yapı marketleri sahibi İlhan Dedeoğlu ile Kahramanmaraş’ın en işlek yerleri olan iş hanlarını ve siteleri konuştuk.

HABER: ABDULLAH YILDIZ

Gazetemize verdiği demeçte bu binaların çok yorgun olduğunu söyleyen Dedeoğlu’na göre bina sakinleri bir an önce birleşip bakım yaptırmalı.

17 yıldır inşaat sektöründe faaliyet gösteren İlhan Dedeoğlu Kahramanmaraş’ın Çarşı bölgesinde ki eski iş hanları ve siteleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yapıldıkları dönemde imarsız ve plansız şekilde yalnızca mülk sahiplerinin tasarrufu ile ortaya  çıktığını söyleyen Dedeoğlu konuşmasına şu sözlerle başladı:

“Kahramanmaraş’a baktığımızda Trabzon Caddesi ve benzeri caddeler etrafında toplanmış bir şehir. Bütün ticari hareketlerin bu bölgede yoğunlaştığını görürüz. Yatılı bölge, Binevler, Doğukent gibi yerlere baktığımızda bir tür semtleşme oluşmadığını oradaki ticari faaliyetlerin de bu ölçüde zayıf kaldığını söyleyebiliriz.

Bu konuda en büyük örneği Gaziantep oluşturur. Daracık, park sorunu olan çok eski yapılar vardır ki pasajlar buna örnek gösterilebilir.

Fakat tadilattan geçirilerek ki artık tek çözüm yıkmak değil. Enjeksiyon sistemleri var artık. Kolon ve kiriş testlerinden geçilerek tadilat ve yenileme işlemi yapılmaktadır. Bunlar tabi ki sadece yetkili kişilerin verdiği raporlar sonucunda yapılacak şeyler.”

“RANT KAVGASINA BİR ÇÖZÜM BULUNMALI”

İstanbul’u örnek gösteren Dedeoğlu her semtin kendi içinde şehirleşmeye gittiğini hatırlattı. En büyük sorunun rant kavgası olduğunu belirten Dedeoğlu, “Bugün İstanbul’da her semt kendi içinde şehirleşmeye gitmiştir. Her semt kendi kazanımını kendi oluşturmuştur. Maalesef şehrimizde ticaretin yoğunlaştığı bölgeler çok dar, mülkiyet değerleri çok yüksek ve belirli kişilerin elinde. Bu bölgelerin yenilenebilmesi için bir yıkım bedeli, yeniden yapılaşma bedeli gibi ciddi masraflar söz konusu. Müteahhitler tadilat ve yenileme çalışması yaparken 6 katlı bir binayı örnek verecek olursak, iki üç katta kendisi çıkıyordu. Binayı tümden elden geçiriyor ve fazladan çıktığı katları da kendilerine kar sayıyorlar. Dönüşüm, tadilat ve yapılanma sistemi bu şekilde işliyor. Aslında bu tamamen bir rant kavgası. Çünkü eğer bir binada işyeri yoksa ve bir kaç katta kendisi çıkamayacaksa o binayı geri dönüşüme almıyor, teklif dahi vermiyorlar. Yani ortada yalnızca amaç olarak şehri güzelleştirmek falan değil, rant kavgası söz konusu.”

Değişim ve dönüşüm için fedakarlığın şart olduğunu vurgulayan Dedeoğlu, mülk sahiplerinin istediği fahiş bedellere dikkat çekerek eski hal bölgesini örnek gösterdi. Dedeoğlu,

“Demirciler çarşısı, kuyumcular çarşısı gibi örneklerimizde var. Bazı hanlarımız revizyondan geçirilip turistik amaçlı kullanılmaya başlandı. Bunlar güzel örnekler ama o bölgede ki binalarında bu değişime ayak uydurması gerekiyor. Yollar düzgün değil, park sorunu var. Mülk sahiplerinin istediği bedeller ne yapacak şirketi kurtarıyor ne devleti kurtarıyor. Yani 1 liralık mülke 1,5 lira istenmiyor ki, 3 lira isteniyor 5 lira isteniyor. Bakın ulu caminin karşısındaki eski hal dediğimiz bölgenin revizyonunda gördük. Mülk sahiplerinin istediği bedeller yüzünden o bölgeyle bir türlü baş edilemedi. Davalar açıldı, itirazlar edildi.  Çok uzun sürdü. Eğer bir yenilenme hareketine başlanacaksa önce rant olayı çözülmeli, mülk sahipleri fedakarlık yapmalı. Ancak bu şekilde yeni sağlıklı güvenilir binalara kavuşabiliriz.”

“KALİTELİ BİR BİNA YAPIN DEPREMDEN KORKMAYIN”

Meselenin aciliyetine değinen Dedeoğlu Kahramanmaraş’ın jeolojik konumunu hatırlatarak ‘deprem bölgesindeyiz tehlike her zaman var’ dedi. Dedeoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu binaların aciliyeti yıllardır kendini gösteriyor. Bir kere Kahramanmaraş’ın kendisi deprem kuşağı içerisinde zaten. Altı kayalık denilse de yatılı bölge tarafında bakın binalar yapılırken sulama dediğimiz sistem yoktu. Sulanmayan bir binada beton yanar. Yanan bir betondan sağlıklı bir yapı bekleyemezsiniz. Yani olay yalnızca zeminle bitmiyor, binanın yapılış şeklide çok önemli.

Biz maalesef ancak başımıza bir felaket geldiğinde bir şeyler yapıyoruz. Bakın bugün Japonya gibi okyanus kıyısı ülkelerde depremler oluyor ama can kaybı yok. Deprem değil binalar öldürüyor insanı. Yapılaşmada ki kalite eksikliği felakete sebep oluyor. Kaliteli bir bina yaptığınızda depremden korkmanız için hiçbir sebep yok. Defalarca uyarılmasına rağmen, olası bir depremde felaket yaşanabileceğinin uyarılmasına rağmen dikkat eden yok.”

TESTİ KIRILMADAN ÖNLEM ALMALIYIZ

Yetkilileri de eleştiren Dedeoğlu Necip Fazıl Şehir Hastanesini örnek göstererek çok kötü bir zemin üzerine kurulduğunu iddia etti. ‘Bir felaket durumunda Hastane çökerse ne yapacaksınız?’ diye soran Dedeoğlu denetimlerin hakkıyla yapılmadığının altını çizdi.

“Bakın en son yapılan şehir hastanesinin zemin etüdü çok kötü. Olası bir felaket durumunda insanları götüreceğiniz yer hastanedir. Hastane çökerse ne yapacaksınız? Yani nerden başlayacağımızı konuşmamız gerekiyor. Aciliyet her zaman var. Depremin ne zaman olacağını bilemezsiniz ki. Gölcük depremi olduğunda kim tahmin edebilirdi böylesi bir felaketin yaşanacağını? Aileler yok oldu. işletmeler battı. Önemli olan testi kırılmadan önlemini almak.

Yapı denetim kurumlarının bir kısmı işinin hakkını veriyor. Ancak bir kısmı da yalnızca da rant için kurulmuş. Olmuş olması için adet yerini bulsun diye yapılan binalar var. İşimiz inşaat olduğu için bu örnekleri hep görüyoruz. Su yalıtımı yapılması lazım mesela. Yeni düzenlemelerle artık zorunlu çünkü. Denetimci bunu denetlemesi lazım. 2 milim membran yeterli diyor. Oysa 2 milim membranın hiçbir faydası yoktur. Yani ‘var mı var’ mantığına izin veriliyor. Kanunda açıklar var. Bu açıklardan her şekilde yararlanılıyor. Binalara alanında uzman teknik ekipler gönderilirse, ciddi testler yapılırsa binaların yorgunluğu ortaya çıkacaktır.”

Esnaflara da çağrıda bulunan  Dedeoğlu ‘her şeyi devletten beklemeyin’ dedi.

“Hayatınız kıymetliyse ki mal da canın yongasıdır. Önce canınız sonra malınız. Her şeyi devletten beklememek lazım. Kendi gücünüzle komşularınızla da birleşerek az bir masraf ile ki bir Döngel İş Hanında kaç tane işletme var. Bir analiz yaptırsınlar. Binalarının durumu nedir öğrensinler. Ki bunu yaparlarsa tüm esnaflar zaten bir karar verme noktasına geleceklerdir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri