Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
- (Resûlüm!) Kullarım sana beni soracak olurlarsa (bilsinler ki) ben, şüphesiz onlara çok yakınım. (İsterse gönlünden geçirsin.) Bana dua edenin duâsına icâbet eder (kabul eder)im. O halde onlar da benim davetimi kabul ed(ip bana itaat et)sinler ve bana iman(da sebat) etsinler. Tâ ki bu sayede doğru yola (kurtuluşa) ulaşmış olsunlar. (Bakara,186)
- (Resulüm!) De ki: “Dua (ve ibadeti)niz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar!) Siz ise, (Allah ve Resulü’nün bildirdiklerini) yalanladınız, bu yüzden (bu günah ve onun) cezası, boynunuza sarıl(ıp yakanızı bırakmay)acaktır.” (Furkan, 77)
- İnsana bir zarar dokunduğu zaman, Rabbine (yürekten) yönelerek O’na dua eder. Sonra (Allah) ona katından bir nimet verdiği (kurtulup rahata erdiği) zaman, evvelce O’na yalvarmış olduğunu (ve asıl kurtaranı) unutur da, O’nun yolundan (sapmak ve) saptırmak için (“bizi falancalar kurtardı” diyerek) Allah’a birtakım eşler koşar. (Resulüm!) De ki: “Sen küfrünle biraz oyalanıp geçin. Çünkü sen artık ateş ehlindensin.” (Zümer
SON PEYGAMBER (SAV)
(Ey Resûlüm!) De ki: “Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.”
(3/ Al-i İmran Suresi: 31)
SÜNNETİN İHYASI ARABULUCULUK
Sevgili Peygamberimiz, bizleri kırgınlıkları gidermek için arabuluculuk yapmaya teşvik etmiş ve bizzat kendisi de birçok insanın ve kabilenin barışmasına öncülük etmiştir. Özellikle küskünlüğün sürdürülmemesi gerektiğine vurgu yaparak, bu yolda ilk adımı atanı övmüştür. Ayrıca “Pazartesi ve perşembe günleri cennetin kapıları açılır ve Allah’a şirk koşmayan her kul bağışlanır. Ancak kardeşi ile arasında husumet bulunan kişi müstesna. (Onlar hakkında) şöyle denir: ‘Şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar bekletin, şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar bekletin!” uyarısıyla, küskünlüğün Allah katında hoş karşılanmadığına dikkat çekmiştir.
Ebu Davud, Edeb, 47Diyanet İşleri Başkanlığı, Hadislerle İslam Külliyatı
KÖLESİYİZ, RAZI OLSUN ALEMLERİN EFENDİSİ BİZDEN
O, (Allah) hikmeti dilediğine verir. Kime de hikmet nasip etmişse, muhakkak ona çok hayır verilmiştir. (Bu âyet ve öğütleri) olgun akıl sahiplerinden başkası düşünemez. Bakara/269
ABDÜLAZİZ BEKKİNE (KS) sevgi ve fedakarlık hakkında BUYURDULAR Kİ:
“Dünyada herşeyin bir ölçüsü, tartısı vardır. Sevginin tartısı da fedâkârlıktır. Fedâkârlık yapmayanların sevgisine inanılmaz. Talip, başkasının yükünü yüklenip kimseye yük olmayan kişidir. … Allahu Teâlâ yük olanları sevmez. Yani İslâm’da ben Rabbim’e ibadet ediyorum, diye kimseye yük olmak yoktur. Çalışmak ve vazife almak vardır. … Seni Mevlan’dan alıkoydu ise dünya bir çöp de olsa dünyadır. Cenâb-ı Hakk’a ihtiyacımız olmayan an ve cephe yoktur. Gafletten hissedemiyoruz.”
***********
“Nefsin izzeti olmaz, vasfın izzeti olur. Kim ki vasıflıdır. O izzetlidir. …. İnsanlara giriş yolu gönül yoludur. Sevmeyen, insanlara kendini sevdirmeyen bir insan, insanlara bir şey anlatamaz. O zaman ilk vazifeniz, kendinizi sevdirmenizdir. İkinci vazifeniz, halinizle nümûne olmanızdır. İslâm yaşanan bir nizamdır. Yaşanırken konuşulur.”
O’NUN (sav) AHLAKI KUR’AN’DI
- Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birçok dua okudu, fakat biz ondan hiçbir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine:
- Yâ Resûlallah! Pek çok dua okudun, biz onları ezberleyemedik, dedik. O zaman Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
- “O duaların hepsini içine alan bir duayı size öğreteyim mi? Şöyle deyiniz: Allahım! Peygamber’in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in senden dilediği hayırları ben de dilerim. Peygamber’in Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sana sığındığı şerlerden biz de sana sığınırız. Yardım ancak senden beklenir. İnsanı dünya ve âhirette muradına ulaştıracak sensin. Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.” (Tirmizî)
- Ebü’d-Derdâ radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinlediğini söylemiştir:
“Bir müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.” (Müslim, Ebû Dâvûd)
- Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” (Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî)
ŞABAN AYI’NI PEYGAMBERİMİZ (SAV) NASIL DEĞERLENDİRİRDİ?
Şaban ayı, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hazretlerinin ayıdır; Efendimiz bu ayda; geceleri sabahlara kadar ibadet ederdi; çok oruç tutardı. Hz. Âişe validemiz (ra.) sebebini sorunca buyurmuş ki:
“Ya Âişe! Bu, melekü’l-mevte (Azrail) o sene içinde vefat edeceklerin isimlerinin yazdırıldığı aydır. Ben de ismimin ancak oruçlu iken kaydedilmesini seviyor ve istiyorum.” ( Ebû Ya’lâ, el-Müsned, VIII, 311, hadis no: 4911; Mecma’, III, 440; et-Terğîbü ve’t-terhîb, II, 72)