Demokrasi, en iyi yönetim şekli midir? Uzun yıllardır kimilerinin tartıştığı, kimilerininse tabu gördüğü bir soru olarak geledursun, darbelerin hiç de iyi olmadığı aşikar. Geçmişindeki kanlı darbelerin izlerini halen taşıyan ülkemizin darbecilerin tuzağından kurtulamadığını periyodik aralıklarla yaşadığımız ve evrimleşmiş darbe denemeleriyle neredeyse her on-onbeş yılda bir tekrar görüyoruz. Bu denemeler kimi zaman postmodern, kimi zaman ise muhtıra şeklinde tezahür etse de, son yaşadığımız 15 temmuz hadisesi gibi, genelde klasik kanlı girişimler olarak tarihin tozlu sayfalarında yerini alıyor.
İşte bu bağlamda 38 yıl önce yaşanan 12 Eylül darbesi de, korkunç bilançosuyla halen konuştuğumuz ve belki nesiller boyu da konuşacağımız tazelikle gündemdeki yerini koruyor.
12 Eylül'ü konu edinen kitaplar, belgeseller, filmler ve bire bir tanık öyküleri; darbe ortamının o iç karartıcı, soluk atmosferini yeniden hatırlatıyor.
Resmi rakamlara göre; darbe yönetimi sürecinde 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 14 kişi cezaevlerindeki açlık grevlerinde ölmüş, 171 kişi sorgularda ve cezaevi işkencelerinde can vermiş, 49 kişi ise idam edilmişti.
Tüm bu bilgilere ek olarak; kapatılan partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve yine tüm bu kuruluşların gözetime alınan, sorgulanan siyaset yasakları getirilen başkanları, yönetim kurulu üyeleriyle ilgili rakamlar da ürkütücü bir boyut kazanmıştı.
İşte rakamlarla 12 Eylül:
- Gözaltına alınanlar: 650.000
- Fişlenenler: 1.683.000
- Açılan dava sayısı: 210.000
- Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananlar: 230.000
- Bunlardan 141-142-163. maddelerden yargılananlar: 71.500
- Sivil mahkemelerde açılan davalar (1980-88 yıllar arası): 9,508
- Yargılanan 'örgüt üyesi': 98.404
- Hüküm giyen 'örgüt üyesi': 21.764
- Vatandaşlıktan çıkarılanlar: 14.000
- Pasaport verilmeyenler: 388.000
- Faaliyetten men edilen dernek: 23.700
- Toplam 644 cezaevindeki hükümlü-tutuklu : 52.000 (1990'da kalanlar)
- Açlık grevinde ölenler: 14
- Kaçarken vurulanlar: 16
- Çatışmada öldürülenler: 74
- Doğal ölüm raporu verilenler: 73
- İntihar ettiği bildirilenler: 43
- İşkence sonucu öldürülenler: 171
- Açılan işkence soruşturma veya davası: 9.962 (1982-1988 arası)
- İşkence yaptıkları suçlamasıyla yargılanan güvenlik görevlisi : 544
- 1402 Sıkıyönetim yasasına göre yapılan işlem : 18.525
- Hakkında işlem yapılan memur: 7.245
- Hakkında işlem yapılan öğretmen: 3.854
- Hakkında işlem yapılan güvenlik görevlisi: 988
- Hakkında işlem yapılan din görevlisi: 266
- Hakkında işlem yapılan öğretim görevlisi: 120
- Hakkında işlem yapılan mülki amir: 35
- Hakkında işlem yapılan hakim-savcı: 47
- Bölge dışına sürülenler: 7.233
- Görevlerine son verilenler: 4.891
- Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı ceza toplamı: 3.315 yıl 3 ay
- İstanbul gazetelerinin yayın yapamadığı gün sayısı: 300 gün
- Gazetecilere istenilen hapis cezası: 4.000 yıl
- Cezaevlerindeki gazeteciler: 31
- Polisçe aranan gıyabi tutuklu gazeteciler: 13
- Silahlı saldırıda öldürülen gazeteciler: 3
- Yalnızca 1989'da 16 günlük gazeteye açılan dava: 394
- Tazminat davalarının sayısı:211
- İstenilen tazminat miktarı: 12 milyar 848 milyon
- Yakılarak yok edilen gazete, dergi, kitap: 39 ton
- Yok edilmek üzere depolarda bekleyen yayın: 40 ton
- Basın özgürlüğünü kısıtlayan yasa sayısı: 151
- Yasaklanan yayın sayısı: 927
- Yasaklanan film sayısı: 927
- Haklarında idam cezası istenenler: 7.000
- Ölüm cezası verilenler: 517
- Askeri Yargıtay'ın onayladığı idam cezası: 124
- Dosyası Meclis'te bulunan idam hükümlüsü: 259
- İnfaz edilen idam cezası: 50
- İnfaz edilen sol görüşlü idam mahkumu: 18
- İnfaz edilen sağ görüşlü idam mahkumu: 8
- 939 kişiye 20 yılın üzerinde ceza verildi
- 630 kişiye müebbet hapis cezası verildi
- 420 kişiye ölüm cezası verildi
Bu rakamlar resmi ve tespit edilebilenler. İşte darbelerin sebep olduğu karanlık son. Aradan geçen onca yıla rağmen halen soğumamış acılar ve karartılan hayatlar. Dileriz ki artık darbeler yaşamayalım ve birilerinin şahsi hırslarıyla ülkemizi kaosa sürüklemeyelim. Her kurum kendi içinde kendi işini yapsın ve toplumsal huzurun, birilerinin mutsuzluğu ve huzursuzluğu üzerine kurulmasına müsaade etmeyelim. Bu ülkede herkes huzur içinde yaşayabilir. Buna inancımız tam olmalı. Bu inancı yitirdiğimizde başımıza gelenlerin ne olduğunu gördük.
Milletin kutsal emanetini heder eden, tarihteki tüm darbecileri lanetliyorum. Bu emanete sahip çıkan tüm gerçek kahramanları saygı ve minnetle anıyorum.
Kalın sağlıcakla.