FETÖ'nün 34 vatandaşımızı şehit ettiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne ilişkin dava dün başladı. Tutuklu sanık er Adem Buruk, “Uzman çavuş Mahir Çubuk bize, ‘Sabaha kadar adam vurdum, teslim olmam’ dedi. Halk üzerilerine gelmeye devam edince korkup kaçtım” dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin yargılanan tutuklu sanıklar erlerden Adem Buruk, “Uzman çavuş Mahir Çubuk bize, ‘Sabaha kadar adam vurdum, teslim olmam’ dedi. Halk üzerilerine gelmeye devam edince korkup kaçtım” dedi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan tutuksuz sanık Murat Görgün, askerde şoförlük yaptığını söyledi.
Darbe günü ilk kez kışladan dışarı çıktığını ve Kuleli Askeri Lisesi’ne gittiğini ifade eden Görgün, aracı kullanırken üzerinde sivil kıyafet olduğunu anlattı.
Köprüye geldiklerinde askerlerin halka sıkıyönetimin ilan edildiğini söylediğini duyduğunu aktaran Görgün, “Silahımız olmadığı için diğer şoförle beni köprünün ayağına gönderdiler orada yanımızdaki bir askerin vurulmasının ardından, polis kulübesine doğru gitmeyi düşündüm. O sırada bir arkadaşım çağırınca ZPT aracının içine girdim ve sabaha kadar buada bekledim. Bu arada silah ve top sesleri dudum.”
Tutuklu sanık er Ahmet Buruk, askere gelmeden önce pazarcılık yaptığını belirterek, Kuleli Asker Lisesinde araç şoförü olarak görev yaptığını ve terhisine 3 gün kaldığını söyledi.
15 Temmuz günü tatbikat olacağı söylenerek bölükte toplandıklarını ifade eden Buruk, “Bir süre sonra 4 askeri araç geldi. Yola çıktık, bulunduğum araçta Binbaşı Ahmet Taştan ve uzman çavuş İbrahim Gül ile 25 asker vardı. Çengelköy’den Beylerbeyi’ne geldik. Burada durup 5 kişinin inmesini istedi, onlar indikten sonra bir süre ilerledikten sonra Taştan ‘herkes insin’ dedi. Binbaşı Ahmet Taştan da G-3 silahıyla havaya ateş ederek Çengelköy tarafından gelen araçları durdurmaya başladı” diye konuştu.
“Taştan polislerin silahını aldı”
Buruk, binbaşı Ahmet Taştan’ın buradan geçen bir polis aracını durdurarak polislerin silahını aldığını anlatarak, “Polislere ‘siz bizimle geliyorsunuz’ dedi. Sonra siyah bir arabayı durdurup dipçikle camına vurarak kırdı. Bize de ‘o araçta canlı bomba var herkes arasın’ dedi" ifadelerini kullandı.
Taştan’ın, emrine karşı gelen askerlerden Hüseyin Kaya’yı vurduğunu anlatan Buruk, Taştan’ın köprüde kendilerine araçlardaki vatandaşlara “Dışarı çıkma yasağı var, evinize dönün”demelerini istediğini kaydetti.
“İnsanların yere düştüğünü gördüm”
Sanık Adem Buruk, saat 23.00 sıralarından itibaren halkın üzerilerine doğru geldiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Halk gelmeye başlayınca aracın altına yatmaya başladık. Tankın üzerinden halka atış yapılmaya başlanınca insanların yere düştüğünü gördüm. İbrahim Gül, bize ‘mevzi alın ayaklarınıza sıkın, acımayın’ dedi. İki üç el ateş etti, ben de korkuyla havaya iki el ateş ettim.”
“Sabaha kadar adam vurdum, teslim olmam”
Tutuklu sanık eski uzman çavuş Mahir Çubuk’un orada kendilerine, “Sabaha kadar adam vurdum, teslim olmam” dediğini aktaran Buruk, halk üzerilerine gelmeye devam edince korkup kaçtığını öne sürdü.
Buruk, sanıklardan eski yarbay Turgay Memiş’in yanlarına gelerek, “Eğer siz silah sıkmazsanız, ben size sıkarım”, dediğini belirtti.
"Korkup havaya ateş ettim"
Bunun üzerine korkarak havaya iki el ateş ettiğini iddia eden Buruk, “Ahmat Taştan ile Turgay Ödemiş’in silahla halkın üzerine ateş ettiğini ve halkın bu sırada yere düştüğünü gördüm. Halk üzerimize gelince korkuyla kaçtık, gelen insanların elinde sopa vardı. Yakalanan arkadaşlarımız çok dayak yiyordu. 15 aydır ailemden uzağım, tahliyemi istiyorum.” dedi.
Buruk, darbenin ne olduğunu bilmediğini savunarak, “O an bize ‘darbe var’ denseydi yine çıkardım. Sonuçta üstlerimiz bize emir veriyordu emri verenler yarbay ve bizler de eriz. Karşı çıkmamız söz konusu değil ama darbenin ne olduğunu bilmiyordum” iddiasında bulundu.