HABER: ABDULLAH YILDIZ
Dalgıçlık sektörünün sezonluk bir iş olduğunu hatırlatan tecrübeli usta Ali Sadi Karadutlu kışın mevsiminin durumuna bağlı olarak 3 ile 5 ay arası çalıştıklarını belirtti. Karadutlu sektörle alakalı şu bilgileri verdi:
“Bizim sektörümüz sezonluk. Yılda 3 ay çalışıyoruz. İşimiz tamamen yeraltındaki suyun durumuna bağlı. Sular çekilirse bizim iş biter. Neticede yeraltında ki suyu gün yüzüne çıkarıyoruz. Bu bağlamda da aslında işimizin yoğunluğu kışın nasıl geçtiğiyle de yakından alakalı. Eğer kış sert geçerse yeraltı suları beslenir ama barajların doluluk oranı yüksek olacağı için yeraltında ki suyu çıkarmaya gerek kalmaz. Mesela şuanda barajlar dolu. Bu sebeple işimiz son derece kısıtlı. Ancak kış yeterince yılda 3 ay çalışıyorsak 5 ay çalışırız.
Zaten Kahramanmaraş’ın yeraltı suları bakımından son derece zengin. Tabi kısım kısım. Yani Türkoğlu Narlı tarafı son derece zengin mesela. Pazarcık tarafına geçersen biraz daha kısıtlı. Kuzey ilçelerde su bakımından zengin ancak arazi son derece engebeli.”
“ÇİFTÇİNİN CEBİNDEN 1 LİRA ALMADAN İŞ YAPIYORUZ”
Şirket olarak müşteri kitlesi hakkında da bilgiler veren Karadutlu, çiftçiye verilen ‘0 faizle çiftçi kredisi’ de değindi. Karadutlu şunları söyledi:
“Biz de işletme olarak genelde güneye yani Narlı, Pazarcık, Türkoğlu tarafına çalışıyoruz. Barajlar gelende kuzeyde olduğu için o bölgelerden fazla talep almıyoruz. Tabi nadiren çalıştığımız oldu fakat baraj suyunun ulaşamadığı yerlerde çalıştık.
Biz anahtar teslim iş yapıyoruz. Damlama, sulama, yağmurlama gibi hizmetler veriyoruz. 0 faizle çiftçi kredisi işi de yapıyoruz. Bu sistem sayesinde çiftçinin cebinden 1 lira almadan iş yapıyoruz. Biz gider faturayı devlete keseriz, çiftçi 5 yılda yavaş yavaş öder o parayı. Çiftçi bize ÇKS dediğimiz çiftçi belgesini getirir biz o belgeyle adama 150 bin liralık iş yaptıysak gider devletten parayı alırız. Çiftçi sonra kendi devlete öder o parayı.
Tabi biz genelde büyük ziraatçilerle çalışıyoruz. En düşük işimiz 10 bin lira değerinde ve şimdiye kadar 500 bin liraya kadar da işler yaptık. Orta ölçekli bir çiftçinin bütçesiyle doğru orantılı olarak 60-70 bin liralık işi olur. Küçük çiftçiyle de çalışıyoruz ama o damlama, sulama, yağmurlama gibi işleri kendisi yapıyor. Büyük ziraatçilerin her işini biz yapıyoruz.”
“30 KİŞİLİK BİR EKİPLE ÇALIŞIYORUZ”
Dalgıçlık işinin yoğun emek ve tecrübe isteyen bir iş olduğunun altını çizen Karadutlu 30 kişilik bir takımla çalıştıklarını belirtti. Karadutlu şunları söyledi:
“Bu işler yoğun emek gerektirdiği için ona göre de bir takımımız var. Şuan 30 kişiyle çalışıyoruz. Zaten bu denli büyük ölçekli işleri herkes yapamaz. Dalgıç hizmetini bizden başka yapan 6-7 işletme-firma var. bu denli az olmasının sebebi elbette ağır ve tecrübe isteyen bir iş olmasıdır. Allah korusun bir çiftçinin kuyusunun içine dalgıcı düşürdüğün andan itibaren o çiftçi bitti artık. Arazisinde ki tek su kaynağına dalgıcı düşürürsen geri çıkarman aylar sürer ki 150-200 kiloluk dev dalgıçlardan bahsediyorum. Tabi daha bir de çıkarabilirsen. Düşünün 100-300 dönüm araziyi öldürür o yaptığın hata. Kuyuya düşen dalgıcı çıkartman aylar sürer. Tabi çıkarta bilirsen.”
Dalgıçlık işinde kimsenin kesin garanti veremeyeceğini iddia eden Karadutlu ‘Su çıkaracağımıza garanti verebilirim ama suyun miktarına garanti veremem’ dedi. Karadutlu sözlerine şu şekilde devam etti: “Bir şekilde su bulur çıkartırız ama bu su birlik, ikilik yada dörtlük olabilir. Çıkan sular sulama suyu olarak kullanılabilecek sularda olabilir, evin içme suyu olarak da kullanılacak sular olabilir. Suların çıkmadan nasıl olacağını söyleyemeyiz.”
Sektörde en çok müşteri memnuniyetsizliğinden problem yaşandığını belirten Karadutlu, ne kadar su çıkacağını ‘Allah’tan başkası bilemez’ dedi. Karadutlu,“İşimizle alakalı çoğunlukla müşterilerle sorun yaşıyoruz. Mesela dalgıcı kuruyoruz su çıkıyor müşteri çıkan suyu beğenmiyor, miktarını beğenmiyor. Memnuniyetsizlikten dolayı sorun yaşıyoruz. Ama dediğim gibi nerden ne kadar su çıkacağını bilemeyiz yada nerden nasıl bir su çıkacağını bilemeyiz.
Biz işimize müşteriden 1TL bile almadan başlıyoruz. İş bittikten sonra para almadığımız kişiler oluyor, parasını vermeyen oluyor, tartıştıklarımız bile oluyor. Yani bir yerden kazanıp başka bir yerden kaybediyoruz.
Bizi bu yıl piyasa da çok etkiledi. Kullandığımız çoğu malzemeler yerli olmadığı için piyasadaki değişimlerde bizi çok büyük etkiliyor. Yabancı ülkelerden gelen malzemeler dolar bazında geldiği için depremi bizde fazlasıyla yaşıyoruz.”
“KAR YAĞMADIKÇA KURAKLIK BİTMEZ”
Son dönem iklim değişikliklerini değerlendiren Karadutlu, yağan yağmurların barajları beslediğini hatırlatarak yeraltı sularının beslenmesi için kara ihtiyaç olduğunu söyledi. Karadutlu sözlerine şöyle devam etti:
“2009-2010 dan bu yana ne kadar yağmur yağarsa yağsın daha kuraklıkları atlatamadık. Daha yer altı suları doymadı. Bundan dolayı kuraklığı atlatamıyoruz. Yağmurun yağması barajları, kar yağması yer altı sularını etkiler. Kar yağmadıktan sonra yağmur ne kadar yağarsa yağsın yer altı suları doymaz. Yaptığımız barajlardan dolayı da karı kaybettik. Barajlardan dolayı nem oranı arttı. Nem oranı artınca da doğal olarak da kar yağışı azaldı.”
Çiftçilere önemli uyarılarda bulunan Karadutlu konuşmalarını şu sözlerle noktaladı:
“Mesela bir çiftçi ekim yapmadan önce su yönünden tedbirini alması lazım. Su tedbirini almadan yeterli suyu sağlamadan ekim yapmasın. Yani çiftçi 300 dönüm arsayı ekiyor ondan sonra kuyu açıyor arsadan su çıkmayınca da ektiği 300 dönümdeki ürünler heba oluyor. Bazen de su çıkıyor ama ektiği alana yetmiyor. Sulaya bildiğini suluyor sulayamadığı ürünlerde dediğim gibi tekrar heba oluyor. Eğer çiftçi iş yapmak istiyorsa önce suyuna bakacak sonra ekimini yaptıracak. Yoksa planladığı iş her zaman olamaya bilir. Suyu da az mı, çok mu öğrenmek isteyen varsa da bize gelsin biz yardımcı oluruz. Bu şekilde dükkanı olamayıp piyasa da çalışan çok kişi var. Benim söylemek istediğim son şey çiftçimiz para kazanmak istiyorsa emeği boşa gitmesin istiyorsa kesinlikle suyuna, arsasına, planına, programına dikkat etmesi lazım.”