Kahramanmaraş Yeni şafak, Akit ve Milat gazetelerinin il temsilciliğinin yanı sıra Erkır Medya bünyesinde faaliyet gösteren Maraştan’ın 15 Temmuz özel çalışması okuyuculara ulaştı. Milli iradeye sahip çıkma yolunda dev röportajlar gerçekleştirerek Maraştan, 15 Temmuzu unutmadı unutturmadı.
AK Parti Onikişubat İlçe Başkanı Fırat Görgel 15 Temmuz Darbe Girişiminin birinci yıl dönümünde gazetemizin sorularını yanıtladı. Fırat Görgel açıklamasında; “eğer biz o gün kendimizi sokaklara atmasaydık 15 Temmuzdan sonra bir daha ayağa kalkamazdık” dedi.
15 Temmuz Darbe Girişiminin üzerinden bir yıl geçti. 15 Temmuz bize neler kazandırdı, neler kaybettirdi?
15 Temmuzda Cumhuriyet tarihinin en sinsi darbe girişimini gördük. Geçen yıl 15 Temmuza kadar bu hain grubun ülke içinde yer kapma, paralel devlet yapılanması gibi çabaları görüldü. Zaten Cumhurbaşkanımız bu konuda her türlü uyarısını yapmaya başlamıştı. Biz de Cumhurbaşkanımızın yolunu takip ederek bu yönde tavrımızı göstermeye başladık. Ondan sonraki süreçte böyle bir darbe kalkışmasını aklıma getiremezdim. Böyle bir alçak grubun kümelenmiş olmasını bir vatandaş olarak tahmin edemezdim. Ama gördük ki bu örgüt artık Türkiye’nin her tarafına işlemiş, bütün kurumlarını sarmış. Devletimizin adım atmasına imkan vermeyip yolları tıkayacak bir yapıya ulaşmış. Cumhurbaşkanımızın defalarca uyarı yapmasına rağmen bu hassasiyet oluşmadı. 15 Temmuz’daki olayları göz önüne getirdiğimde çok can yakıcı manzaralar görüyorum. Bu ülkenin bir karış toprağı için canını ortaya koyabilecek 7’sinden 70’ine kadar bütün insanları meydanlarda gördük. Eğer biz o gün korkak davransaydı, kendimizi yollara atmasaydık 15 Temmuzdan sonra bir daha ayağa kalkamazdık. 15 Temmuz hainleri içinde barındıran bir tarih.
15 Temmuz’da darbenin püskürtülmesinde Recep Tayyip Erdoğan’ın katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu başka bir lider yapsaydı halk yine sokağa çıkar mıydı?
15 Temmuzun büyük sembolleri var. Benim gözümde 15 temmuzun en büyü sembolü Recep Tayyip Erdoğan’dır. O gün 15 yıldır süre gelen siyasi çizgisinin verdiği güven ile vatandaşa yaptığı çağrının karşılık bulması 15 Temmuzu önleyen en büyük hadisedir. Eğer o güven olmasaydı vatandaş sokağa çıkmazdı, kendilerini kurşunun önüne atmazdı. Devletin içerisine kümelenmiş bir grup, ellerinde her türlü silah var ve bunlara karşı gelmen lazım. Burada Cumhurbaşkanımız sırtını millete dayayarak ve milletiyle hareket ederek bunların yaptıklarını yanına bırakmadı. Hiç zaman kaybetmeden kendi hazırlıklarını yaparak İstanbul’a gelmesi gerçekten bizden bir lider olduğunu göstermiş oldu. Bütün bunları bir araya koyduğumuzda Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuzun en büyük sembollerinden biridir.
Ardımızdan gelen koca bir nesil var. 15 Temmuz Darbe Girişimi gelecek nesillere nasıl aktarılmalıdır, bu konuda fikir ve düşünceleriniz nelerdir?
Yetişen yeni nesil ‘herhangi bir ideolojiye sahip değil, milli ve manevi değerlerden yoksun yetişiyor’ algısı vardı. Ama çok sayıda gencimiz bu ülkenin hainlerin eline düşmemesi için sokağa döküldü. Hangi düşünceye sahip olursa olsun vatanını düşünen herkes sokaklara çıktı. Yetişen nesil kendini göstermiyormuş, onların içerisinde milli ve manevi duygular varmış. Bu ülkede hainlerin emellerine ulaşmaması için canlarını ortaya koydular. Bizim bunu gelecek nesiller ile devam ettirmemiz gerekiyor. Bir ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşları siyasi partilerdir. Ve bu partilerin gençlerimize milli değerleri katması gerekiyor. Ama son zamanlarda ne yazık ki CHP’nin bu davranışların dışına çıktıklarını düşünüyoruz. Ama onların da doğru yolu bulacaklarına inanıyorum. Terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmekten vazgeçmelerini ümit ediyorum.
Bizim ülkemizde çok kıymetli insanlar var. Bizim ülkemiz çok büyük badireler atlatmıştır ve 15 Temmuz da bunlardan biridir. 15 Temmuzun getirdiği birlikteliği asla bırakmamamız lazım. Öncelikle şehitlerimizin kanını yerde bırakmayıp bu hain örgütle sonuna kadar mücadele etmemiz lazım. Aynı zamanda bütün terör örgütlerinin tek bir hücresi kalmayana kadar uğraşmamamız lazım.