Avrupa’ya “Merak etmeyin gümbür gümbür geliyoruz” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2 trilyon dolar milli gelire, 25 bin dolarlık zenginliğe ulaşmakta kararlıyız. En büyük 10 ekonomiden biri olacağız” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasından endişe ettiğini belirterek, onlara net bir mesaj verdi: "Türkiye'yi 2 trilyon dolar milli gelire, kişi başına 25 bin dolarlık zenginliğe ulaştırma konusunda kararlıyız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline ihracatımızla, savunma sanayiimizle, eğitim, sağlık, ulaştırma ve enerji altyapımızla gümbür gümbür geliyoruz."
10 BÜYÜK EKONOMİ
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlediği "İnsan İçin Orman, Ekonomi İçin Orman Buluşmasına" katılan Erdoğan, ekonomiye dair şunları söyledi: "Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gümbür gümbür geliyoruz. İşte buyrun 18 Mart Çanakkale Köprüsü. Biten bir ülkeye böyle kredi gelir mi? 10.5 milyar TL'lik yatırımı yüzde 50'si Türk, yüzde 50'si Koreli yatırımcılar yapıyor."
İKTİSAT AHLAKIMIZ VAR
"Bizim anlayışımızda büyümek, sanayileşmek, üretmek, ticareti ve ihracatı artırmak tek başına bir hedef değildir. Tüm bunları insan için insanla birlikte yapmak istiyoruz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Bizim bir iktisat ahlakımız var. Bu ahlakın temelinde sömürme değil, birlikte büyüme, risksiz kazanma değil üreterek kazanma, başkası hesabına değil kendi hesabına çalışma bulunuyor. Bu anlayışın sonucu gelişmenin, ormanlarımızın ve su kaynaklarımızın hebası pahasına değil bu kıymetlerin korunarak sürdürülmesidir. Çünkü tabiat Allah'ın bize bir emanetidir. Tabiatı hoyratça yok etmek bu emanete hıyanet etmektir."
GECEKONDULAR DAHA KİŞİLİKLİ
Son dönemdeki sıkıntıların tabiatla ilişkiye zarar verdiğini anlatan Erdoğan, "Buna rağmen imkân ve fırsat olan her yerde kadim kültürümüzün işaretleri kendini göstermiştir. Şehirlerimizin etrafı yokluk içinde kendine sığınacak bir çatı arayan insanlarımızın yaptığı çirkin gecekondularla bezenirken dahi bu hassasiyet elden bırakılmamıştır. Her gecekondunun bahçesine sığdığı kadar ağaç dikilerek çevresi çiçeklerle bezenerek bir farklılık ortaya konmaya çalışılmıştır. O gecekonduların çoğu bugün şehirlerimizi adeta istila eden beton, çelik ve cam yığını binalardan daha kişilikli, şahsiyetli ve özgündür. Bu ara dönemi de kısa sürede geride bırakarak insan fıtratına uygun yapılarla tanışacağımız günler inşallah yakındır" dedi.