Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan, 2025'in ilk Grup Toplantısında gönüldaşlarıyla beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, toplantının, ülke, millet, AK Parti ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi.
Büyük umutlarla, büyük heyecanlarla karşılanan 2025'in başta millet olmak üzere tüm insanlığa hayırlar getirmesini, barışa ve huzura vesile olmasını temenni eden Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, milletvekillerine, siyasi parti gruplarına ve Meclis personeline 2025 boyunca demokrasiye hizmet yolunda kolaylıklar diledi.
Erdoğan, 1 Ocak itibarıyla üç aylarla da müşerref olunduğunu hatırlatarak, üç ayları tebrik etti. Erdoğan, "Rabb'im bizleri sağlık, huzur ve afiyet içerisinde sevdiklerimizle birlikte Ramazan-ı Şerif'e kavuştursun." dedi.
Yeni yılın ilk iki haftasında iki acı haber alındığını anımsatan Erdoğan, "Türk Halk ve Arabesk Müziği'nin duayen ismi şarkılarıyla, gönül tellerimizi titreten, Ferdi Tayfur'un vefatı sadece sanat camiamızı ve sevenlerini değil milletçe hepimiz derinden üzmüştür. 'Mor güllerin kokusuna, yattım gönül uykusunu, al beni de asker eyle, sevenlerin ordusuna.' diyerek Anadolu'nun bağrı yanık gençlerinin duygularına tercüman olan merhum Ferdi Tayfur, kalbi, ülkesi ve milleti için çarpan bir sanatçımızdı. Çok kıymetli bir söz ustasıydı. Kendisini bir kez daha rahmetle ve şükranla yad ediyor, ailesine, sevenlerine ve hayranlarına başsağlığı diliyorum." ifadesini kullandı.
İkinci büyük kaybın da eski Anayasa ve Adalet Komisyon Başkanı, AK Parti Amasya ve Ankara milletvekili Ahmet İyimaya olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Kendisi beyefendi kişiliği, engin hukuk birikimi, kitaba, okumaya, araştırmaya merakı ve kendine has üslubuyla Meclis çatısı altında ülkemize uzun yıllar hizmet etmiş, müstesna bir isimdi. 'Bizi doğrudan, insanlık için iyiden ayırma Ya Rabb'i' diye duamızı yapıyoruz. Ahmet İyimaya kardeşimizi de burada rahmetle anarken camiamıza ve tüm ailesine başsağlığı diliyorum." dedi.
Yine yoğun bir gündemle katılımcıların ve milletin huzurunda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siyasete ve dış politikaya dair kanaatlerimizi paylaşmadan önce geçen hafta açıklanan şu önemli rakamı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız, her yıl ocak ayının ilk haftasında siyasi partilere dair en güncel verileri yayımlıyor. Buna göre Türkiye'de faaliyet gösteren 168 siyasi parti arasında AK Partimiz 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla zirvedeki yerini koruyor. Bizden sonra ikinci sırada yer alan Ana Muhalefet partisine attığımız fark ne kadar biliyor musunuz? 9,5 milyon üyedir. AK Parti gençlik kollarının 1 milyon civarındaki üye sayısı, birçok siyasi partinin toplam üye sayısından daha fazladır.
Birleşmiş Milletler'e kayıtlı 109 ülkenin ve Avrupa'daki 35 ülkenin nüfusundan daha çok mensubu olan devasa bir aileden bahsediyorum. AK Parti olarak üye sayısı itibarıyla Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. Bunu söylerken hamaset yapmıyor, işte bu gerçekleri dillendiriyorum. Şunu bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade ediyorum, böyle bir ailenin ferdi, böyle bir hareketin neferi, böyle bir siyasi partinin lideri olmakla iftihar ediyorum. Rabb'ime de sonsuz hamdediyorum. Bir kez daha AK Parti'ye gönül veren, bu kutlu davaya destek olan 11 milyon 135 bin 306 üyemizin her birine tek tek teşekkür ediyorum."
"MİLLETİN ROTASINDAN HİÇ AYRILMADIK"
Kuruluş aşamasından itibaren milletiyle birlikte yol yürüyen bir parti olduklarını söyleyen Erdoğan, "Partimizin çeyrek asra yaklaşan siyasi mücadelesinde, milletin rotasından hiç ayrılmadık. Milletin hedef, amaç ve kadim değerlerinden asla kopmadık. Hiçbir ayrım gözetmeden bütün vatandaşlarımıza kalbimizin kapılarını açtık. Elbette bu sevdayı kıskananlar oldu ve oluyor. Elbette bu gönül bağını çekemeyenler çıktı ve çıkıyor. Rabb'im nazardan saklasın. Birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin." ifadesinin kullandı.
Partililere, Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin, "Sevgide güneş gibi ol, dostlukta ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hatalarını örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol." sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz hep bu çizgide yürüdük, bu öğütlere kulak verdik. Siyasete yeni bir üslup, tasavvur ve bakış açısı kazandırdık. Bundan sonra da aynı samimiyet, aynı aşkla yolumuza devam edeceğiz. 12 Ekim'de başlattığımız 8. Olağan Kongre sürecimizi bunun en önemli zemini olarak görüyoruz. Şimdiye kadar 955 ilçe kongremizi tamamladık. Kalan 15 ilçe kongremizi de önümüzdeki günlerde neticelendireceğiz. 81 il kongremizden 56'sını yüksek bir coşkuyla ve demokrasi şöleni havasında gerçekleştirdik.
Bu haftaki il kongrelerimizle birlikte sayı 63'e çıkacak. Gençlik kollarımız 65 ilde, kadın kollarımız 23 ilde kongrelerini hamdolsun tamamladı. Allah nasip ederse 27 Ocak'ta Ankara'da 'Gençliğinle Türkiye'ye yön ver' sloganıyla yine muhteşem bir atmosferde gençlik kollarımızın 7. Olağan Kongresini yapacağız. 5 Şubat'ta kadın kolları kongremizi yaptıktan sonra Büyük Kongremiz için yoğun bir hazırlık içinde olacağız. Büyük Kongremiz öncekiler gibi Türk siyasetine yine damga vuracak, ufuk çizecek inşallah 2028'e giden sürecin işaret fişeği olacaktır. Rabb'im bizlere aziz milletimize mahcup etmesin."
"CUMHURİYET TARİHİMİZİN REKORUNU KIRDIK"
Yılın ilk günlerinde ekonomi ile ilgili güzel haberler aldıklarını belirten Erdoğan, "İhracatta 262 milyar dolarla Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Geçen yıla göre ihracatımız yüzde 2,5 oranında artış gösterdi. Bizi en fazla sevindiren rakamlardan biri; savunma ihracatımızın 7 milyar 154 milyon dolarla tarihin en yüksek seviyesine çıkmasıydı. Burada da 2023'e kıyasla yüzde 29'luk bir artış kaydettik." diye konuştu.
Erdoğan, turizm istatistiklerinin bu ayın sonunda belli olacağını dile getirerek, "İnşallah turizmde de yüzümüzü güldüren bir tabloyla karşılaşacağız." dedi.
İş gücü piyasasının güçlü görünümünü sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, işsizlik oranının son 19 aydır tek hanede seyrettiğini hatırlattı.
"SON BİR YILDA 986 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM OLUŞTURDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı kasım ayında bir önceki aya göre 0,1 puan, 2023 yılı kasım ayına göre 0,4 puan gerileyen işsizlik oranının yüzde 8,6 olarak gerçekleştiğine işaret ederek, "Erkeklerde yüzde 6,6 ile tarihimizin en iyi seviyesini yakaladık. Son bir yılda 986 bin kişilik istihdam oluşturduk. İstihdam sayımız 32 milyon 748 bin kişiye yükseldi. Bunlar hem sevindirici hem de umut verici gelişmeler. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara ve küresel piyasalardaki belirsizliklere rağmen bunları başarmamız ayrıca takdire şayandır." değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyonla mücadeleye verdikleri önemi her fırsatta vurguladıklarını kaydeden Erdoğan, "En büyük baş ağrımız olan enflasyonla ilgili artık düşüşün başladığını görüyoruz. Haziranda girdiğimiz dezenflasyon süreci hamdolsun devam ediyor. Aralık ayında yıllık enflasyon mayıstaki seviyesine göre 31 puandan fazla geriledi, yüzde 44,4 olarak gerçekleşti. Mal kalemlerinde enflasyon düşüşü daha belirgin ancak hizmetler kısmında atalet yüksek seyrediyor." ifadesini kullandı.
Erdoğan, dünyada da benzer bir durumun yaşandığını müşahede ettiklerini anlatarak, "Hükümet olarak bu ataleti kıracak müdahalelere kesinlikle giriyoruz, gireceğiz. Enflasyonla mücadeleyi sadece talep yönlü politikalarla değil, gıda ve konut gibi alanlarda arz yönlü tedbirlerle de destekleyeceğiz." diye konuştu.
Bir süredir üzerinde çalıştıkları sosyal konut projesinin bunlardan biri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Deprem konutları tamamlandıkça elimiz biraz daha rahatlayacak." dedi.
"2025 SENESİNDE ENFLASYON HEDEFLERİMİZİ TUTTURMA KONUSUNDA UMUTLUYUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2025 senesinde enflasyon hedeflerimizi tutturma konusunda umutluyuz. Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin sıkıntıları biraz daha hafifleyecek. Bunun için biraz daha sabredecek, kararlı duruşumuzu bozmayacak ve sonuçta 85 milyon hep beraber, hep birlikte kazanacağız. 22 yılda küresel krizler dahil nice zorluğun üstesinden alnımızın akıyla geldik. 2008 krizinde herkes 'Yandık, bittik' böyle bir havada iken, biz 'Bu kriz, Türkiye'yi teğet geçecek' dedik ve hamdolsun haklı çıktık. Sadece bununla da kalmadık IMF'ye olan borcun ödenmesinden tek haneli enflasyon oranlarına kadar imkansız görünen pek çok ekonomik başarıya imza attık. Biliyorsunuz IMF'ye 23 milyar dolar borcumuz vardı. Kendileri kapımızı çaldı, 'Hayır, biz artık sizden bir daha borç almayacağız' dedik. Ve böylece IMF'ye kapıyı kapadık. Milletim, kalbini ferah tutsun. Ne yapıyorsak akılla ve incelikli bir strateji ile yapıyoruz. Günü kurtarmak için değil, geleceğimizi güvenceye almak için çalışıyoruz. Türkiye, emin ve ehil kadroların yönetiminde güven içindedir. Türkiye, Cumhur İttifakı'nın mihmandarlığında menzile mutlaka varacaktır. İktidar ve ittifak olarak art niyetin, kötümserliğin kin ve husumetin bizi yolumuzdan alıkoymasına, inancımızı ve azmimizi sarsmamasına izin vermeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024'ün bölgede ve dünyada kritik hadiselerin yaşandığı bir yıl olduğuna dikkati çekerek, "Komşumuz Suriye'de 61 yıllık Baas zulmünün sona ermesi geçen seneye damgasını vuran muhteşem ve muazzam bir gelişmeydi. Suriyeli kardeşlerimiz, 13 yıl boyunca kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla, misket bombalarıyla, işkenceyle, açlıkla halkını katleden Esed'ten ve Baas rejiminden sonunda kurtulmuştur." değerlendirmesinde bulundu.
"NEYMİŞ KIRMIZI KART GÖSTERECEKMİŞ; YA SEN O İŞLERDEN ANLAMAZSIN, O İŞ BİZİM İŞİMİZ"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sadece Halep, Şam, Hama, Humus değil tüm kesimleriyle Suriye halkı 61 yıllık istibdadın ardından hasretini çektiği özgürlüğe kavuşmuştur. Mazlumların tepesine bomba yağarken bu çatı altında grup toplantısında 'Ne bayır kaldı ne bucak' diyerek Esed'in işlediği zulümleri bile kendi hükumetine ve ülkesine fatura edenlerin utancı işte bu yüzdendir. Çok açık ve net söylüyorum: Suriye meselesinde öyle pervasız, öyle vicdansız, öyle siyaseten ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya yüzleri dahi yok. Hırçınlaşmalarının, seviyeyi daha da düşürmelerinin sebebi işte bundandır. Hatalarıyla yüzleşmek yerine öküz altında buzağı aramaya devam ediyorlar. Samimi bir öz eleştiri yapmak yerine hırçın hale gelmelerinin sebebi bu, bugün bazı gerçekleri bundan dolayı tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Susacak, saklayacak, kaçacak, zoru görünce veya işine gelmeyince topu taca atacak karakterde değiliz, hiçbir zaman da böyle bir tıynette olmadık. Hep dobra dobra konuştuk, harbi olduk, hasbi olduk, sözümüzü muhatabına çekinmeden mertçe söyledik. Bugün de yalanlarla değil, sadece ve sadece hakikatin diliyle konuşacağız. Neymiş kırmızı kart gösterecekmiş; ya sen o işlerden anlamazsın, o iş bizim işimiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Suriye) Türkiye'nin yanı başındaki ülkeye, tamamen haklı ve meşru gerekçelerle, özellikle de insani sebeplerle müdahil olmasından daha tabii bir şey olamaz." şeklinde konuştu. "Yüzlerce yıllık kardeşlik bağlarımızın ve 911 kilometrelik sınırımızın olduğu komşu bir ülkeye, biz Batılıların baktığı zaviyeden bakamayız." dedi.
Muhalefetle ilgili, "13 yıl boyunca, bir kez olsun ülkelerinin yanında, Türkiye’nin yanında, mazlumun, mağdurun, Suriyeli muhacirlerin tarafında yer almadılar." değerlendirmesinde bulundu. "Suriye devriminin üzerinden 40 gün geçti fakat ana muhalefet partisi bu konuda tutarlı, mantıklı, içerisinde bilgi kırıntısı olan tek bir cümle dahi kuramadı." dedi.
Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın, Suriye devrimini üflemekle söndüremeyeceksiniz. Ülkemiz içinde de o çok arzuladığınız kışkırtmayı yapamayacaksınız. Türkiye-Suriye, Türk-Kürt-Arap kardeşliğini bozamayacak, şer güçlerin çizdiği sosyal fay hatları kaşıyarak bir arada yaşama irademize dinamit koyamayacaksınız." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Biz, Suriye'deki her kesim gibi Kürt kardeşlerimizin de tüm meselelerinin çözümünün takipçiyiz, destekçisiyiz, Kürtlerin güvenliğinin teminatıyız." diye ekledi.
Halihazırda Suriye'deki en ciddi sıkıntının, ülke topraklarının neredeyse üçte birini halen işgal altında tutan YPG terör örgütü olduğunu belirten Erdoğan, "Suriye'nin doğal kaynaklarını da gasbeden YPG terör örgütü, şayet kendini feshedip silah bırakmazsa, yaklaşan acı akıbetten kurtulamayacaktır." diye ifade etti. "Herkes bölgeden elini çeksin. Biz Suriyeli kardeşlerimizle beraber, DEAŞ'ın da YPG'nin de diğer terör örgütlerinin de kafasını kısa sürede ezeriz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail başta, Suriye topraklarına saldıran güçlerin mütecaviz eylemlerine bir an önce son vermesi gerek. Aksi takdirde sonuçların herkese etkisi menfi olacak." açıklamasını yaptı. "15 aydır soykırımın ve katliamların sürdüğü Gazze'de ateşkesin sağlanmasıyla, tüm bölgede kalıcı barış ve istikrar için önemli bir fırsat doğacaktır. İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerini çok yakından takip ediyor, bir an önce müspet haberler almayı ümit ediyoruz." diye ekledi.
Erdoğan, CHP'nin kırmızı kart eylemi ile ilgili, "Milletimiz gibi biz de bu orijinal fikir karşısında dumura uğradık. CHP'nin siyaset üretme kabiliyetini bir kez daha görmüş olduk." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör belasını kalıcı ve kat'i olarak def edecek bir fırsatın heba edilmesine hiç kimsenin gönlü razı olmaz, biz de zaten razı değiliz. Silahı aradan çıkaralım, terör duvarını yıkalım, 85 milyon olarak hep beraber birbirimize sıkıca sarılalım istiyoruz." diye ifade etti. "İlgili arkadaşlarımıza, bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların, dikkatle ve çok yönlü bir şekilde yürütülmesi talimatını verdik." açıklamasını yaptı.
Erdoğan, "Gün, bugündür, kardeşlik günüdür. Gün, huzurun kapısını ardına kadar açma günüdür. Gün, tüm coğrafyamızda barışı, istikrarı, güvenliği egemen kılma günüdür. Amacımız terör bariyerini kaldırarak, kardeşlik hukukunu yüceltmektir. Bu amaç doğrultusunda kayda değer bir mesafe de alındı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörün 40 yıldır açtığı yaraları beraber saralım istiyoruz. Kazanan emperyalistler değil, Kürt, Türk, Türkmen, Arap ayırımı yapmadan, biz olalım istiyoruz. Şayet gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar da gereken adımları atarsa kazanan Türküyle Kürdüyle tüm Türkiye olacaktır." ifadelerini kullandı. "Eğer örgüt çağrıya kulak tıkar, bağlantılı yapılar da beklenen iradeyi sergilemezse o zaman 'Terörsüz Türkiye' hedefimizi başka yöntemlerle gerçekleştiririz." dedi.
Kaynak: AA