Anadolu Öğrenci Birliği Kahramanmaraş temsilcisi Muhammet Paksoy, “Yeni Zelanda’nın Christchurch kasabasında bugün cuma namazı sırasında Nur Camii’ne ve Linwood’daki camiye yönelik gerçekleştirilen hunharca katliamda en az 49 Müslüman hayatını kaybetti, yüze yakın yaralı var.
Cani terörist, yaptığı katliamı sosyal medyadan yayınlama pervasızlığını gösterebiliyor. Kullandığı silahlarda, daha önce Müslümanlara yönelik benzeri katliamlar yapmış katillerin isimleri yazılı. Yayınladığı 70 sayfalık manifestoda tüm Müslümanlar tehdit ediliyor, ancak Türkiyeli Müslümanlara da özel bir yer ayırmış: "Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol tekrar Hristiyan şehri olacak."
Bütün bunlar, saldırının planlı, organizeli, ideolojik ve uluslar arası boyutunun olduğunu ortaya koymaktadır. Bu saldırılar, bir süredir küresel düzeyde İslam karşıtı söylemlerin oluşturduğu atmosferin bir ürünüdür. Bu katliam, NATO’nun Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra “kızıl” tehdit yerine “yeşil” tehdidi koymasından ayrı düşünülemez. Bu yüz kızartıcı suç, “İslami terör” diyerek İslam’ı terörle özdeşleştirmenin bir sonucudur.
George Bush’un ifade etmesinden itibaren yeni bir Haçlı Savaşı’yla karşı karşıyayız. Bugünkü Haçlı Savaşı, medyanın öncü kuvvetlerini oluşturduğu, yerine göre bireysel gerilla taktiklerinin kullanıldığı, yerine göre Batılı orduların görev üstlendiği komplike ve tarihteki örneklerinin revize edilmiş bir versiyonudur.
Bu sebeple bu menfur saldırıdan tek bir kişinin sorumlu olduğunu iddia etmek, gerçekleri örtmek ve yeni katliamlara davetiye çıkarmak demektir. İslam’ı terörle özdeşleştiren siyasetin yanı sıra buna çanak tutan bir medya dili de bu katliamın baş sorumlularındandır. Çünkü İslamofobiyi kışkırtan görüntüler, Batılı devletlerin merkezlerindeki stüdyolarda çekiliyor.
Bu tür saldırıları önlemenin yolu, küresel siyasetin ve medyanın İslam karşıtı ve İslam’ı terörle özdeşleştiren tutumundan vazgeçmesidir. Batı siyasetinin, yürüttüğü son Haçlı Savaşı’na son vermesidir. Bu katliamın herkes için son bir uyarı olmasını diliyoruz. Aksi takdirde bu tür saldırıların devamının gelmesi kaçınılmazdır.
Bu elim olay karşısında Müslümanlar, duygusal değil; duyarlı ve bilinçli bir tutum sergilemelidir. Masum insanların öldürülmesi karşısında sadece Müslümanları değil, bütün insanları daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Müslümanlar, Moğol saldırısı ve Haçlı Seferlerinde olduğu gibi, tarihteki pek çok saldırının üstesinden nasıl geldiyse bu tür saldırıların üstesinden gelmeyi de birlik ve dayanışmayla başaracaktır.
İnsanlık düşmanı bu faşist saldırıyı kınıyor, tüm Müslümanlara başsağlığı diliyoruz. Bu menfur saldırı, insanlığın adalet ve özgürlüğe ihtiyacını, bir kez daha ortaya koymuştur” dedi.