İYİ Parti Kahramanmaraş Milletvekili Aday Adayı Av. Ahmet Çabukel, 1 Nisan 2023’te yürürlüğe giren internet yasasından deprem bölgesindeki gazetelerin muaf tutulması ve şartların hafifletilmesi gerektiğini belirterek söz konusu yasayı dayatmanın iyi niyet taşımadığını ifade etti. Çabukel, deprem gerçeğinden bağımsız uygulanan yasada aceleci davranmayı iş bilmezlik olarak nitelendirdi.
Çabukel, ağır şartlar taşıyan internet yasasını uygulamak için Basın İlan Kurumu’nun, belediyelere yazı göndererek ;“Kurumun bilgisi dışında gazetelere reklam vermeyin” talimatı sonrası sert açıklamalarda bulundu. Açıklamasında; deprem bölgesindeki gazetecilerin ev ve iş yerlerini kaybettiği gerçeğini hatırlatan Çabukel, “Tüm birikimlerini, ekipmanlarını kaybeden ama kamuoyunu bilgilendirmek için de elindeki tüm imkanları seferber ederek canla başla çalışan gazetecilere maalesef iktidar bir kez daha acımadı. Depremzede diye teşvik ve destek sağlanması gereken meslek kuruluşlarının erbaplarından biri olan gazetecilere resmi reklam alabilmeleri için 2 çalışan şartı koşmak, iş bilmezliktir ve kesinlikle iyi niyet taşımamaktadır. İktidardakilerin görevi; deprem bölgesindeki bütün meslekleri ayağa kaldırmaktır, kendi imkanlarıyla mesleğini icra etmeye çalışanları bitirmek değil. Buradan sesleniyorum. Ya gerçekten hiç kimse umurunuzda değil. Ya gerçekten iş bilmiyorsunuz. Ya da gerçekten art niyet taşıyorsunuz” dedi.
“İNSAF EDİN VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİNE KULAK VERİN”
Dünya’da basın özgürlüğü anayasal güvence altına alınırken; Türkiye’de ise basının mevcut özgürlüğünün de elinden alınarak köleliğe sürüklendiğini dile getiren Milletvekili Aday Adayı Çabukel, şöyle konuştu: “Bu fiili durum da ‘Dezenformasyonla Mücadele’ adı altında yasallaştırılarak sansürlü yayıncılık dönemine geçiliyor. Önce meclisten geçirdikleri yasa sonra Basın İlan Kurumu Yönetmeliği’nde yaptıkları değişiklikler, sansürcü iktidarın sansürcü zihniyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. İYİ Parti ailesi olarak böyle bir yasaya da karşı çıkmıştık, ağır kurallar içeren yönetmelikle kontrol edilmeye çalışılan basın anlayışına da karşı çıkıyoruz. Bugün bir kez daha basının bitirilme projesine dur demek için sesleniyorum: İnsaf edin ve sektör temsilcilerine kulak verin. Bu istediğiniz şartlar basını geliştirmek için değil bitirmek içindir. Hepinizin de bildiği gibi Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 18 Ekim 2022 tarihli ve 31987 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı ve 1 Nisan 2023’te yürürlüğe girecek. Dezenformasyonla mücadele kapsamında hazırlanan yasada ne yazık ki gazetecilerin de sektörün temsilcisi konumundaki sivil toplum kuruluşlarının da talepleri, iktidar ve ortakları tarafından göz ardı edildi. ”
“TALİMAT GAZETECİLİĞİ İÇİN BİLDİKLERİNİ OKUDULAR”
İktidarın, internet yasasıyla ‘Talimat Gazeteciliği’ dönemini başlattığını aktaran Çabukel, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Dezenformasyonla Mücadele adı altında hem yaygın hem de yerel basını bitirmeye ant içmiş olan bu iktidar ve küçük ortakları, özlemini çektikleri ‘Talimat Gazeteciliği’ için bildiklerini okudular ve böyle garabet bir yasa çıkardılar. 1 Şubat 2023 tarihli ve 32091 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yine 1 Nisan 2023’te yürürlüğe girecek olan Basın İlan ve Reklam Yönetmeliği ile de katı kurallar getirerek çıkardıkları garabet yasanın içini doldurdular. Yasayı çıkarırken de yönetmeliği hazırlarken de sektör temsilcilerine danışmadılar. Çıkarttıkları bol sansür içeren ortaya karışık bir yasa ve internet sitelerini şamar oğlanı olarak gören yönetmelik, sektörden geçimini sağlayan gazetecilerin sektör değişikliği düşünmelerine neden oldu.”
“BASINI SERMAYE SAHİPLERİNE TESLİM ETMEK İSTİYORLAR!”
Basın emekçilerinin, internet yasası ve akabinde çıkartılan yönetmelikle bir gelecek göremediklerine dikkat çeken Çabukel, şu değerlendirmelerde bulundu: “Sansürcü yasayı bilmeyen yok. Biraz da meşhur yönetmelikten bahsedelim. Ne içeriyor bu yönetmelik? Bu yönetmelik, basını kategorilere ayırıyor. Daha önce AK Parti Genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunan AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal da Kahramanmaraş basınını kategorilere ayırmıştı. Herhalde bu yönetmeliği çıkaranlar da Mahir Ünal’ın uyguladığı kategori sisteminden kopya çekmiş. Ama buradan uyaralım ki Mahir Ünal’ın Kahramanmaraş’ta uyguladığı kategori sistemi faciayla sonuçlanmıştı. Bu yönetmelikte, kategorilere ayrılan illerde resmi ilan almak için 4 ila 32 çalışan şartı var. Kahramanmaraş, 4’üncü kategoride yer alıyor ve en az 6 çalışan isteniyor. Şehrimizde, bu şartı sağlayabilecek çok az basın yayın kuruluşu var. Ancak gazeteci kardeşlerimiz bu şartları sağladıklarında bile hemen resmi ilan vermiyorlar. Çünkü yönetmelikte, 24 ay bekleme süresi şartı var. Gazeteciler resmi ilan almak istemese sadece resmi reklam talep etse bu sefer de 2 çalışan şartı koşuluyor. Bu sayılar, bu şartlar, 4’üncü kategorideki Kahramanmaraş için. Hani 6 Şubat depremleriyle yerle bir olan Kahramanmaraş için. Bu şehirde kıt kanaat geçinmeye çalışan değerli gazetecilerimiz; aylık asgari ücret kadar bile gelir elde edemezken; 2 kişinin, hatta işletme sahibi olarak kendisini de sayarsak 3 kişinin geçimini sağlamasını nasıl bekliyorlar? Normal bir zamanda olsa belki ama depremzede gazetecilere bu şartları koşmak acımasızlıktır. Bu şartlar, basını sermaye sahiplerine teslim etmek istediklerinin göstergesidir. Çünkü düşünüyorlar ki sermayeyi kontrol edince basını da kontrol etmiş olacaklar. Bunun başka bir izahı yoktur. Bu dayatma diyebileceğimiz şartlar, bunların niyetlerinin ne kadar bozuk olduğunun en bariz göstergesidir. Ve bunlardaki bu niyetsizlik, yasaklı zihniyetin ürünüdür.”
“AĞIR VE KATI KURALLAR GETİREREK DİJİTALLEŞMENİN ÖNÜNÜ TIKADILAR”
Teknolojinin; insanların hayatına yön verdiği günümüzde çıkartılması gereken internet yasasının, çağın gereksinimlerine uygun ve dijitalleşmenin önünü açması gerektiğini vurgulayan Çabukel, “Ama öyle olmadı. Yeni yasa, hem gazetecilerin hem de kamuoyunun hak ve özgürlüklerini net bir şekilde tanımlamalıydı! Ama öyle olmadı. Sansürcü zihniyet çıkarttığı yasada, 29 madde ile basını susturmayı tercih etti. Basının geleceği çıkartılacak olan yönetmeliğin insafına bırakıldı. Ama yönetmeliği çıkaranlar da insaf etmedi. Ağır ve katı kurallar getirerek dijitalleşmenin önünü tıkadılar. Sektöre düzen ve katkı sağlayacak maddeler yerine, ağır şartlarla gazetecileri mesleklerinden soğuttular. Yeni yasa ve yönetmelik bizlere bir kez daha gösteriyor ki; bu kafadan bir cacık olmaz. Biz, iktidara geldiğimizde demokrasinin daha iyi işlemesi için bu niyetsizlerin basına getirdikleri sansür içerikli bu yasa ve yönetmeliği kaldıracağız, sermayenin değil emekçi gazetecilerin lehine yeni bir düzenleme yapacağız” şeklinde konuştu.
“DEPREM BÖLGESİNDEKİ GAZETECİLER İÇİN BU YASAYI ERTELEYİN VEYA İYİLEŞTİRME YAPIN!”
Yeni internet yasası ve onu tamamlayan yönetmeliğin en çok deprem bölgesindeki gazetecileri olumsuz etkilediğine işaret eden Çabukel, şunları kaydetti: “Deprem, zaten bölgede yaşayan insanların hayatlarını alt üst etti. Kimi yakınlarını, kimi evini ve işyerini, kimi de tüm birikimini kaybetti. Depremden en zararsız çıkanlar bile çalışanlarını, müşterilerini kaybetti. Deprem bölgesinde hayatta kalma mücadelesi veren meslek gruplarından sadece birisi olan gazetecilere şimdi de böyle bir ortamda internet yasasını dayatılıyor. Tekrar ediyorum; bu acımasızlıktır, gaddarlıktır. Gelin insaf edin bu yasayı deprem bölgesindeki gazeteciler için erteleyin ya da şartlarını hafifletin. Dayatma yerine yapıcı olun. Resmi reklam almak isteyen gazetecilerde aranılan 2 çalışan şartını devlet sağlasın, gazetecilerimiz de ayakta kalsın. Bu mesleği yaşatmak için destekler ve teşvikler açıklayın.”