Bâtıl Türkçünün Hakk’a tapan Türk’e zararları-3

Ahmet Doğan İlbey

Asya’daki Türkî soydaşlar Göktanrı ifadesiyle tek Allah’ı kastediyor ve inanıyor olabilirler. Âmenna!

 

Fakat Türkiye’deki bâtıl Türkçüler, kendi iddiaları olan “Arap İslâmlığına bulaşmış Türkleri” güya aydınlığa kavuşturmak için İslâm’ın tevhid ve akaid anlayışının hilafına, Göktanrı inancı ile Kur’an ve Sünnet gibi iki temel kaynaktan koparılmış İslâm’ı “Türk’ün inancı” olarak yayıyorlar. Meselenin tehlikeli olan tarafı budur.

 

Bâtıl Türkçü şöyle düşünüyor:                                                                                

 

Türklerin dini en eski dönemlerden beri “Gök Tanrı” dinidir. Orkun Yazıtlarında açıkça bellidir: “Gökleri, yeri, kişioğlunu Tanrı yaratmıştır”… Tanrı Tek’tir, Tanrı Bir’dir, Tanrı Mengü’dür (Ebedi)… Gök Tanrıya yakın olan ve iyi eylemlerde bulunan kurtulmuştur.  Tanrı Sonsuz Gök’tür. Yani varlığın tamamı… Görünen ve görünmeyen; bilinen ve bilinmeyen…

 

“BÜTÜN DİNLER TÜRK İNANCINDAN DOĞMUŞTUR”

 

Türkler Turandan dünyaya yayılırken bu inancı gittikleri yerlere götürdüler.  Budizm, Çin dinleri, Zerdüşlük, Mani dini, Musevi dini kendiliğinden oluşmadı. Onlar Türk inancının dallarıydı. Kendi kültür alanlarında Türk inancını sürdürüyorlardı.                                                                                                                      

Bu dinlerin kurucuları hitap ettikleri insanların dilleri, sembolleri ve kavramlarıyla onlara hitap ediyorlardı. Dinin kaynağı Göktanrı inancında olduğu gibi dünyada tektir. İran’daki eski dinin temel kaynaklarından Avesta’da da bu gerçek anlatılır. Bütün bu dinlerin insanlara öğütledikleri birbirine benzer. Bunun kaynağı ve özü Göktanrı inancıdır ve Türk’ün inanç şuuru da bu kaynaktır. 

 

Hindistan’ın yerlileri Buda’yı “Türk Tanrısı olarak adlandırıyorlar. Göktannrı inancına sahip Türkler ise Tengri Burkan, yâni tanrının elçisi adını veriyorlardı. Buda heykellerinde resmedilen kişinin Altay Türk tipi olması tesadüf değildir. Yahudilik dininin anayasası olan “Tora” eski Türkçede “Yasa” anlamındadır. Bu da tesadüf değildir.

 

BÂTIL TÜRKÇÜYE GÖRE TÜRKLERİN PEYGAMBERİ OĞUZ KAĞAN’DIR… BİLGE KAĞAN’DIR…

 

Gök Tanrı inancının ilk defa Öntürklerde ortaya çıkması ve onlardan dünyanın başka yerlerine başka adlarla yayıldığı tarihi bir gerçektir. Bütün kavimlere elçiler, Arapça ifadeyle peygamberler gönderen tanrı, en eski kavim olan Türklere Metehan, Oğuz Kağan, Bilge Kağan, Korkut Ata’yı elçi, yâni peygamber olarak göndermiş.

 

Gök Tanrı dini bu elçilerle Türklere anlatılmış ve sonra o elçilerin soyundan gelen ve yolundan giden başka elçilerle insanlığa ulaşmış ve Türk dini bu şekilde birçok yere yayılmış…

 

İslâm dini de Göktanrı dininin son ve bütün insanlığa yeniden gelen biçimidir. İçinden İsrailiyat, Arabiyat gibi uydurma, çoğaltma ve sapmalar çıkarılırsa geriye kalan gerçek Göktanrı inancına yakın olan İslâm’dır.

 

Bâtıl Türkçü, yukarıda hülâsa ettiğimiz düşünceleriyle Türk gençlerinin aklını çeliyor, ifsad ediyor. İslâm öncesi de olsa tarihimizin köklerinde yer alan bilge ve hükümdar şahsiyetleri “peygamber” olarak gösteriyor. Üstelik bu bâtıl anlayışını Türklüğü tevhidi iman dairesinden çıkarak yayıyor.  

 

Daha fenası, hileli düşüncelerle güya İslâm’ı bütünüyle reddetmediğini göstermek için Göktanrı inancında da İslâm vardır, diyerek, bilgisiz gençlerin dimağına darbe vuruyor.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.