Başbakan Binali Yıldırım, "PKK, FETÖ, HDP ‘Hayır’ diyorsa biz tabi ki evet diyeceğiz. Onlardan ses çıkmadı, ses CHP’den geldi. Bu çok manidar ve düşündürücü. Sırtını dağa yaslamış, bölücü terör örgütlerine yaslamış, ülkenin demokrasisini yok etmeye çalışan FETÖ terör örgütü ile Türkiye’nin ana muhalefet partisinin aynı safta yer almasını ben milletin takdirini sunuyorum" dedi.
Başbakan Yıldırım, TOBB Konferans Salonunda düzenlenen TOBB Ekonomi Şurasına katıldı. Yıldırım, "Bugün bir sorumluluk almak üzere buradasınız. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmiş yıllardan beri söylediği bir şey var; TOBB, iş camiamızın en büyük çatı örgütü. Bünyesinde 1,5 milyon üyesi var. Her bir üye 1 kişi istihdam etse 1.5 milyon yeni iş alanı anlamına geliyor. Bugün burada az önce Sayın Cumhurbaşkanımızda ifade etti; en az 1 bu sayıyı arttırdığımız zaman 2 olduğunda 3 milyondan bahsediyoruz. Siz ekonomiyi büyütmek için insanlarımıza yeni iş alanı oluşturmak için bir adım attığınızda, biz de hükümet olarak 2 adım atacağız. Bu yükü sadece size taşıtmayacağız. Planlanan 1.5 milyon çalışan için bir yılda 12 milyar TL’lik kaynağı hükümet olarak karşılıyoruz. Bunların iş başı eğitimi, 3 ay sırayla eğitim programları ve eğitim programları boyunca 500 bin çalışanın maaşını veriyoruz ve ondan sonra sayı 1.5 milyona kadar olan bütün çalışanların sigorta primlerini, vergilerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı karşılayacak, siz sadece net ücretini vereceksiniz. Burada önemli bir yük paylaşımı var. Çalışmalar bununla sınırlı değil. 200 bin toplum yararına çalışma amacıyla istihdam oluşturuyoruz, 200 bin kadarda mesleki eğitim programı için bir istihdam alanı oluşturuyoruz. En az 2 milyon vatandaşımıza ekmek kapısı açmış oluyoruz. Sizin, uzun bir zamandan beri TOBB’a yapmış olduğunuz çağırı bugün karşılık buldu. Ülkemiz için ve bu istihdamdan yararlanacaklar için güzel bir iş oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Bilirkişi müessesi artık kokuşmuştu"
Ekonominin, küresel ve bölgesel etkilerden en az etkilenmesi için gerekli tedbirlerin alındığını söyleyen Yıldırım, "Bir yandan demokrasimizi kesintiye uğratmaya çalışan şer odakları ile mücadele ederken, 15 Temmuz’u bertaraf ederken, bölücü terör örgütü ile amansız mücadele ederken, sınırlarımızın ötesinde ülkemizin güvenliğini sağlamak üzere Fırat Kalkanında operasyonları sürdürürken, diğer yandan ekonomimizin bölgesel ve küresel etkilerden en az etkilenmesi için gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu geçtiğimiz 6 ay içerisinde birçok büyük değişim ve dönüşüme imza attık. Ar-Ge Kanununu çıkardık ve her türlü tasarıma Ar-Ge desteği vereceğiz. İş gücü piyasasında reformu gerçekleştirdik. Özel istihdam büroları kısmi zamanlı çalışmanın önündeki engelleri kaldırdık. İstinaf mahkemeleri kurmak suretiyle yargının daha hızlı işlemesinin yolunu açtık. Bilirkişi müessesi artık kokuşmuştu. Hem yargılamayı geciktiriyor, hem de yargıda doğru olmayan kararlara sebep oluyordu. Bu müesseseye yeni bir yasal düzenleme yaptık. Tasarruf arttırılmasına yönelik Bireysel Emekliliği otomatik katılma yolunu açtık. Bugünlerde işletmelerimizin en fazla talepleri kaynak ihtiyacı ve teminat ihtiyacı. Bu konuda da birkaç düzenlemeyi gerçekleştirdik. Özellikle teminat için taşınırların teminat olarak gösterilmesinin yolunu açtık. Böylece, sadece duran varlıklar değil, taşınan varlıklarda teminat gösterilebilecek. Piyasanın, iş adamlarımızın, sanayicimizin ihtiyacı olan nakit ihtiyacını karşılamak için kredi garanti fonunu 25 milyarlık bir kaynak ayırmak suretiyle ilave 250 milyarlık bir kredi hacmi oluşturduk. Şuana kadar 6 milyar ancak kullanılabildi ve süratle bu kullanılacak. Bütün piyasanın Türkiye’de ihtiyacının 40 milyar TL olduğunu düşünürsek, bu kaynağın çok önemli bir anlam ifade ettiği kolayca anlaşılacaktır" açıklamasında bulundu.
"Konutta KDV’nin indirilmesi gibi teşvik edici tedbirler sonuç verdi"
İhracatta önemli teşviklerin verildiğine dikkat çeken Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"2017 yılının ilk günlerinde ihracattaki son 4-5 yılın rekor artışıyla bu verilen teşviklerin ne kadar yerinde olduğunu görme fırsatımız oldu. İç ticareti canlandırmak için özellikle beyaz eşyada KDV’nin indirilmesi, konutta KDV’nin indirilmesi gibi teşvik edici tedbirler sonuç verdi. Otomotivde bazı vergilerin düşürülmesi ile rekor düzeyde otomobil satışlarının olduğunu gördük. Ayrıca, geçmiş yıllardan kaynaklı sicil affı getirmek suretiyle firmalarımızın kaynağa erişiminin önündeki engelleri kaldırdık. İşsizlik fonuna benzer bir fonu da Ahilik Ve Esnaf Fonu olarak bugünlerde Meclis Genel Kuruluna getirmek suretiyle çıkaracağız. Böylece küçük ölçekli esnaflarımız, işlerini kaybettikleri zaman belirli bir süre bu fondan yararlanmak suretiyle sıkıntılarını gidermiş olacak. KOBİ’lere 50 bin liraya kadar 1 yıl ödemesiz 2 yıl geri ödemeli faizsiz destek veriyoruz. Geçen yıl 15 bin KOBİ’ye bunu vermiştik. Bu sene 250 binin üzerinde müracaat var. Bütün müracaat edenlere, şartlarını karşılayan herkesi bu imkandan yararlandıracağız. Şirket kuruluşlarında devrim denilebilecek kolaylıklar getirdik. Şirket tasfiyelerinde de kolaylıklar getirdik. Terörden uzun yıllar etkilenen Doğu ve Güneydoğu’daki 23 ilimize cazibe merkezleri oluşturulması için burada yatırım yapacak iş adamlarımıza fevkalade önemli avantajlar sağlıyoruz. İşlerinizin bir kısmını Doğu ve Güneydoğu’ya kaydırmanızı talep ediyorum. Bütün şartlar müsait. Terörün etkilerini ortadan kaldırmak ve oralarda tekrar vatandaşlarımızın yerlerine dönmelerini sağlamak için böyle bir sosyal sorumluluğa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili bütün detayları çeşitli toplantılarla Kalkınma Bakanımız il il giderek sizlerle paylaşıyor. Ülkemiz bir yandan bölücü ve FETÖ’cü terör örgütü ile amansız mücadelesini verirken, bir yandan da iş alemimizi, ekonomimizi ihmal etmiyoruz. Bugün burada yapılan devlet-millet iş birliğinin en güzel örneğidir. Ekonomiyi tekrar şaha kaldırmak, istihdama alan açmak için TOBB’un mensubu bütün oda ve borsa başkanları, bünyelerinde çalıştırdıkları şirketlere en az bir kişi almak suretiyle bu konuda ki başlattığımız ekonomideki seferberliğe ben de varım diye katkı sağlıyor."
Nisan ayında sandığın milletin önüne gideceğini belirten Yıldırım, "Bu bir seçim değildir. Bu sadece 18 sefer değiştirilmiş ama bir türlü milletin ihtiyacını karşılayamayan yamalı bohçaya dönmüş anayasanın 19. değişikliğidir. Bu değişikliğin diğerlerinden önemli bir farkı var. 2007’de Cumhurbaşkanını 363 milletvekili olan AK Parti mecliste seçemedi. Ana muhalefet partisi o gün bir hukuk icadı ortaya koydu. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri hiçbir şekilde uygulanmamış böyle bir garabet uygulamayı meclise dayatmaya kalktı. O gün AK Parti başından beri sorunların gerçek çözümünün kaynağı millettir dedi ve 21 Ekim 2007’de Cumhurbaşkanını madem mecliste siz seçtirmiyorsunuz, biz de millete gideriz millet seçer dedik ve o referandumda millet yüzde 70’e yakın oyla ‘Evet’ dedi. Bunun ilk uygulamasını 10 Ağustos 2014’te partimizin kurucusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı seçmek suretiyle Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Bu dönem geniş yetkileri olan ancak sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanlığı dönemidir. Bu mevcut durumun, bu iki başlılığın anayasada düzeltilmesinden başka yolu yoktu. Bu değişikliği istedik ki, bütün partiler ile beraber yapalım. Onun içinde gerekli temasları yaptık. Dedik ki; ‘gelin beraber yapalım, biz sadece değişikliği halkın onayına sunacağız. Gelin burada uzlaşalım işi burada halledelim’ dedik ama bu mümkün olmadı. CHP Genel Başkanına başka bir teklif götürdük. Siz farklı düşünüyorsunuz eyvallah. ‘Siz de teklifinizi getirin, biz de teklifimizi getirelim, ikisini birden oylayalım ve millete ikisini götürelim’ dedik fakat ses yok. MHP ile beraber ülkenin bu önemli sorununu çözmek ve 2007’de başlanan yarım kalmış işin devamı olan değişiklik önerisini Meclis Genel Kuruluna getirdik. Mecliste komisyon genel kurul çalışmaları ile 339 milletvekilinin evet kabul oyuyla teklif kabul edildi ve şimdi halk oylaması süreci devam ediyor. İşin özeti budur. Bundan sonra söz sizin karar da sizin. Türkiye’nin muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmasının yolunu daha da hızlandıracak bu değişikliğe hazır mı iş alemi? Türkiye’nin artık vesayet odakları ile siyaseti uğraşmasının önünü kapatmasını engelleyecek ve Türkiye’nin demokrasisini daha da güçlendirecek bu muazzam değişikliği hazır mıyız iş adamları? Önümüzdeki halk oylamasında milletimiz elbette ki her şeyi enine boyuna değerlendirip kararını ona göre verecektir. Dedim ki; PKK, FETÖ, HDP ‘Hayır’ diyorsa biz tabi ki evet diyeceğiz. Onlardan ses çıkmadı, ses CHP’den geldi. Bu çok manidar ve düşündürücü. CHP’nin, Türkiye’nin Cumhuriyetin kuruluşundan beri siyasi hayatında varolan Atatürk’ün partisini, bugün bölücü marjinal örgütlerin ağına düşmesi bu ülkeye yakışmıyor. Sırtını dağa yaslamış, bölücü terör örgütlerine yaslamış, ülkenin demokrasisini yok etmeye çalışan FETÖ terör örgütü ile Türkiye’nin ana muhalefet partisinin aynı safta yer almasını ben milletin takdirini sunuyorum. Eminim ki; bu halk oylamasında millet her şeyi inceden inceye değerlendirecek ve istikrar için, güven için, Türkiye’nin aydınlık yarınları için en isabetli kararı verecektir" dedi.