İlk mektepten üniversiteye kadar Türkçe ve târih kitapları Atatürkçülük propagandasıyla doludur. Mao dönemi Çin ve Stalin dönemi Rusya eğitimindeki ders kitapları bunun en şedit örnekleridir. Zihniyet ve medeniyet olarak ayrı olduğumuz Batılı ülkelerin ders kitaplarında bu şekilde “tartışılmaz” ve “yanılmaz” ideolojik şahsiyet metinlerinin olmadığını biliyoruz.
Nesiller ilk mektepten itibaren zihinleri ders kitaplarındaki Atatürkçülük metinleriyle bir anlamda “telegram” işkencesi gibi tek yönlü şartlandırılıyor ve idrakleri “kurtarıcı tek ideoloji Atatürkçülük” zehriyle zehirleniyor. Kültür, medeniyet, ilim, san’at ve siyaset olmak üzere her şeyin kaynağı olarak takdim edilmesinin yanında, Cumhuriyet Devleti Atatürkçülükle aynileştirilerek körpe zihinler iğfal ediliyor. Demek ki ideolojik ve psikolojik işkence türlü türlü…
Kastedilen Atatürkçülüğün, vatanı-ı islâmiye şiarıyla başlatılan Millî Mücadele’nin öncüsü M. Kemal Paşa’yla fikrî bir benzerliğinin olmadığını belirtelim.
ATATÜRKÇÜLÜK ZİHİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZUYOR
Atatürkçülük “kutsanmış” bir düşünce olarak bir türlü millîleşemeyen Millî Eğitim eliyle çocukların zihin dünyasına hız kesmeden yerleştirildiği malûm. Okul çocukları hayatlarının en değerli yıllarını Atatürkçülük öğrenmek için harcıyorlar. Mukayeseli eğitim almayan ve ebeveyn tarafından bu mevzuda şuurlandırılamayan talebelerin çelişkili bir hâlet-i ruhiyeden kurtulamayışları ciddî bir zihin travmasıdır.
Tâlim ve Terbiye Kurulu bu ülkedeki çocukların neler öğrenmesi, neleri asla öğrenmemesi gerektiğine karar verir ve ders kitaplarının muhtevasını belirler. Onun dışında hiçbir şey öğretilmez çocuklara. Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan “Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde anayasada yer alan “Atatürkçü inkılâp ve ilkeler temel olarak alınır” buyruğu ideolojik bir yönlendirmeden başka nedir?
Ders kitaplarının birinci gayesi eğitim mağduru çocuklara Atatürkçülüğün “yanılmaz” ilkeler olduğunu, ülkenin onun yaptıklarını tekrar etmekle kurtarılabileceğini ezberletmek... Körpe zihinlerden Atatürkçülük ilke ve inkılâpları doğrultusunda bir davranış geliştirmelerini beklemek, eğitim ruhuyla uyuşmayan bir tavırdır.
Ders kitaplarındaki Atatürkçülük metinleri incelendiğinde “yanılmaz tek adam” düşüncesinin hâlâ sürdürdüğünü görüyoruz. Şahısların ilke ve düşünceleri adına kurulan rejimler toplumun beynini yıkamayı gaye edinmiş sistemlerdir ki iki temel metodu vardır: Ders kitapları, tören ve anma günleri...
ATATÜRKÇÜLÜK EMBRİYON ŞEKLİNDE ÇOCUKLARIN ZİHNİNDE…
Öyle ki, Atatürkçülük bir embriyon şeklinde nesillerin zihninde gelişmesi sağlanıyor. Bu sebeptendir ki Atatürkçülük ilk mektepte çocukların zihninde döllenerek cenin hâlini alıyor, safha safha büyüyor ve çocuk Atatürkçü olarak dünya geliyor. Tehlike bu kadar büyük. Sosyal Darvinizme benzer bir metod bu. Beyin yıkama metodunun doktriner yolu…
Bu tehlike ders kitaplarından kaldırılmazsa, din ü millet hüviyetini ve yakın târihini gerçeğinden tahsil etmeyen nesillerde Atatürkçülük Dna molekülleri gibi dimağ ve düşüncelerde kökleşebilir. Müslüman Türklüğünü ve İslâm medeniyetinden olmaklığını bilmeyen şuursuz zümrelerin zihnî dna testleri Atatürkçülük olarak çıkmaya devam ederse bunun vebâli kime ait olur?
ATATÜRKÇÜLÜK BEYİN YIKAMAYA DÖNÜŞÜYORSA…
İlk mektepte başlayan Atatürkçülük “okuma parçaları” tek yönlü beyin şartlanmasına dönüştüğü tıbbî bir gerçek. Ders kitaplarında tek yanlı ve abartılı Atatürkçülük metinleriyle okul çocuklarının zihni belli safhalar neticesinde Atatürkçülük illüzyonuyla teslim alınmakta... Beyin ve idrak abartılmış “idol” şahsiyetin “devrim ve ilkeleriyle” bir nevi uyuşturuluyor, irâde ve kişiliğine müdahale edilmiş olunuyor. Atatürkçülük idraki donduran uyuşturucu şeklinde beyne yerleşiyor ki kazınması çok emek ister.
Beyin yıkama kavramı sosyal psikolojide insanların bir ideolojik anlayışı, bir dünya görüşünü gönülsüz olarak benimsemelerine yol açan süreci ifade etmek üzere kullanılır. Zihin sürecinin değiştirilmesi ve şuurun Atatürkçülükle saptırılması şeklinde ortaya çıkan beyin yıkama yollarının en kalıcı olanı da ilk mektepten başlayıp üniversiteye kadar okutulan ders kitaplarıdır. En bariz özelliği geri döndürülemez olmasıdır. Böyle bir nesilden millet ve medeniyet mirasçısı oluşturmak zor.
DERS KİTAPLARININ İLK SAYFALARINA RESMÎ ÖNDERLERİN RESİMLERİ NİÇİN KONUR?
Tek adam adına oluşturulan ideolojik devletlerin okullarında ders kitaplarının ilk sayfalarına Mussolini, Lenin, Stalin, Kastro gibi değişmez şeflerin resimleri konur. Bu hatırlatmadan sonra son sorumuz şu: Bu ülkenin okullarına ait ders kitaplarının ilk sayfalarına Kemalist kurucuların resimlerinin konulması ne anlama geliyor?
Bütün bunları ortada Kemalist bir iktidar yokken niye söyledik? “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” hesabı, mevcut iktidara söylüyoruz: Ders kitaplarını Atatürkçülük naslarından kurtarmayı düşünüyor musunuz?