2003 yılının ilk ayında özel bir şirkette çalışmaya başlamıştım. Tabi asgari ücretle. Aldığım ilk ücreti ve kaç Amerikan Dolarına denk geldiğini eski hesap defterlerimden birine kaydetmişim. Asgari ücret tespit komisyonunun zam açıklamasıyla o defteri buldum, rakamlara baktım ve bir kez daha şu kanaate vardım ki, 16 yıllık Akparti hükumetini ekonomik yönden acımasızca eleştirenler halen ya olayın rakamsal farkını fark edemiyorlar, ya da en hafif ifadeyle gerçekleri gizliyorlar. Bu hükumeti ben de çoğu konuda (aile konusu başta olmak üzere) eleştiriyorum ama ekonomik refah düzeyimizin geldiği noktaya itiraz etmek için ekonomik verileri hiç anlamıyor olmak lazım. Bu gelişmenin dış kaynaklı nakit girişleriyle olduğunu, borçlandığımızı, karşılığında orayı burayı sattığımızı falan söylersiniz ama ben neticede vatandaşın cebine yansıyan somut bir şeyden bahsediyorum; rakamsal olarak asgari ücretlinin alım gücü fevkalade artmış durumda. Bunun yeterli olduğunu söyleyenlerden de değilim, lakin o yılları özlemle arayanlara karşı bunu açıklamak gerektiği kanaati hasıl oldu. İşte kalem kalem örnekler;
- 2003 yılında ABD Doları yaklaşık 1.50 TL düzeyinde gerçekleşmiş. Bu yeni TL’ye göre tabi. O yıl asgari ücret 184 TL. Yani bir asgari ücretli dolar bazında yaklaşık 123 Dolar kazanıyormuş. Bugün ise bu rakam 381 Dolar civarında. Artış yaklaşık 3 katı. Bu arada asgari ücretin TL bazında yaklaşık 11 kat arttığını da unutmayalım.
- 2003 yılında benzin yaklaşık 1.8 TL/litre, asgari ücretlinin alabildiği benzin yaklaşık 100 litre. Oysa bugün bu rakam yaklaşık 340 litre civarında.
- 2003 yılında altının gramı yaklaşık 19 TL/gr, asgari ücretle alınabilen altın miktarı 9,5 gram. Bugün altın 214 liradan işlem görürken asgari ücretin yeni rakamıyla alınabilen altın miktarı yine 9,5 gram.
- 2003 yılında ekmek yaklaşık 0.25 TL/adet iken bugün 4 katı artışla 1 TL civarında. O gün asgari ücretle yaklaşık 760 ekmek alınabilirken bu gün 2020 ekmek alınabiliyor.
- 2003 yılında süt yaklaşık 0.40 TL/litre iken bu gün 2.5 TL civarında. O gün asgari ücretli 460 litre süt alabiliyorken, bu gün bu rakam da 800 litre civarlarında.
- 2003 yılında et fiyatı yaklaşık 12 TL/kg iken asgari ücretle yaklaşık 15 kilo et alınabiliyorken, bu gün asgari ücretle 40-45 kg arası et alabiliyorsunuz.
Hasılı, örnekler çoğaltılabilir. Yumurta, peynir ve zeytin gibi diğer temel ihtiyaç maddeleri ve sürekli dillere dolanan simit-çay hesabına baksanız bile her halükarda asgari ücretin alım gücü cari piyasa fiyatlarına göre artmış durumda. O zaman bu muhalif arkadaşlara söyleyecek birkaç sözümüz var;
- Eleştirdiğiniz şeylerin önce doğruluğunu iyice araştırın. Eğer gerçekse bunun üstüne ahlaklıca gidin. Yıkıcı değil yapıcı olun.
- Sıkıntımızın maddi olmadığının artık farkına varın. Geçmişte kaleme aldığım bir çok yazımda da ısrarla üzerinde durduğum gibi, esas meselenin manevi olduğunu anlayın ve eğer muhalefet edecekseniz bu kısımdaki hataları ve noksanları gündeme getirin.
- Kadın ve aile politikalarının, bankacılık uygulamalarının, gençlik sorunlarının üzerine gidin ve bunları çözmek için önerecekleriniz samimi ve tutarlı olsun.
Atlatılmakta olan badirelere rağmen ülkemizin gerçekten ekonomik anlamda güçlü olduğunu anlamak gerektiği kanaatindeyim. Zira eski Türkiye’de bu gün olan hadiselerin onda biri cereyan etse, neler olduğunu hepimiz biliyoruz.
Çoğumuz bir takım şeyleri eleştiriyoruz. Kimimiz sadece eleştiriyor, kimimiz çözüm önerisini sunuyor, kimimiz izliyor. Lakin yandaş olup her yapılana tevil ile yaklaşmak ne kadar çirkin ve itici geliyorsa, karşıtlığı gerçekleri göremeyecek ve rakamları anlayamayacak kadar ileri götürmek de o kadar itici ve çirkin. Yorum yapacaksak, kendi gözlemlerimizle ve kendi yaşadıklarımızla yapalım. Bir kısım televizyon kanallarının yanlı propagandalarına alet olup gülünç duruma düşmeyelim.
Vesselam.