İbn-i Abbas RA'dan bu hadis-i şerif. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
"Gizlice, sessizce, gösterişsiz, riyasız, yavaşça verilen hayır, sadaka, fukarayı sevindirecek para, Cenâb-ı Hakk'ın gazabını söndürür." Kulu cezalandıracaksa bile, hayrı yapan, sadakayı veren suçluysa bile, Allah ona gazab edecekti ama, sadaka verince gazabı söner, yâni affeder Allah... Gizli verilen sadaka Allah'ın gazabını söndürür, sadaka veren affolunur. Allah riyasız, hàlis niyetle, sessizce sadaka veren kimseye, günahkârlığından dolayı kızmış bile olsa, onu affeder. Kızmaz, sever.
"Ve akrabaya sıla-i rahim yapmak ömrü arttırır." Sıla-i rahim nedir?.. Akrabaya sıla-i rahim iki şekilde ortaya çıkar:
1. Akrabayla alâkaları devam ettirmek. Yâni sen teyzeni, amcanı, dayını, halanı arıyor musun?.. Amcazâdeni soruyor musun, nasıllar?.. İyiler mi, kötüler mi?.. Selâm veriyor musun, bayramlaşıyor musun, ziyaretine gidiyor musun, telefon açıyor musun?.. Mektup yazıyor musun?.. Yoksa koptun mu onlardan, ilişkin yok mu?.. Sıla eklenti, bağlantı demek. Bağlantın var mı, yoksa kopuk mu?..
Ne dayısı yâ, ne amcası Hocam yâ?.. Yıllardır görmedim, adını bile unuttum. Çocukları kaç tane, bilmiyorum...
Nasıl akrabalık seninki?.. Hiç akrabayla ilişkisini düzgün tutmamış, ihmal etmiş, akrabasıyla hiç ilgisi yok... Allah-u Teàlâ Hazretleri bunu sevmiyor. Akraba ile ilişkilerin tatlı, canlı tutulmasını, akrabalık bağlarına önem verilmesini seviyor. Böyle yapan kimseye de ömrüne bereket veriyor, ömrünü arttırıyor. Uzun ömürlü oluyor.
2. Sıla-i rahimin ikinci tarafı, paranın iki yüzü olduğu gibi öbür tarafı, madalyonun öbür yüzü; o nedir?.. Akrabaya yardımcı olmak, kollamak, gözetmek.
Yâni, akraban fakir, açlıktan kıvranıyor, dokuz tane çocuğuna bakacağım diye çırpınıyor. Sen de zenginsin, arabaların var, bağların bahçelerin var, tarlaların var, gelirlerin var... O fakir, sen zenginsin; bakmıyorsun... Yardım edeceksin biraz... Hayır elini açacaksın, yardımcı olacaksın!..
Zekâtın bile akrabaya öncelikle verilmesi sevap... Yakınları gözetmek sevap. Çok uzaktaki kimselere değil de, yakınındakilere... Tabii annesine, babasına, çoluğuna çocuğuna verilmiyor. Kendisinin bakımıyla mükellef olduğu yaşlılara ve küçüklere verilemiyor da; akrabadan dayı, amca, hala gibi kimselere verilebiliyor. Köyde fakir, zavallı vs. Yâni maddî destek mânâsına gelir.
Sıla bir bakıma Arapçada bahşiş mânâsına geliyor. Hediye, atıyye, para vermek mânâsına geliyor. Sıla-i rahmin o anlamı da var. Yâni akrabaya, "Selâmün aleyküm!" deyip, ziyaret edip gitmek de bir sıla-i rahim; ama hali perişansa biraz yardımcı olmak da, sıla-i rahimin daha hoş, güzel bir şekli, kaymaklı kadayıf... Kadayıf zâten güzel de, kaymaklı olunca daha güzel oluyor.
Sonra; "İyilikleri yapmak, kötü şekilde felâkete uğramaları engeller. İyilikleri yapmak, insanın başına felâketlerin gelmesini engeller.”
Felâket ne olur?.. İnsanın harmanı yanar, evi yanar, gemisi batar, arabası çarpar, hastalık gelir... Allah saklasın kötü bir ölümle ölür, günah üzere ölür, imansız göçer... İyili yapmak bu çeşit kötülükleri engelliyor. İyilikler, insanı bu gibi durumlara uğramasını engeller.
Onun için, elimizden geldiğince, fırsatını arayacağız, kollayacağız, iyilik yapmağa fırsat arayacağız, imkân bulunca iyilik yapacağız. Elimizden geldiğince gözümüzü açacağız. "Burda sevap var, hemen ben bunu yapayım!" diye sevaplara koşturacağız. Çünkü, Allah-u Teàlâ Hazretleri hayır sahiplerini felâketlerden koruyor.
Ve sonuncu cümlesi: "Lâ ilâhe illallah sözünü söylemek..." "Lâ ilâhe illallah demek, bu sözü söyleyen insanı savunur, korur; 99 tür belâyı bu sözü söyleyenin başından def eder." Lâ ilâhe illallah insanı belâlardan koruyor… (Ramuz-el Ehadis 123/4)
Allah-u Teàlâ Hazretleri zikrini seven, ibadetini seve seve, güzel, aşk ile, şevk ile yapan kullarından eylesin, cümlemizi...
Bu köşenin içeriği SON PEYGAMBER PLATFORMU’ nun katkılarıyla, KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır.