Ailemize Dair

Ahmet Pamuk

Geçen haftaki yazımızı okuyan bazı okurlarımızdan ‘Tespitler doğru ama çözüm nedir?’ soruları geldi. Buna mukabil biraz çözüm üzerinde konuşalım madem.

Şikâyetimiz, çoğu mağdurların da genel şikâyeti olan ve yaklaşık 10 yıllık bir geçmişe sahip olan aile yasaları ve buna bağlı yapılan mevzuat düzenlemeleri. Peki ne yapacak da bunu olması gereken hale çevireceğiz? Buyurun önerilerimize bakalım;

  • Öncelikle Avrupa Birliği sevdasından vazgeçtiğimizi ilan etmeliyiz.
  • Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yapılan tüm yasal düzenlemeleri yeniden gözden geçirmeye başlamalıyız.
  • Bu yasaların kadim geleneğimize uymayan taraflarını acilen törpülemeliyiz.
  • Bu yasalar çıkmadan önceki durumla, bu yasalar yürürlüğe girdiğinden beri oluşan durum arasında farkları gözden geçirmeli ve kayıp-kazanç analizi yapmalıyız.
  • Bir takım sivil toplum örgütü görünümlü yapılanmaların bu yasaların kendilerine açtığı alan üzerinden yaptıkları faaliyetlerin topluma ne tür faydalar veya zararlar getirdiğini iyi ölçümlemeliyiz.
  • Bu yapılanmaların, hangi farklı gruplardan finansal destek aldıklarını iyi incelemeliyiz.
  • Bu yapıların kimler tarafından ısrarla ve kararlılıkla desteklendiği fark etmeliyiz.
  • Bu yapıların çocuklarımızla tanışmalarını veya tanıştırılmalarını engellemeliyiz.
  • Okullarda yapılan bu çerçevedeki etkinliklere engel olmalıyız.
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği vs. gibi insanlığın sonunu getirecek uygulamaların da mevzumuz olan aile yasalarının düzenlemelerinden referans aldığını unutmamalıyız.
  • LGBT tarzı yapılanmaların bu yasal düzenlemelere dört elle sarılıyor görünmelerine dikkat etmeliyiz.
  • Kadını güçlendirmenin, kadının eline her türlü maddi imkânı verip oluşacak sonuçları beklemek olmadığını anlamalıyız.
  • Kadına kadınlığını arka plana itecek görevler yüklemenin, aileye ve o aileden oluşacak topluma en büyük ihanet olacağını unutmamalıyız.

Aile toplumun çekirdeğidir. Toplumun çekirdeği tüm genetik kodları içinde barındırdığından bu çekirdeği bozmaya başladığınızda genetiği de bozmuş olursunuz. Küçük yaşta çocuklara din eğitimine şiddetle karşı çıkan güruhun, cinsiyet eşitliği gibi konularda aynı yaştaki çocuklara eğitim vermeye çalışmalarını iyi niyetli bir davranış olarak algılayamıyoruz.

Ailemizi ve neslimizi kurtarmak için özümüze, dinimize, kadim geleneklerimize dönmek mecburiyetindeyiz. Her türlü eğitimi gönderdiği okuldaki öğretmenlerden bekleyen aileler var olduğu müddetçe bu sorunları konuşmaya daha çok devam ederiz. Aileler önce çocukları için, onların manevi gelişimleri için var olduklarını ve bunun ağır bir vebal olduğunu anlamak ve bu pencereden olup bitene bakmak zorundadır. Toplumu, TV, gazete, sosyal medya gibi insanı gerçek amaçlarından saptıran oluşumlardan uzak tutmak için uğraşan aileler olmak zorundayız. Şikâyet ettiğimiz sivil oluşumların karşısında var olan oluşumlara destek olmalı ve onların da bu konularda duyarlı olmaları noktasında teşvik edici ve ısrarcı olmalıyız. Bu konuları gündemine alan ve fayda üreten yapıları madden ve manen desteklemeliyiz.

Yanı başımızda oluşan her olumsuz durum bir gün hepimizi mecburen ilgilendirecek. Dileriz ki, yapılan yanlışların bize maliyetleri kısa zamanda iktidar sahipleri tarafından fark edilir de bu garip ve acınası durumdan kurtuluruz.

Bu konuda sorumluluğun sadece kanun yapıcı da olmadığını, hepimizin bu sorumlulukta pay sahibi olduğunu da unutmamamız gerekiyor.

Allah, nefsimizi ve neslimizi her türlü fitneden ve her türlü inançsızlık ve amelsizlik belasından korusun.

Kalın sağlıcakla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.