2019 yılının son çeyreğinde ciddi atılımlar ile ekonomide iyileşmeler yaşandığını belirten AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, 2020 yılı için; “2020 yılında bizim yapacağımız ana unsur, insanların rahatlıkla yeniden yatırım yapmasına, ev almasına ve diğer ihtiyaçlarını kolayca karşılamasını sağlamaktır” ifadelerini kullandı.
2019 YILI 10 AĞUSTOS SÜRECİ İLE SÜRE GELEN BİR EKONOMİK KRİZ MEYDANA GELDİ. BU PENCEREDEN BAKTIĞINIZDA 2019 YILI EKONOMİSİNİ NASIL DEĞERLENDİRİRSİNİZ?
2018 yılı 10 Ağustos’uyla başlayan kur atağından dolayı Yeniden böyle bir atak olduğunda alabileceğimiz muhtemel önlemlere dair bazı ekonomik tedbirler alındı. Son dönemlerde özellikle 2019 yılının Ağustos ayından sonra doların seyrinde inme başlayınca ve bu düşüşler belli bir periyotta ilerlemeye devam edince ticari hayatı canlandırmaya yönelik ek önlemler açıkladık. Bu önlemlerle özellikle inşaat sektöründe işlemler hızlanmaya başladı. Ama asıl dayanak noktamız ekonomimizin böyle türbülanslardan etkilenmeyecek, sabit noktalarının olmasıydı. Her ülkeyi ayakta tutan ekonomik güç noktalarına biz sahip değiliz, biz aracı kurum acente gibi çalışıyoruz. Mesela; Doğalgazın geçiş noktasındayız ve boru hatlarının geçişinden dolayı bir geçiş ücreti alıyoruz. Bir yer altı kaynağımızın olmaması ve yerli üretimde belirli bir noktaya gelmeyişimiz bunu gösteriyor. Bunu sağladığımız zaman ekonomi, sıra dışı esen rüzgarlardan etkilenmiyor. 2019 yılının son çeyreğinde de bu noktada ki adımlarımızı attık ve atacağımız adımları açıkladık. Bunun ekonomiye psikolojik bir etkisi var. Tabi bu seferde sınır komşularımız da meydana gelen olaylar ekonomiyi etkiliyor. Attığımız çok stratejik adımlar var ama bizim dışımızda gelişen olaylar da var. Bunların etkisi altında bir 2019 yılı geçti. Yıl içerisinde o kur atağı absorbe edildi ve ona karşı önlemlerle geçti. Dünyanın birçok ülkesinde çok ciddi krizler vardı. Hükümetin yıllardan beri uygulamış olduğu çok başarılı ekonomi politikaları var. Bu doğrultuda, dünkü yatırımlar ve hamleler olmasaydı belki de 2019 daha zor geçebilirdi. Aynı zamanda 2019 yılı seçim yılıydı, Eğer aldığımız bu önlemler olmasaydı, bu atakla birlikte bu seçime yakalansaydık, ülke için ağır bir ekonomik krizin başlangıcı olurdu. Çünkü insanlar AK Parti’nin geçmişte yaptıklarını biliyordu ve alacağı önlemlerle ilgilide ön görüleri vardı. Bu nedenle seçime sağduyuyla gittiler. Muhalefetin her ne kadar yerel seçimde biz bazı yerler aldık, AK Parti gidiyor söyleminde bulunduysa da millet bu söyleminin aksine, ekonomideki dalgalanmalara rağmen, AK partinin arkasında durdu ve ayakta tuttu. Biz size güveniyoruz mesajı verildi. AK Partinin geçmişte aldığı önlemler, yaptığı işler ve gelecekte yapması muhtemel işleri dikkate alarak bir seçime gitti ve bu nedenle de sağduyulu bir seçim atlattık.
2020 YILI EKONOMİSİ İÇİN NELER SÖYLERSİNİZ? ÜLKEYİ ZOR BİR DÖNEM BEKLİYOR MU? DURAĞAN SEVİYEYİ ATLATTIK MI?
Durağan seviyede 2 şeyi atlattık. Birincisi bu tür krizlere karşı koyma kabiliyetimizi geliştirdik. İkincisi de bu tür krizlerin yaşanmasını önleyecek tedbirler aldık. Bu bizi biraz tasarrufa gitmeye itti. Ama bu tasarruf 2020 yılında biraz daha ekonomik hayatın canlanmasına yönelik olacak. Önemli bir şey söylemek istiyorum. Cumhurbaşkanımız faiz indirimini ısrarla vurguluyordu fakat merkez bankası buna karşı çıkıyordu. Merkez Bankası Başkanı değiştikten sonra art arda 6 defa faiz indirimine gidildi. Türkiye’nin akabinde, Amerika Merkez Bankası’ da faiz indirimine gitti. Çünkü faizin yüksek oluşunun ülkeye zarar verdiğini düşündüler. Bu aldığımız önlemler neticesinde, özel bankaların kredi faizlerinin aşağıya düşmesine sebep oldu. Aşağı düşünce de insanlar alışveriş yapmaya başladılar. Asıl dayanak noktası odur. Doların artması, artmaması normal orta kesimde işini yürüten vatandaşımızı çok fazla etkilemiyor, faiz etkiliyor. Faizin yüksek olması bankaların çalışmasını da etkiliyor. Çünkü bizim bankalarımızın likidite sorunu var. Bizim bankalarımızın bir yerde yığılı paraları yok. Avrupa’nın büyük finans kuruluşlarının paralarını kullanarak bankacılık işlemleri yapıyorlar. Faiz yüksek olduğunda, oradan aldıkları oranları da yüksek faizle alıyorlar. Ama şimdi bizde faiz düştüğü zaman vatandaşın kullandığı parayı çevirebiliyorlar ve dolayısıyla bunun bizim ekonomik hayatımıza ciddi getirisi vardır. 2020 bunun üzerine devam edecek. Merkez Bankasının açıklamasıyla faiz indirimi periyodik olarak devam edecek. Dolayısıyla ticari hayat canlanacak. İnsanlar daha çok parayla iş yapmaya başlayacaklar. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama AK Parti iktidarları döneminde insanlar, borçlanmaktan korkmazlardı ve paralarını dolara yatırmazlardı. Ama o son kur atağından sonra parayı biraz ellerinde tutmaya başladılar. Asıl sıkışıklık notası o. Doları kıymetli bir varlık gibi insanların elinde tutuyor olması, doların değerini daha da arttırdı. Bu yüzden de ticari hayat biraz sekteye uğradı. Şuan yeniden vatandaş refah ortamı hissetmeye başladı. 2020 yılında bizim yapacağımız ana unsur, insanların rahatlıkla yeniden yatırım yapmasına, ev almasına ve diğer ihtiyaçlarını kolayca karşılamasını sağlamaktır.
SON ZAMANLARIN EN ÇOK KÖTÜ ETKİLENEN DUYGUSU GÜVEN DUYGUSU OLARAK GÖRÜLÜYOR. BU PENCEREDEN BAKILDIĞINDA EKONOMİYE VE SİYASETE GÜVEN VAR MI?
Cumhur ittifakı, iktidar olarak devam ettiğinde siyasete güven olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu oy, güvene verilen oydur. Seçmen tabanlarında farklılıklar vardır. Bazıları istikrara, bazıları güvene, bazıları da partisine oy veriyor. Dolayısıyla burada yeknesak bir iktidarın devam etmesi bu güvenin devam etiğini gösterir. Ekonomi güveni konusunda da kur atağından sonraki hamlelerimizi insanlar iyi izlediler. Ve atağın menşeini de biliyorlar. Dolayısıyla da bunun AK Partinin ekonomik sisteminden kaynaklı bir hata olmadığını farkında oldukları için, bir an önce atlatmaya yönelik aldığımız önlemlere saygı duydular. Duyulan bu saygı güvendiklerini gösterir. Ama bu türbülansı da yeniden yaşamak istemediklerinin mesajlarını da alıyoruz. Bu noktada vatandaşın ilettiği mesajı iktidarın alıp almadığına bakmak gerekir. Vatandaşımız ‘yaşanan türbülansı gördük, bunu tekrar yaşamak istemiyoruz, bu sorunu çözün’ şeklinde mesajlar aktardı. Biz de Cumhur İttifakı olarak bu mesajı vatandaşımızdan aldık, mücadelemize devam ediyoruz. Faiz indirimi de bunun odak noktasıydı.
KAHRAMANMARAŞ, EKONOMİDE ÜLKE SIRALAMASINDA ORTALAMA 15. SIRADA YER ALIYOR. KOBİ’LERİN ÖNÜNÜN AÇILMASI VE GELİRİN TABANA YAYILMASI İÇİN ÇALIŞMA VAR MI? YAPILMALI MI?
Sadece Kahramanmaraş’ta değil bütün şehirlerimizde orta ölçekli esnafımızın gelişmesine yönelik çok önlem aldık. Ama alınan önlemlerin ana unsurları kredi kullanmaya yönelikti. Bu kredi kullanmaya yönelik değil, da daha ticaret yapmaya yönelik olmalı. 2020 yılı daha yeni başlıyor, ticari hayat yeni yeni hareketleniyor ve insanlar iş yapmakta belirli bir süre zorlandılar. Bu dönemde de mali denetimler çok sıklaşmasın, esnafımızın durumu daha rahata kavuşması adına Vergi Dairesi Başkanımızla konuşmaya gittik. Orada da gördüğüm kadarıyla esnafımızda bir hareketlilik başlamış. Orta ölçekli esnafımıza KOSGEP ve kırsal kalkınma ile verdiğimiz destekler yerini bulmuş. Şimdi onun sonuçlarını almak üzereler. Bu yüzden rahat bir ortam sağlamak ve onları tedirgin etmemek lazım. Buradan alınan önlemlerin netice verdiğini ama yeterli olmadığını görüyorum. Çünkü bu konuda daha büyük beklenti var. Bu büyük beklenti alım satımı kolaylaştırmaktır. Maliye Bakanımız mobilya da KDV indirimine gitti. Önemli bir düzenlemeydi. Bu aldığımız önlemlerin devam etmesi durumunda vatandaşımız ticaret yapmanın önünde ki engellerin yavaş yavaş kaldırıldığını ve kolaylaştığını düşünecektir. Küçük esnaflarımızın beklentisi biraz daha büyük. Bu beklenti üretimin ve alımın daha fazla olmasıdır. Üretimin fazla olmaması doları elinde tutma anlayışının yeniden başlamasıdır. Bunu ortadan kaldırdığımız da büyük tacirler üretime yönlendiğinde orta ölçekli esnafımızda bu üretimi daha çok piyasaya sürecek, vatandaşımızda kolay alım gücüne sahip olacak ve arz-talep yeniden dengelenmiş olacak. Bunun üzerine daha çok çalışacağız çünkü verdiğimiz destekler yeterli oranda olmadı.