Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü İhsan Emiralioğlu, toplantıda yaptığı konuşmada toplulaştırmanın önemine değindi. Toprak bayramı etkinlikleri çerçevesinde Kahramanmaraş’ın toplulaştırma faaliyetlerini gündeme taşımak istediklerini söyleyen Emirailoğlu, Kahramanmaraş’ta toplam 166 bin hektar toplulaştırılacak alan olduğunu kaydetti. İlk proje Narlı bölgesindeki sulama birliğinin havzası olduğunu ifade eden Emiralioğlu şöyle konuştu: Narlıda çalışmalar başlamak üzere. Sahamız 2014 yılında ihale edildi. Oradaki çalışmalara da başlanacak. Kuzey de Göksun, Afşin, Elbistan ve Ekinözü’ndeki 4 tane ilçemizi ilgilendiren 2 tane daha toplulaştırma projemiz var. Toplam 55 bin hektarlık alanda bununla ihale süreci şubat ayı içerisinde başladı. İhale çalışmaları devam ediyor. Bu yılsonuna kadar bunlar sonuçlandırılacak. Kılavuzlu birinci kısım ve Dulkadiroğlu sulama alanı ile ilgili toplulaştırma çalışmaları ile ilgili il müdürlüğü olarak çalışmalarımızı hazırlayıp bakanlığa 2015 Mayıs ayı içerisinde gönderdik. Afşin Karakuz Göleti toplulaştırma çalışması ve Gemen sulaması toplulaştırması da geçtiğimiz günlerde gönderildi. İlimizdeki toplulaştırma alanlarının tamamını da projeye alınmasını istiyoruz.”
Toplulaştırmanın her parselin suya ve yola ulaşımı sağladığını belirten Emiralioğlu, “Çok parçalı olan tarım arazileri birleştirilip daha büyük tarım arazilerine tarımın yapılması sağlanıyor. Böylelikle hem yakıt tasarrufu, enerji tasarrufu ve toplamda da yüzde 25’lik bir kazanç elde etmeyi hedefliyoruz” dedi.
Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Metin Türker ise toplulaştırmaya yoğun talep olduğunu dile getirerek, “Bu talepleri de bir program çerçevesinde 2010-2023 yılına kadar toplam 14 milyon hektar alanda birinci kuşak arazi topraklamasını tamamlamayı düşünüyoruz” dedi. 3. Dünya Savaşı’nın su yüzünden çıkacağını kaydeden Türker, “Arazi her şeyden önce bir yaşam alanı bir istihdam alanı, bir gıda ambarı ve bir ülkenin ihracatına katkı sağlayan destek veren bir birim. Bu da suyla birleştiği zaman önem arz ediyor. Gıda üretiminde dünya da 3’te 2’si su olan tarım alanıdır. Dünyada da böyle ülkemizde de böyle. Küresel iklim değişikliği her geçen gün etkisini daha fazla göstermeye başladı. Artık ülkeler 50 yıl sonrasını planlıyor. Gelişmiş ülkeler 50 yıl sonraki ülke nüfusunu besleyebilmesi için, sanayisine ham maddenin teminini sağlayabilmesi için gelişmekte olan az gelişmiş ülkelerden arazileri kiralıyorlar. Çin Ukrayna’dan Ukrayna’nın arazisinin yüzde 10’unu kiralamış durumda. Sudan’da yüzölçümünün yüzde 10’u kadarlık bir araziyi kiralıyoruz” şeklinde konuştu. “Tarım işletmelerinde de olduğu gibi müteşebbislere kiralamak suretiyle oralarda tarım yaptırmayı hedefliyoruz” diyen Türker, “Türkiye sektör itibari ile sizler normal nüfusumuzun yüzde 24’ü kırsal alanda yaşıyor. Aynı zamanda 5.5-6 milyon kişinin istihdam ettiği bir sektörü temsil ediyoruz” dedi.
“33 BİN TURİST BESLİYORUZ”
Türkiye’de 33 bin turist beslenildiğini kaydeden Türker, “Gayri safi milli hasıla açısından değerlendirdiğimiz zaman bugün toplam gayri safi milli hasılanın yüzde 7’sini temin ediyoruz ama artan bir öneme ait bir sektör var. 77 milyon ülke nüfusunu beslerken aynı zamanda 33 milyon turisti besliyoruz. Bu süreç içerisinde de 18 milyar dolarlık bir ihracat elde ediyoruz. Artık bir ülkede ürün üretmek sadece kendisi için önem arz etmiyor. Bundan sonra başka kıtalardaki insanları da doyurmak için mukaddes bir görevimiz var” diye konuştu. Türkiye’nin 192 bin ülkeye bin 707 çeşit ürün ihraç ettiğini belirten Türker, “63 milyar dolar gayri safi milli hasıla ile dünyanın 7’nci büyük ekonomisi olarak Avrupa'nın birincisi durumundayız. 2008 yılına İspanya’yı, Almanya’yı, Hollanda ve Fransa’yı geçtik. Halen bugünde bunu sürdürüyoruz. Bu bizim içinde büyük bir nimet. Bunu biz değil uluslararası kuruluşlar söylüyor. Pek çok ürünün üretiminde ve ihracatında da zirvedeyiz. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin orada Türk ürününe rastlarsınız. Kaynaklarımız sınırlı, nüfus hızla artıyor, sanayileşme artıyor, tarım alanlarındaki baskı artıyor. Bir taraftan küresel iklim değişikliği ile tarım üzerindeki tehditler artıyor. Bugünkü senaryolar gelecekle ilgili senaryolar önemli ipuçları veriyor” dedi.
TÜRKİYE’DE 24 MİLYON HEKTAR TARIM ALANI VAR
Türkiye’nin kendi kaynaklarını çok verimli kullanma gibi bir zorunluluğunun olduğunu belirten Türker konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarım yapılan sabanın değdiği tüm parselleri sayısal ortama getirmek, sayısallaştırmak ve su kaynaklarıyla da bunun entegrasyonunu sağlayarak entegre ve toprakların su kaynaklarını sağlamanın önemini gerçekleştirme zorunluluğu olduğumuzu hissettik. Suyu artık kredi ile almak zorunda olduğumuzu hissettik. Bunun üzerine de bir dizi çalışmalar başlattık. Bununla ilgili ilk çalışmamız tarım parsellerini sayısallaştırmasıyla ilgili. 23 milyon adet tapunun olduğunu öğrendik. Ancak bunun yüzde 20’lik kısmı dijital olmadığını ancak bizim yapacağımız çalışma ile de bunları da dijital hale getirebileceğimizi söyledik ve dijital hale getirdik. Bilgisayar ortamına attık. 32.5 milyon adet tarım parseli şuan sayısal ortamda. Çiftçi kayıt sistemiyle de bunu ilişkilendirdik. Çiftçi kayıt sistemine kayıt olan bir çiftçimize kaç parseli var, hangi parselinde hangi ürünler yetiştiriliyor, o parsellerin yapısı özelliği, sınıfı gibi pek çok bilgiye online olarak ulaşabiliyoruz. Geçen yıl prim desteklerini sistem üzerinden ödedik ve pek çok destekleri de bu sistem üzerinden ödüyoruz.”
“Aile işletmeciliği noktasında önceliğimiz 6 hektar arazi ekiyoruz” diyen Türker, “Rekabet edeceğimiz ülkelere baktığımız zaman bir Fransa ve İngiltere bizim 10 katımız. Aynı zamanda arazilerimiz dağınık, parçalı, şekilsiz ve yüzde 50’sinin doğrudan sulama kanalına erişimi yok. Tarlasında erişebilecek yol yok. Verimliliği olumsuz etkiliyor. İsrafa ve masrafların yükselmesine sebebiyet veriyor. Türkiye’de 24 milyon hektar tarım alanımız var. Fiilen ekilen bunun 2 milyon hektarı üretim dışı. Bunun yıllık ülkemize kaybı 17 milyar Türk lirasıdır” dedi.