Yaşanan olaylarda özellikle alt geçitler sular altında kalırken, onlarca esnafın dükkânını su basmış ve zor anlar yaşanmıştı. Uzmanlar, su baskınlarının ve taşkınların bir daha yaşanmaması için "yağmur bahçeleri" uygulamasının bir an önce uygulanması gerektiğini belirtiyor.

Yağmur sularının herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan yönlendirildiği ve üzerinde bitkilerin yetiştirebildiği, çok derin olmayan çukur alanlarda oluşturulan yerlere "yağmur bahçesi" adı veriliyor. Sistem, yağmur suyunun yeryüzünden akıp gitmemesi, düştüğü yerde alt tabakalara sızdırılması, toprağın suyu sünger gibi emebilmesi temeline dayanan; akılcı, stratejik ve kolay bir uygulama olarak nitelendiriliyor. Peyzaj uygulamaları kapsamında bulunan yağmur bahçeleri; konut, okul, üniversite kampüsü ya da kamu kurum ve kuruluşlarının yer aldığı parseller içinde veya yol kenarı/refüj düzenlemesi olarak, başlıca iki şekilde uygulanabiliyor.
Yağmur bahçeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının da mevcut projeleri arasında yer alıyor. Kentlerdeki sert ve geçirimsiz betonların artmasıyla yağmur sularının toprak tarafından yeteri kadar süzülmemesi, projenin ortaya çıkışında etkili oldu. Bu doğrultuda Bakanlık, sert yüzeyli alanlarda oluşan yağmur sularını toplayıp, yönlendirip, kontrollü bir şekilde geri kazandırmak ve sel riskini azaltmak için bu çalışmalara başlamıştı.

YER ALTI SULARINI BESLİYOR
Şehirlere yapılacak yağmur bahçelerinin birden fazla faydası bulunuyor. Yağmur sularının temizlenmesinde doğal filtre görevi yapan bahçeler, yer altı sularının da beslenmesini sağlıyor. Ekonomik ve sürdürülebilir imkân sunan bu bahçeler; araç yolları, yürüyüş yolları ve otopark gibi sert yüzeyli alanlarda su birikintilerini toplayıp yönlendiriyor ve doğaya geri kazandırıyor.