Tarımda şuan başlıca sorunların yerli ve milli üretim olmamasından kaynaklı olduğunu ve pazarda ki payın bğyğk bi kısmının Türkiye dışına çıktığını vurgulayan Yalçın; Tarımda ki en büyük sıkıntılardan biri zirai ilaç, tohum aynı zamanda gübrelerde yerli üretimimizin olmaması. Yerli üretim olmaması münasebetiyle pastada ki en büyük dilim yurt dışına gidiyor. Bu konularla ilgili kurumların çalışmalarını daha da yoğunlaştırması gerekiyor. Yerli ve milli üretime geçişin sağlanmasıyla birlikte para yurt içinde kalarak küçük çapta yerel, büyük çapta ise ulusal ekonomiye çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Ağustos ayında yaşanan ekonomi alanında sarsıntıdan kaynaklanan talihsizlikleride göz önünde tuttuğumuz takdirde hem çiftçi hemde ürün tedariği sağlayan kişi ve kuruluşlar açısında zor bir süreç yaşanıyor. Bunu örneklendirecek olursak; Geçtiğimiz sezonda sattığımız ve fiyatı 400 Türk Lirası olan bir ürün günümüz itibarı ile 850 Türk Lirası yani buda iki katında daha fazla bir rakama tekabül ediyor. Dolayısıyla bu gibi sebepler ekonominin daralmasına ve piyasada bir tıkanıklık olmasın sebebiyet veriyor. çiftçi birim alana düşen maliyet artmasından kaynaklı olarak ekim yapmıyor. bu durumda hem çiftçinin hemde vatandaşın aynı kazanacağı ekonomi politikalarının geliştirilesi gerekiyor. tohum zaten sürekli gündemde sürekli bir fiyat arışı ve birim fiyatları dudak uçuklatan rakamlara ulaşmış durumda. tohum ıslah edebilecek bireyler yetiştirerek dışa bağımlılığımız bu durumda sıfıra indirgenmesi gerekiyor. pazarlarda çok ciddi bir pay var ve biz ülke olaraktan bu paydan yaralanamıyoruz" dedi.

BÖLGESEL TARIMA GEÇİLMELİ

Ülke tarımının daha ileriye gitmesi için kontrollü ve bölgesel tarıma geçilmesinin gerektiğini ifade eden Yalçın; "Tarımın Türkiye genelinde daha ileri basamaklara çıkması adına bölgesel tarıma geçilmesi kanattindeyim. Kontrolsüz ekimin önüne geçilmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıl sarımsakta yaşanan olay çiftçiyi ciddi derecede üzdü. maliyetleri karşılamaması hasebiyla tarladan kalkmayan mahsuller dahi oldu" sözlerini kullandı.

İNSAN SAĞLIĞI GÖZARDI EDİLİYOR

Zirai ilaçlamada yapılan usulsüzlük ve yanlış yöntemlere de değinen Yalçın; "Zirai ilaçlama konusuna gelindiğinde ise çiftçiler bir kısmının vicdani duygularıyla harekete geçmesi gerekiyor. Ürünleri hemen pazara sunmak adına hileye başvurulmaması gerekiyor. İlaç sıkılmasının ardından hasat aralıklarına dikkat edilmeli. Ülkemizde son zamanlarda çok sık kanser ve infertilite rahatsızlıkları baş göstermeye başladı. Bunların oluşmasının sebebi kesinlikle zirai ilaçlamalardan kaynaklı olduğu kanatindeyiz, insan sağlığı düşünülmeksizin insanlar pazardan pay almak adına bilinçsiz ilaçlamalar yapıyor. zamanında ve dozunda ilaçlama yapmaıda kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. insanlar ne tür sıkıldıklarını bilseler bir daha sebze meyve tüketmek konusunda sıkıntı yaşarlar . İlaçlamaya göre mahsulün raf ömrüde uzayacaktır" dedi.

YEREL EKONOMİDE TARIM BÜYÜK BİR DİLİMİ KAPSIYOR

Tarımın ekonomide ki diliminin hatrı sayılır derecede olduğunu, tarıma yönelik stratejik hamleler yapılarak ileriye taşınacağı konularına atıfta bulunan Yalçın; "Kahramanmaraş ekonomisinde tarımın oayı sanayiden daha yüksek diyebiliriz. ulusalda olduğu gibi yerel de de tarım gözle görülür derecede ağır basıyor. Türkiye ekonomisi daha önceki dönemlere bakıldığı zaman daha teknolojiye entegre olmasıyla daha iyiye gitmesi gerekirken biz yerimizde sayıyoruz. Tarıma yönelik stratejik politikalar geliştirilerek hem yerel hem de ulusal tarımı daha iyi evrelere ulaştıracağımıza inanıyorum" diyerek sözlerini sonlandırdı.