Oruç Reis Mahallesi Adını Nereden Almıştır?

Yayınlanma:
Güncelleme: 19 Mart 2025 11:36
Oruç Reis Mahallesi Adını Nereden Almıştır?
Editör

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde yer alan Oruç Reis Mahallesi hakkında merak edilenler

Belediye Meclisi’nin 08.03.2000 tarihli oturumunda alınan 1/11 sayılı kararla bazı mahalle sınırlarının değiştirilmesi ve yeni mahalleler oluşturulmasına karar verilmiştir. Bu kararla Barbaros Mahallesi’nden bölünen kısıma Oruç Reis Mahallesi ismi verildi. Mahallenin doğu sınırının Dikilitaş Sokak’ın dik olarak Güney Çevre Yolu’na bağlanması, kuzey sınırının Av. Mehmet Ali Kısakürek Caddesi ile Güney Çevre Yolu’na bağlanması, batı ve güney sınırının ise açık tutulması kabul edildi.Mevcut haliyle kuzeyinde Piri Reis Mahallesi, doğusunda Malik Ejder Mahallesi bulunmaktadır.

Mahalleye ismi verilen Oruç Reis, Türk denizcisi ve Barbaros Hayrettin Paşa’nın ağabeyidir. Muhtemelen 1470’te (bazı kaynaklara göre 1474) Midilli’nin Bonova Köyü’nde doğdu. Babası, Vardari Yâkub Ağa, 1462’de Midilli’nin fethine katılmış ve Bonova Köyü kendisine tımar olarak verilmişti. Burada yerleşip evlenen Yakub Ağa’nın İshak, Oruç, Hızır ve İlyas adını verdiği dört oğlu oldu.İyi bir öğrenim gören kardeşler, devrin denizci milletlerinin lisanları olan İtalyanca, İspanyolca, Fransızca ve Rumca’yı öğrenerek yetiştiler. Gençliğinde gemiciliği ve deniz ticaretini çok iyi öğrenen Oruç Reis, cesareti, zekası ve girişimciliği ile kısa zamanda gemi sahibi oldu. Suriye, Mısır, İskenderiye ve Trablusşam’a mal taşıyarak, oradan aldıklarını Anadolu’ya getiriyordu.Oruç ve İlyas Reisler, bir seferinde Midilli’den Trablusşam’a giderken, Rodos Şövalyeleri’nin büyük savaş gemileriyle karşılaştılar. Çarpışmada İlyas Reis şehit düştü, Oruç Reis esir oldu. Uzun uğraşılardan sonra, buradan kurtuldu. Muhtemelen üç yıl esir kalan Oruç Reis, esaretten kurtulduktan sonra, bir süre Memlük Devleti hizmetinde amirallik yaptı. Memlük emrinde uzun zaman kalmayıp, Şehzade Korkut’unverdiği on sekiz büyük savaş gemisine komutan oldu. Bunlarla, Rodos kıyılarında basılmadık yer bırakmayan Oruç Reis, ani bir baskın sonucunda gemilerini kaybetti. Leventleriyle birlikte bu baskından kurtulduktan sonra, Şehzade Korkut’a tekrar başvurdu. Kendisine, biri yirmi dört oturak, ikincisi yirmi iki oturak iki savaş gemisi verildi. Şehzade Korkut’un elini öpüp, hayır duasını aldıktan sonra Akdeniz’e açıldı. Seferlerinde pek çok ganimet, ticaret malı ve esir aldı. On senedir uğramadığı Midilli’ye gelerek kardeşlerine, akrabalarına, fakir ve muhtaçlara, yetimlere pek çok mal dağıttı.Türk denizcilik tarihinde önemli bir yeri olan Cerbe Adası, Oruç Reis tarafından 1513’de fethedildi. Burayı kendisine üs edinip, Doğu ve Batı Akdeniz’de pek çok gemi zaptetti. Papa’ya ait, o zamanın dev savaş gemilerini, ince tekneleriyle ele geçirmesi, şöhretini Avrupa ve dünyaya ulaştırdı.Cezayir’de kısa zamanda büyük topraklar ele geçirdi. İspanya kralı Şarlken, Cezayir’e donanma gönderdiyse de, Oruç Reis’i elde ettiği yerlerden çıkaramadı. Becâye Kuşatması sırasında Oruç Reis, sol kolundan ağır yaralandı ve hekimlerin tavsiyesiyle bu kolu dirsekten kesildi. Tek kolla mücadelede de şevk ve azminden hiçbir şey kaybetmeyen Oruç Reis, iyileşince derhâl denize açıldı ve pek çok gemi ele geçirdi.Çok güç durumda olan Endülüs Emevileri’ne yardım ederek, onların binlercesini Kuzey Afrika’ya taşıdı. Bu hareketleri saygısını arttırdı. Kardeşleriyle Kuzey Afrika’yı İstilacılara karşı savunmakla kalmayıp, Endülüslü müslümanları iskân ediyor, yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını temin ediyordu. Elindeki leventler, akıncılar ve serdengeçtilerle, devrin en büyük denizci devleti olan İspanyollarla bitmek tükenmek bilmeyen mücadelelerine devam ediyordu. İspanya kralı o dönemde, Avrupa’nın pek çok ülkesini elinde bulundurduğu gibi, Amerika’da da sömürgelere sahipti.Cezayir’in doğusunda, İspanya’nın hakimiyeti altında bulunan Tlemsan’ı elde eden Oruç Reis, İspanyollardan yardım alan Tlemsan emirine karşı, elde ettiği yerleri savundu. Topraklarını yedi ay boyunca müdafaa etti. Yerli halkın ihanet etmesi üzerine, Cezayir’e dönmek için düşman kuşatmasını yarıp dışarı çıkmaya çalıştı.Düşmanı yararak bir kısım leventleriyle birlikte ırmağı geçti. Ancak, yirmi kadar levendi, düşman tarafında kalmıştı. Oruç Reis, kurtulma ümidi olmadığını bile bile, leventlerini yalnız bırakmamak için tekrar düşmanları arasına daldı. Nehri geçmeye çalışırken leventlerinin çoğu şehit oldu. Tek kollu Oruç Reis, yanındaki son levendin de öldüğünü gördükten sonra, aldığı iki ok yarası sonucu Rio Solado Nehri sularına düşüp öldü.Oruç Reis’in ölümünü İspanya kralına ispatlamak isteyen İspanyollar cesedin başını keserek almışlar ve bal dolu bir torba içerisine koyarak İspanya’ya götürmüşlerdir.Bunuyapmalarının nedeni, birçok kereler Oruç Reis’le çatışmaya giren İspanyolların, onu öldürdüklerini İspanyol kralına bildirmelerine rağmen bunların hiçbirinin doğru çıkmamasıdır.Oruç Reis’in başı kesik bedenini alan leventler onu Cezayir’e getirdiler ve Cezayir’in ulusal evliyalarından olan Sidi Abdurrahman’ın Kasbah’da bulunan Sidi Abdurrahman Camii yanındaki türbesine gömdüler. Bugün Oruç Reis ve Sidi Abdurrahman’ın birlikte yattıkları Cezayir Kasbah’daki bu türbe, Arapça öğrenen çocuklar için mahalle okulu olarak kullanılmaktadır.Oruç Reis’in 1518’de şehit olduğunda, kırk sekiz yaşında olduğu tahmin edilmektedir.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.