Ömer Faruk Erdoğan'dan 1 Mayıs analizi

Yayınlanma:
Güncelleme: 26 Nisan 2017 14:18
Ömer Faruk Erdoğan'dan 1 Mayıs analizi

Ömer Faruk Erdoğan'dan 1 Mayıs analizi

Araştırmacı yazar Ömer Faruk Erdoğan, için 1 Mayıs'a kısa bir süre kala kaleme aldığı yazısında işçi bayramına yönelik değerlendirmelerde bulunarak tarihine yönelik analizlerde yaptı.

Araştırmacı yazar Ömer Faruk Erdoğan, yeniakit.com için 1 Mayıs'a kısa bir süre kala kaleme aldığı yazısında işçi bayramına yönelik değerlendirmelerde bulunarak tarihine yönelik analizlerde yaptı.

İŞTE O YAZI:

Bu yazı siyasal bir çalışma değil, daha çok evrensel bir yaranın, toplumsal bir hüznün incelenmesidir;

Dolayısıyla yazımız,  işçi sınıfının şu veya bu gözlükle 1 Mayıs üzerindeki ideolojik izdüşümü değil, tüm emekçi halkların hakkaniyetli var oluşudur. Zira,  Şikago’daki idamla sonuçlanan ve 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın ilk adımı olan “1886 olayları” siyasal ideolojik olaylar değildi; emekçi kitlelerin daha insanca yaşamak için aslında masumane dik duruşlarından öte bir gerçeklik değildi.

1800’lü yıllar kapitalizmin gelişme dönemleridir. Evrensel hukuk normlarına yakışmasa da halen köleliğin ve işyerlerinde kölelerin çalıştırıldığı bu dönemler, aynı zamanda beyazların da köleden bir farkının olmadığı buhranlı dönemlerdir. Medeniyetin kirli dişleri arasındaki baskı, sömürü, sindirme gibi eylemler kendisini gelişmekte olan Amerika’da daha çok gösteriyordu. Beraberinde bağrında mafyayı da besleyen 1800’lü yılların “Pinkerton Amerikası” kirli ve acımasız kapitalizmin yanı sıra, hemen yanı başındaki sözde modernizm ve medeniyetle çelişki yaratıyordu. Günde 18 saate varan çalışma saatleri, çalıştıranları daha da zengin ederken işçi kesimini yoksul bırakıyordu.

Öte yandan acımasızlığıyla tanınan Pinkerton ajanları, grev kırıcı rolleriyle yasal olan işçi miting ve gösterilerinde provokasyon yapıp alanları kana bulamaktan çekinmiyordu.

Egemen sermaye, haklı talepleri geri çevirmekle kalmıyor çeşitli sokak çeteleriyle anlaşarak kargaşa da çıkartıyordu. Pinkerton özel ajanlık bürosu da dönemin sokak çetesi gibi çalışıyordu.

Amerikan Ajanlık Bürosu Pinkerton’un kurucusu Alan Pinkerton(1862) (Doğ: 25. 08. 1819/ Ölüm:01. 07. 1884)

Chicago'da greve çıkan 40 bin tekstil işçisinin eylemini bastırmak için, vahşice saldırılar düzenlendi. Fabrika sahibi kompradorlar grev kırmak ve işçi gösterilerini presslemek için sokak çeteleriyle anlaştı. Sokak çeteleri bir taraftan işçilere saldırıyor, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu. Grevci işçilerle mafya çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirdi. Onlarca işçi yaralandı.

Tarım makineleri fabrikası McCormick'in kapısının hemen karşısında 3 Mayıs günü yapılan grevde odun  işçilerinin düzenlediği kitlesel eyleme 500 kadar McCormick işçisi de katılmıştı. Bu eylemde "Central Labour Union" temsilcisi olarak August Spies konuştu. Tam o esnada fabrikanın kapısındaki bekçilerin düdüklerini çalmasıyla grev kırıcılar işyerinden çıktılar ve grevcilerle çatışma çıktı. Polis bunu eylemde saldırı gerekçesi olarak gösterdi. Bu saldırıda bir çok işçi öldü, onlarcası da yaralandı.

Ku Klux Klan örgütü üyeleri zencilere ve işçi kesimine yaptıkları ırkçı kanlı saldırılarla tanınıyor… Ku Klux Klan (KKK) örgütü 1923’te saldırı hazırlığında görülüyor.

Dahası, Şikago polisinin ortalığı karıştırmak ve kargaşa yaratmak amacıyla sahte “anarşist örgütler” imal etme türünden taktiklere başvurduğu yolunda polisin içinden tanıklar vardı.

Binlerce işçi günde 18 saatlik iş gününü protesto için mücadeleye katılıyordu. Kalifiye ve kalifiye olmayan, siyah ve beyaz, erkek ve kadın, yerli ve göçmen, tüm isciler “sekiz saatlik iş günü” için haklarını arıyordu.

Sadece Chicago'da toplam 500. 000 işçi greve katılmıştı. Şehrin gazetesi "fabrika ve imalathanelerin uzun bacalarından hiç bir duman yükselmiyordu, ve her sey Sebt Günü (Musevilerin çalışmadıkları cumartesi günü) benzeri bir görünümdeydi. " diye yazıyordu.

Amerika’nın işçi kentleri Luizvil'de, Şikago’da, Cincinnati’de, Detroit’te, Alabama’da 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, negrolara(zenciler) kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra zenciler de dahil hep birlikte Şehir Park Meydanı’na girdiler.

Alan Pinkerton’un ileriki yıllarda bir portresi…

(The Pinkerton National Detective Agency, )Pinkerton Ulusal Dedektiflik Bürosu korumaları Kadınlı erkekli işçi kitlesini sindirerek miting alanına koymuyor…(1884)

Amerika’nın bir numaralı çelik kralı Andrew Carnegie,   İşçilerin üzerine kiraladığı Pinkerton ajanlarını gönderdi.  İşçilerle ajanlar arasında kanlı çarpışmalar oldu.

Her eyalet ve kentte, zenci ve beyaz işçilerin birlikte gerçekleştirdiği gösteriler için gazeteler “Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu” tarzında spot yazılar geçiyordu. İşçi hareketi, ardında çözüm bekleyen büyük bir dalgayı da beraberinde çözüme kavuşturmuştu. O da, zencilere uygulanan ikinci sınıf insan muamelesinin işçi birliktelikleri sayesinde giderilecek olmasıydı. .

Bu tutum Amerika’nın yüzkarası bir açmazıydı. Bu kirli açmaza Ku Klux Klan ırkçı örgütünü katmadan geçemeyiz. Bu kanlı terör örgütü tıpkı Pinkerton ajanları gibi fabrika sahibi kompradorların gizli planlamaları doğrultusunda kışkırtıcılık yapıyor, kargaşa yaratıyordu.

KAYNAK:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.