Ülkeye giriş yaptıkları ilk günden bu yana vatandaşın endişelerinin olduğunu ifade eden Mali Müşavir ve İş İnsanı Fatih Ölmez: “Ülkemize ilk girdikleri günden itibaren vatandaşımızın aklında iki soru vardı. Birincisi ‘Gelenler ne zaman dönecek?’, ikincisi ise ‘Can ve mal güvenliğimiz tehlikede mi?’. Bu iki soru aslında mülteci girişlerine izin veren hükümet tarafından açıkça belirli olmalıydı. Öncesinde bir yönetim krizi yaşandığı söylenen Suriye bir bataklığa dönüşünce gelen mülteciler de gitmeyi akıllarına bile getirmedi o günden sonra. Sınıra akın eden milyonlarca insan elini kolunu sallaya sallaya geçti Türk topraklarına. Bunun bir Ensar-Muhacir kardeşliği olduğu önümüze sürüldü hep. Ama yaşanan tacizler, cinayetler hatta Çadırkentlerdeki isyanlar bunun hiç de kardeşçe bir ilişki olmadığını gösterdi. Savaştan kaçan bir yığın insan sığındıkları ülkede daha rahat yaşamak için Türk milletinin seçtiği iktidara kafa tutabildi.” dedi.

İş İnsanı Ölmez, bayram ziyareti için gidebilenin geri gelmesine gerek kalmadığını belirterek: “Zaten tatile çıkar gibi her bayram ülkesine gidebilen biri herhalde mülteci sıfatında değildir. En azından mantık çerçevesinde öyle olmaması gerekir. Madem gidenleri almama gibi hakkımız var. Gidenleri sınırdan geri almayalım. Misafirperverliğimizi gösterdiğimiz gibi ev sahibi olduğumuzu da hissettirelim. Suriye’de ortalık durulmuşken, henüz ülkede bir mülteci kaosu çıkmamışken bu imtiyazı kullanalım. Çünkü misafirperverliğin sınırı fazlasıyla aşıldı.” ifadelerini kullandı.

“ÖZ YURDUMUZDA GARİP DÜŞTÜK”

Konut fiyatlarında ve kira oranlarındaki artışa dikkat çeken Ölmez şunları söyledi: “Konutta 4 yıllık dolar bazlı fiyat artışı yüzde 43 seviyelerine gelmiş durumda. Buna rağmen son 5 yılda yaklaşık 20 bin yabancı Türkiye’den konut alarak aynı zamanda vatandaşlık almış. Vatandaşımız ev alma hayalini şöyle dursun iyi bir eve kiraya çıkma hayalini bile kuramaz duruma geldi. Öz yurdumuzda garip düştük. Yabancıya satılacak herhangi bir konutu kiralamak istediğimizde nasıl bir tabloyla karşılaşacağız? Son analizlere göre satılan 5 daireden birini yabancı bir vatandaş almış. Bu şunu gösteriyor ki ileride özellikle büyük illerimizde neredeyse Türk gayrimenkul sahibi kalmayacak. Kendi vatandaşımızı konut sahibi yapacak projelerimizin olması gerekir. Yetkililer buna el atmalı. Aksi halde mülteci krizinde olduğu gibi önümüzü göremez ve başka bir çıkmaza doğru gideriz.”