Maarif Anadolu Lisesi'nde Şiir Gibi Yaşamak söyleşisi
Kahramanmaraş'ın Maarif Anadolu Lisesi’nde 9 Aralık Çarşamba 20.30'da şiir üzerine çevirim içi söyleşi gerçekleştirildi.
Kahramanmaraş'ın Maarif Anadolu Lisesi Kültür ve Edebiyat Kulübü tarafından, Tokatlı Şair ve Yazar Mustafa Uçurum’un konuk olduğu “Şiir Gibi Yaşamak” başlıklı çevirim içi söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşiye öğretmen, öğrenci ve velilerin yoğun katılımı oldu.
Program Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni Bayram Kayabaşı’nın koordinatörlüğü ve moderatörlüğünde başladı. Progrmın içeriği hakkında bilgi verdikten sonra Okul Müdürü İbrahim Halil Kaymaz programın gerçekleştirilmesinde emeği geçen öğretmen ve öğrencilere teşekkür etti. Kaymaz: “Covid19 nedeniyle öğrencilerimizden uzakta kalmanın hüznünü yaşadığımız bugünlerde bu tür etkinlikler bizlere moral motivasyon kaynağı olmaktadır.” Daha sonra programın güzel geçmesi ile ilgili temennilerini dile getirdi.
Program Bayram Kayabaşı’nın moderatörlüğünde başladı.
Şair Mustafa Uçurum kendisini tanıttı. Şiir yazmaya ortaokulda başladığını ve ilerleyen zamanda gazetelere şiirler yazdığını, şiir dergileri çıkardığını ifade etti.
Şiir yazmanın çok önemli olduğunu, düşüncelerin ve duyguların daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladığını ifade etti. Büyüdüğü ortam olan Tokat ve Tokat’ın şair kişiliğine etkilerinden bahsetti. Kahramanmaraş ve şiirin ne kadar bütünleştiğinden, Kahramanmaraş’ın önemli şairler çıkardığından bahsetti. 7. Güzel Adamın şiirin gelişimine katkısını ifade etti.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde okurken şiire meraklı 4 arkadaş olduklarını ve kendilerini geliştirmek amacıyla ne yapabileceklerini sorguladıklarını ifade etti. Kendilerini geliştirmek amacıyla arkadaşlarıyla birlikte çok fazla kitap okuduklarını ifade etti. 1996 yılında Martı Dergisini çıkardıklarını ve insanların isterlerse güzel şeyler ortaya koyabileceklerini ifade etti. Öğretmen olduğunda da farklı bir öğretmen olma çizgisine yöneldiğini dile getirdi.
“Şiir gibi ne demek?” sorusu üzerine; “sevgilerimizi, dostluklarımızı şiirle anlatmaya çalışırız” dedi. Eskiden şairlerin hep ölü insanlar olduğunu düşündüğünü, yaşayan bir insanın şiir yazabileceğini düşünemediğini ifade etti. Şiir gibi yaşamanın yaptığınız işe bir estetik katmak olduğunu vurguladı.
Uçurum: “Öncelikle her olay her iş başlı başına bir şiirdir. İnsan keyif aldığı bir işi yaparsa ona kalan yorgunluk değil huzurdur. Bizler böyle bakmalıyız her faaliyete. Ben şiiri anlatırken "Kelimelerle bir ruhu nakış nakış dokumak" olarak tanımlarım. Okunan her şiir insanın gönül hanesine bir güzellik sunar. Şiir gibi yaşayabilmek için insanın bir yol göstericisi olmalıdır. Ne kadar şair varsa o kadar şiir gibi yaşamanın tanımı vardır. Benim bir şair olarak adım anılacaksa bunun 'ırmaklarla' birlikte anılmasını isterim. Şairliği canlandırmak kişinin kendi elinde, dünyaya bakış açısında, insanlara yaklaşımındadır.” Dedi.
“Şairlik duygusu besleyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?” Sorusu üzerine:
“1) Şiirin ilk kaynağı olarak hep kendinizi görün,
2) İyi şairlerin iyi şiirlerini okuyun,
3) Şiiri hafife almayın, çünkü şiir ciddi bir iştir.
4) En az beş edebiyat dergisi takip edin,
5) Bir şiir yazmak için en az 100 şiir okuyun. (Zaten şiirin beşiği Kahramanmaraş 'ta yaşıyorsunuz. Yedi güzel şairin şehrindesiniz.)
Yok ben bunlarla uğraşmadan şiir yazarım diyenlerin yazacakları her satır boş söz kalabalığın önüne geçemez.
Mehmet Akif Ersoy’un hep milli uyanışı anlatan şiirler yazdığını dile getirdikten sonra, şiir yazmanın ciddi bir iş olduğunu hazırlık yapmak gerektiğini ve belli bir bilgi düzeyine erişmiş olmak gerektiğini ifade etti.
“Şiirinizin gayesi ne?” sorusu üzerine Kuran-ı Kerim’den örnek vererek Şuara Suresi’nin varlığını hatırlatıp bu surenin içeriğinin bir hakikati anlatmak olduğunu ifade etti.
Bir insanın şiir yazabilmesi için düzenli olarak en az 5 dergi takip etmesi gerektiğini, yüzlerce şiir okuması gerektiğini ve insanın içinin şiirle dolması gerektiğini dile getirdi.
Günümüzde herkesin şair olduğunu, yazmayı sevdiğini fakat kaliteli ve çaba gösterilmiş ürünler ortaya koyulması gerektiğini ifade etti. Şiir yazacakların üstadların şiirlerini kesinlikle okuması gerektiğini vurguladı.
Mehmet Akif Ersoy’un yabancı şiirleri anlamak amacıyla Fransızca ve İngilizce öğrendiğini hatırlatan Uçurum, şiir yazmanın öyle kolay bir iş olmadığına, emek verilmesi gereken bir şey olduğuna da vurgu yaptı.
Şair Mustafa Uçurum’un öğrencilerden gelen yoğun talep üzerine kendisine ait “Haberim Yokmuş Gibi Çek Şiiri”ni okumasıyla söyleşi sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.