Kurban Bayramı için diyetisyen tavsiyeleri
Nişantaşı Hastanesi tarafından kurulan Nişantaşı Obezite Enstitüsü’nden Diyetisyen (Dyt.) Büşra Yücel, Kurban Bayramı için beslenme tavsiyelerinde bulundu.
Kurban Bayramına kısa süre kala uzmanlar, bayramda beslenmeye dikkat etmeleri konusunda halkı uyarıyor. Nişantaşı Hastanesi’nde görev yapan Diyetisyen Büşra Yücel, kırmızın etin yararlarını anlatırken, fazla tüketilmesi durumun ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar hakkında açıklamalar yaptı. Dyt. Yücel, ayrıca etin pişirilmesi ve hangi gıdalar ile tüketilmesi gerektiği konularında bilgi verdi.
Kırmızı etin yararlarının yanısıra fazla tüketiminde ortaya çıkacak rahatsızlıklara değinen Dyt. Büşra Yücel, ''Bayramlar tüm aile bireylerini, dostları bir araya getiren, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak simgelenen geniş sofraların kurulduğu mutlu ve keyifli günlerdir. Kurban bayramının yılda bir defa olmasından dolayı et tüketimi ile bunun yanısıra tatlılar ve böreklerin tüketim miktarı ve sıklığı artmaktadır. Kırmızı etler proteince zengin besinlerdir. Ayrıca demir, çinko, selenyum gibi mineralleri ve B1, B6, B12 ve D gibi vitamin gruplarını da içermektedir. Ayrıca kırmızı etler yağ asidi yüksek ve kolesterol içeriği yüksek besinlerdir. Bu nedenle hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, mide rahatsızlığı olan bireylerin ve yaşlıların et tüketirken dikkatli olması lazım'' dedi.
''Kavurmanın içine ilave yağ konulmamalı''
Bayram sofralarında aşırı yemekten kaçınılması ve yemekleri hazırlarken dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dyt. Yücel sözlerine şöyle devam etti: ''Kurban bayramında, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, eti kısıtlı miktarlarda tüketmeli, aşırıya kaçılmamalıdır. Alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmamalıdır. Bayram dönemlerinde hem bazı küçük ama etkili beslenme önlemleriyle hem sağlığınızı koruyabilir hem de bayram ikramlarının keyfini çıkarabilirsiniz. Kavurmanın içine ilave yağ koymamak, et kestiğimiz tahtalarda çiğ sebze doğramamak, et yemeğinin yanına pilav, tatlı, börek yerine salata, bulgur pilavı ya da esmer pirinç eklemek bu önlemlerden bazıları''.
''Etler sindirimi ağır olan besinlerdir''
Etin sindirilmesi zor bir besin olduğuna değinen ve pişirme yöntemlerine dikkat çeken Dyt.Yücel, ''Etler sindirimi ağır olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirimde zorluk oluşturur. Midede şişkinlik, hazımsızlık gibi sıkıntılara neden olur. Özellikle mide rahatsızlıkları çeken bireyler, eti en az 24 saat bekletmeden tüketmemelidir. Yemek pişirme yöntemi olarak kızartmalar yerine, haşlama, fırınlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmelidir. Mangal yapılması durumunda ise etlerin kömürleşmemesine ve dışı pişen, içi çiğ kalan etlere dikkat edilmeli. Kömürleşen etler her zaman kanser riski taşır. Ayrıca etin ateşe yakın olması B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açmaktadır'' şeklinde konuştu.
Besin çeşitliliğinin sağlanmasının önemini vurgulayan Dyt. Yücel, ''Tek tip beslenmemeliyiz. Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya sebzelerle birlikte tüketilmesi besin çeşitliliğinin sağlanması, sağlıklı beslenme için gereklidir. Ayrıca sebzelerde bulunan C vitamininin etlerde bulunan demir, çinko ve magnezyumun emilimini ve vücutta kullanılmasını arttırmaktadır. Kurban Bayramı'nın geleneksel yemeği haline gelen kavurmanın içine ilave yağ eklemeden, kendi suyunda, kısık ateşte pişirerek yapılmalı ve öğle öğününde tüketilmelidir. Akşam öğününde ise sebze, kuru baklagil gibi posa içeriği yüksek yemekler tercih edilmelidir. Etlerin yanında rafine edilmiş pilav, makarna, börek, tatlı yerine bulgur, esmer pirinç tüketmeliyiz. Asitli, şekerli içecekler yerine ayran, yoğurt, cacık ve bol miktarda mevsim salataları tüketilmelidir'' ifadelerini kullandı.
''Çikolata yerine kuru meyve''
Eti tüketirken aşırıya kaçılmaması gerektiği gibi çikolata ve şeker tüketirken de aşırıya kaçılmaması gerektiğinin altını çizen Dyt. Yücel, ''Bayramda bilinçsizce çikolata ve tatlı tüketilir. Fazla çikolata ve tatlı tüketimi, mide yanması, bağırsak bozuklukları gibi şikâyetlere neden olur. Çikolataya ve şekere alternatif olarak; vitamin, mineralden zengin ve posa içeriği yüksek olan kuru meyveler, ceviz, fındık gibi kuruyemişler tüketmeliyiz. Meyve suları yerine açık çay, bitki çayları tercih edilebilir. Her zaman olduğu gibi günlük 2-2.5 litre arası su tüketmeye dikkat edilmelidir. Gün içerisinde 30-40 dakikalık kısa yürüyüşler yaparak harcadığınız enerjiyi artırmayı ihmal etmeyin'' diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.