Kahramanmaraş'ta Nurhak Dağları'nın Gizemli Hikayesi: Ali Göl Efsanesi

Yayınlanma:
Güncelleme: 18 Ocak 2024 10:08
Kahramanmaraş'ta Nurhak Dağları'nın Gizemli Hikayesi: Ali Göl Efsanesi

Kahramanmaraş Nurhak Dağları'nda yer alan Ali Göl, aşk ve kahramanlık efsaneleriyle öne çıkar. Çoban Ali'nin dramı ve kutsal inleyen mağara hikayesiyle bilinir.

Kahramanmaraş'ta Nurhak Dağları'nın zirvesindeki krater gölü, bölgede Oli Göl olarak bilinir. Yöre halkı, bu göle "ALİ" adını vermiştir ve bu ismin kökenini bir efsaneye dayandırır. Söylenceye göre, yörede yaşayan bir çoban olan Ali, beyin kızına aşık olur ve kız da Ali'yi sevmektedir. Ancak bir gün, bey durumu öğrenir ve çobanı çağırarak ona kızını vereceğini, ancak Nurhak Dağları'nda bir kış geçirmesi gerektiğini söyler. Çoban, atıyla dağa çıkar ve günümüzde Ali Göl'ün çevresindeki bir mağaraya sığınır. Bir süre dağ koşullarına dayanır, ancak sonunda hayatını kaybeder.

Efsaneye göre, çoban Ali'nin ölüm nedeni mağaranın duvarlarındaki yazılarda şu şekilde anlatılır: "Açlıktan, susuzluktan değil, dağların uğultusundan öldü." İnanışa göre mağaranın önündeki oyuk taş, Çoban Ali'nin atının yemliği olarak bilinir. O günden sonra mağaranın yakınındaki göle "ALİ GÖL" adı verilir.

img-20200815-002903-858.jpg

ALİ GÖL efsanesinin bir de ikinci hikayesi bulunmaktadır:

Eski devirlerde Elbistan'a hükmeden bir bey vardır. Bu bey, beyliğin devamı için çocuklarını yetiştirmeye büyük önem verir. Üç kızını ehliyetli kişilerden ders alarak savaş sanatlarında yetiştirir. Bir gün, savaş sırasında beyin küçük kızını kurtaran bir yiğit, ona âşık olur. Ancak "Bey kızı, bey oğluna layıktır" düsturu gözetilir. Aşk, ferman dinlemez ve çeşitli aracılarla beyin gönlü kazanılır. Kız, evet demesine rağmen, evleneceği kişinin yiğitliğini oba halkına duyurması için bir şart koşar. Kırk gün boyunca Nurhak Dağı'nda Ali Göl yakınındaki bir mağarada beklemelidir.

Yiğit delikanlı, atıyla birlikte mağaraya gider. Ancak kırk günü tamamlayamaz, otuz iki gün sonra hayatını kaybeder. Mağarada bulunan taşta şu yazı yer alır: "BEN VE ATIM NE AÇLIKTAN NE KORKUDAN ÖLDÜK, BİZ İNİLTİDEN ÖLDÜK." Mağara hâlen mevcuttur ve kulakları tırmalayıcı bir uğultu nedeniyle sonuna kadar gidilememektedir. Halk, bu mağaraya "İnleyen Mağara" der ve çevre köylerce kutsal sayılır.

Başka bir rivayete göre gölün adı, Çoban Ali'den değil; Hz. Ali'den gelir. Bir gün Hz. Ali'nin yolu bu bölgeye düşer, azık torbasındaki kırıntıları dağın kuzeyine, suyu da güneyine döker. Bu nedenle dağın kuzeyi ovalık, güneyi ise sulaktır.

İlgili Haberler

KAYNAK: Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.